Nisan ayında yapılacak referandum için, AKP’nin “Evet” kampanyasının omurgası belli olmaya başladı.
Referandum sonucunu belirleyecek milliyetçi oyları etkilemek çok önemli.
CHP ve MHP’nin seçim beyannamelerinde parlamenter sistemden yana olduğu, Başkanlık sistemine karşı olduğu, seçmenlerinin de aynı görüşü paylaştığı biliniyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin keskin görüş değişikliğine parti kitlesinden destek yok. MHP’li yöneticiler ile “lider tartışılmaz” anlayışındaki çok az bir kesim hariç ülkücülerin “hayır” diyeceği açık.
Ak Parti içindeki milliyetçi seçmenlerin de önemli bir kesimin (yüzde 20 civarı) Başkanlık sistemini benimsemediğini hem gözlemlerimiz ve hem de anketler gösteriyor.
Bu bakımdan AKP kendi içindeki Başkanlık sistemine karşı olan seçmenler için ayrı, HDP kitlesi için ayrı, milliyetçi oylar için ayrı “evet” gerekçeleri üretmeye çalışıyor.
AKP milliyetçi kesimi tepkisel oy vermeye yönlendirmek istiyor. “Hayır” oylarının temerküz ettiği CHP ile (Devlet Bahçeli’ye rağmen) “hayır” oyu verecek ülkücüleri HDP/PKK üzerinden kontrol etmeye çalışıyor.
Milliyetçi/ ulusalcılara yönelik “HDP/PKK’lılarla aynı oyu kullanmak size yakışmaz” şeklinde propaganda kurgulanmış. Troller sosyal medyada “Teröristler hayır diyecek ya siz?” gibi sloganları başlattı bile.
*****************************************
Tepkisel Oy Kullanmayın
Sistemi kökünden değiştirecek Anayasa paketine her parti ve hatta her vatandaş kendi gerekçeleri üzerinden “evet” veya “hayır” diyecektir.
Siyasi partiler zaman zaman rakipleriyle belli noktalarda aynı görüşte olabilir.
Geçmişte “açılım sürecinde” AKP ile HDP işbirliği yapmış, Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP ile MHP ortak aday göstererek işbirliği yapmıştı.
“Biri ne diyorsa ben tam tersini yapacağım” demek, o birinin kontrolüne girdiğinizi gösterir.
AKP, şimdi böyle bir söylemle milliyetçi seçmenleri kontrol etmeye çalışmakta.
Başkalarının oyuna bakarak oy kullanmayın. Türkiye’nin geleceğini düşünün. Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı gibi ilkeler üzerinden karar verin.
Bir kişinin aklının, ortak akıldan daha fazla olup olamayacağını düşünerek oy kullanın.
“Teröristler hayır diyecek ya siz?” sorusunu soranlar da, Türk Milleti de AKP’nin teröristlerin “evet” dediği “açılımlara” halkımızın da “evet” demesi için yaptığı propagandaları, akil adamları unutmuş olamaz.
Buna rağmen “Türk halkının balık hafızalı olduğu” varsayımından hareketle yürütülen propaganda bakalım etkili olabilecek mi?
*****************************************
HDP “Hayır” Demez
Görünüşte HDP Başkanlık Sistemine karşı gibi. Ama referandumda “hayır” demesi pek mümkün değil. Çünkü;
- Başkanlık Sistemi “eyalet” denilen “federe devletlerin” birleşmesiyle kurulan devletlerde uygulanır. (R. Tayyip Erdoğan da bunu 09.12.2014 tarihinde Teke Tek programında ifade etmiş, “Eyalet olmadan Başkanlık Sistemi üstü kaval, altı Şişhane olur, aldığınız zaman her şeyiyle alacaksınız” demişti.)
Bu sistem HDP/PKK kanadı için çok ileri bir adımdır. Bir adım sonrası “bağımsız PKK devletidir.” Bir kişiye verilen müthiş yetkiler sayesinde o son bir adımı atmak da çok kolaylaşır.
- PKK’nın İmralı’daki başı ile yürütülmüş olan müzakerelerde, “Öcalan’ın Başkanlık sistemine de, Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığına da karşı olmadığı” açıklanmıştı.
- Prof. Dr. Ümit Özdağ “Hâlâ Saray ile Öcalan-HDP arasında pazarlık devam ediyor. Referandumdan önce bu pazarlığın nasıl biteceğini bilmiyoruz” bilgisini veriyor.
- 2010 yılında yapılan Anayasa referandumunda da HDP “hayır” cephesinde yer almış gözükmesine rağmen, HDP’nin güçlü olduğu seçim bölgelerinde sandıklardan yüzde 90’ın üzerinde “evet” çıkmıştı. Bu tecrübe aynı ihtimalin bugün de kuvvetli olduğunu göstermektedir.
- Ayrıca HDP Meclis’te Başkanlık sistemi için “evet” oyu kullanmadı ama “hayır” oyu da kullanmadı.
Yapılan pazarlıkta anlaşırlarsa HDP referandumda “evet” oyu kullanacaktır. Yok, anlaşamazlarsa sandığa gitmemek suretiyle “evet” oylarına dolaylı destek verecektir.
Oslo, İmralı ve Dolmabahçe müzakere/ mutabakatlarını yapan AKP ile HDP’nin, Başkanlık öncesi veya sonrasında yeniden bir mutabakata varmayacağının garantisi yoktur.
Bu bakımdan yapılan propaganda mesnetsizdir.
*******************************************
Son Pişmanlık Fayda Etmez
2010 referandumunda “evet” cephesinde AKP ve bugün FETÖ olarak anılan Cemaat başı çekiyordu.
Ayrıca “yetmez ama evet” diyen etkili bir grup vardı. Bunların çoğu bugün terör örgütü üyesi ve darbeci olmak suçlarından tutuklular. Nazlı Ilıcak, Ahmet ve Mehmet Altan, Ali Bulaç, Şahin Alpay, Hasan Cemal, Mümtazer Türköne, Cengiz Çandar gibi yazarlar, Hakan Şükür gibi sporcular, Sezen Aksu, Sinan Çetin gibi sanatçılar hep “evet” demişti.
Dışarıda olanlar da yana yakıla yanıldıklarını, aldandıklarını anlatıyor. Şimdi hepsi bin pişman.
Hatta 15 Temmuz Darbe Teşebbüsüne cüret edilebilmesinin arkasında, 2010 referandumu ile Yüksek Yargının FETÖ’ye teslim edilmiş olmasının yattığını gören AKP’liler de hata yaptıklarını görmekte.
Bu defa da eğer “evet” oyları fazla çıkar ve sistem değişirse, çok geçmeden “evet çilerin” çoğu yine pişman olacaklardır. Ama iş işten geçmiş olur. Son pişmanlık fayda etmez.
Ama “hayır” oyları fazla çıkarsa;
Türkler kendini yönetme ehliyetine sahip olduğunu ispatlayacak…
Ortak aklın hâkim olduğu bir süreç başlayacak, kurumlar çalışacak ve kurallar işleyecek…
Ülke meselelerini daha kolay çözebileceğiz.
*******************************************
Meral Akşener ne Diyor?
Meral Akşener AKP ve HDP kanadı dışındakiler için bir umut olurken, Saray’ın ve Devlet Bahçeli’nin korkulu rüyası olmuştu. Ancak artık sesini medyada duyuramıyor. Merkez ve yandaş medya bir yerlerden talimat almış olmalı ki, asla O’nu konuşturmuyor.
Sadece nadiren Halk TV‘de O’nu izleyebiliyoruz. Ayda 2-3 defa programa çıktığı ve çok az kişinin bildiği Türkiye’m TV bile kapatıldı.
Ama O fırsat bulduğu her yerde konuşmaya, halkımız ile buluşmaya çalışıyor.
Yakın zamanda, bir grup arkadaşla birlikte, Meral Akşener‘le sohbet etme imkânı bulduk.
“Niye bir parti kurmuyorsunuz?” sorularına, “şu anda en önemli şey Başkanlık Sistemine geçişi durdurmak, referandumda ‘hayır’ oylarının fazla çıkmasını sağlamaktır” cevabını veriyor.
Bunun için ümitli. “Görüştüğüm anket kuruluşlarından aldığım rakamlara göre evet oyları yüzde 42 civarında. Hatta kararsız oylar dağıtılmadan yüzde 37 mertebesinde. Ancak çok adaletsiz bir seçim ortamında olduğumuzu unutmayalım. Bizim de çok çalışmamız lazım” diyor.
Büyük bir azim ve gayretle “hayır” oylarının artması için çalışacağını, “kendisi gibi MHP’de başkan adayı olan Ümit Özdağ, Sinan Ogan ve Koray Aydın’ın da aynı gayret içinde olacağını” söylüyor.
“Hayır” oyları fazla çıktığında ise “Türkiye siyasetinin yeniden şekilleneceğini, evetçi siyasi partilerin genel başkanlarının değişeceğini, Türkiye’nin içinde bulunduğu kara bulutlardan çıkabileceği bir siyasi atmosferin doğacağını” ifade ediyor.