Öğretmenin Statüsü

51

“İsmet BERKAN’ın kaleme aldığı 25.11.2015 tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısında;“aralarında Türkiye’nin de olduğu, 21 ülkede yapılan anketlerdeki “Öğretmenin Statüsü Endeksi”nde; Türkiye, öğretmenlerine layık gördüğü manevi statü açısından, en yüksek değeri veren üçüncü ülke olarak çıkmış. Birinci, Çin, ikinci Yunanistan. Sonuncular İsrail ve Brezilya.

Aynı rapora göre,Türkiye’de öğretmenlerin yıllık ortalama kazancı 25 bin 378 dolar, Singapur’da 45 bin 755 dolar.

Türkiye’de, bir öğretmenin başlangıç maaşı ile alabileceği maksimum maaş arasındaki fark, yüzde 50 kadar. Türkiye’de bir öğretmenin bu maksimum maaşa ulaşabilmesi için 25-35 yıl çalışması gerekiyor.

Buna karşılık çoğu Avrupa ülkesinde maksimum maaş, ilk maaşın 80-90 fazlasına denk geliyor. Buna ulaşabilmek için 15-18 yıl çalışmak yeterli oluyor.” Denilmektedir.

Mehmet Y.Yılmaz, aynı tarihli Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın,  “24 Kasım Öğretmenler Günü” nedeniyle yapmış olduğu konuşmasında; “Öğretmenlik sadece ücreti için, imkânları için yapılacak bir meslek kesinlikle değildir. Bu mesleği gönülden sevmeyen, kendisini bu işe adamayan hiç kimse, gerçek manada bir öğretmen olamaz.” Dediğini yazmaktadır.

 

Öğretmenler Günü nedeni ile 81 ilden gelen öğretmenlere “meslektaşlarım” diye hitap eden Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, ise, öğretmenlere atama müjdesi vererek,“Birçok öğretmen adayımızı mutlu edecek haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ocak ayında emekli olacak öğretmenlerimizin de durumlarını göz önüne alarak 15 bin yeni kadro ilan edeceğiz. 15 bin yeni öğretmen atamasını ocak ayında yapacağız” demiştir.

 

Gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse Sayın Başbakan,”öğretmenler günü nedeniyle” yapmış oldukları konuşmalarında, öğretmenliğin; “erdemine, kıymetine, önemine” vurgular yapmışlardır.

 

Yukarıdaki araştırma ve benzer bir çok tespit, öğretmenlerimizin aldıkları maaş ile ancak hayatlarını sürdürebildiklerini ortaya koymaktadır.

 

Öğretmenlerimizin; “araştırma, kendilerini geliştirme, tatil yapma, çalışma ortamlarında beslenme, ulaşım, konut edinme, çocuklarına kreşimkânı sunulması,  çocuklarının sağlık ve okuma sorunları, çalışma şartları vb.” birçok sorunları bulunmaktadır.

 

Bir ülkede eğitimin kalitesi, öğretmenin kalitesiyle yakından ilgilidir. Öğretmenlik cazip meslek haline getirildiğinde, eğitim öğretime de elbette kalite gelecektir.

 

Yıllarca, meclis araştırma komisyonlarının “öğretmenler hakkında düzenlediği raporlar” tamamlandıktan sonra, tozlu raflara terkedilerek, hayal kırıklıklarına ve güvensizliğe neden olmuştur.

 

Başbakanımızın iyimserliği, samimiyeti ve pozitif söylemleri umut vericidir. Yeni kurulan hükümetten,öğretmenlik mesleği ve öğretmenler somut adımlar beklemektedir.

 

Sanırım artık zamanıdır.

 

 

Sevgiyle kalın…