Kıbrıs ve Düşündürdükleri (2)

60

Bütün bu mazlum milletler; eğer kuvvet bende deyip harekete geçebilirlerse, belki…

Ya da, onları himaye ve koruması altına alacak, Osmanlı Devleti gibi bir devlet zuhur edip, ortaya çıkarsa ne âlâ…

Yoksa, eski hâl olur, imkânsız ve muhal

Çaresiz olarak devam eder, yeni hâl

İşte Kıbrıs’ın da, bunlar gibi, eli kolu bağlanmak isteniyor. Kendi vatanlarında, vatansız gibi yaşasınlar deniyor. Tabii bu yaşamaksa eğer. Tabii, bu imkânı güvenilmez Rum, verirse şayet.

İşte Kıbrıs’ta, böyle bir komedi oynanıyor!

Galip; mağlup hâle sokulmuş, olmuş boynu bükük

Halka, haksızca yüklenmiş, nice bir onulmaz yük

Sözde mağlupsa da Rum, arsızlaştıkça arsızlaştırılıyor

Azdırılmış köpekler gibi Rum, hırladıkça hırlatılıyor

Bakın şu haddini bilmez Rum’a, nasıl da

Galip üstünde, yelteniyor zorbalığa

Zaman zaman, bunu gerçekleştirmiyor da değil hani!

Peki, bunun karşısında, benim devletim nerde sahi?

Pasif, pısırık ve haklılığının âdeta mahcubiyeti içinde kıvranan Türkiye; muhal ve olmayacak hayaller için, Kıbrıs’ın varlığını; hayali kalacak şekilde, hayalî kılacak tarzda tehlikeye atıyor ve hatta atmış gibi davranıyor.

Bu nasıl zillettir ki, tarih, utanıyor bu hâlden

Ama tarihte, çok defa çıkar zaferler, muhâlden

Çok yakın bir zamanda, Rum kuvvetleriyle Türk Ordusu

Kapışacak palikaryayla, ister istemez doğrusu

Kıbrıs, artık tamamiyle bizim olmalı

Türk askeriyle tüm ada, hemen dolmalı

Neylersin, Rum, rahat oturmuyor yerinde

Çünkü, kavak yelleri esiyor serinde

Bizlere, bu zaferi sunmaya hazırlanan, Rum’un ta kendisi

Barış gelmesi için adaya, Türk olmalı Rum’un efendisi

İşte o zaman, görecek hep beraber, neymiş insanlık, dünya

Şimdiye kadar, ey dünya, Rum’un ne mal olduğunu, gördün ya

Çünkü bu millet, istemiyor savaş mavaş, durup dururken

Fakat duramaz da, Rumlar, darbe üstüne darbe vururken

İnanın, olacak inşaallah, Kıbrıs’ın tamamı bizim, bu sefer

Bunu onlar istedikleri için, bizim olacak, büyük zafer

 

 

Önceki İçerikVasiyetini Basın Toplantısı İle Açıklaması Sebebiyle Bozkurt İlham Gencer İle Röportaj
Sonraki İçerikDede Korkut Kitabı
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.