Çok Uluslu Şirket veya kısacasıyla ÇUŞ ile birçok ülkede birden faaliyet gösteren ve ekonomik güçleri küçük yada orta boylu ülkelerin ekonomik gücü seviyesindeki yapılardır. Dünyanın en büyük 100 ekonomisinin 50’si bu şirketlerdir.
Mesela Seven Sisters; nam-ı diğer Yedi Kızkardeşler, 7 büyük petrol devi: BP, Chevron, Shell, Mobil, Exxon, SoCal, Texaco. Mesela Power Elite; nam-ı diğer Güçlü Seçkinler veyahut Seçkin Güçler. Bir de Şirketokrasi anlamında Corporatocracy var ki bu Çok Uluslu Şirketlerin dünyayı yönetme biçimine deniliyor.
Bu şirketler bazen belli başlı konularda, bilhassa da yüksek rakamlı ihale işlerinde bir araya gelir ve ortaklıklar oluştururlar; buna da konsorsiyum denir. Bazen de alt işler / ayak işleri için küçük işletmeleri taşeron olarak kiralarlar. Ekonomiden teröre değin gücün mantığı böyle işler.
PKK, TİKKO, DHKP-C, El-Kaide, Taliban, Eş-Şebab ve sair örgütler ÇUŞ veya Küresel Güçlerin taşeronu olarak imalattan halka arz edilmişlerdir. Partiya Karkeren Kurdistan (Kürdistan İşçi Partisi) olarak bilinen ve ERNK, PJAK, PYD, HPG, KCK gibi terör kollarıyla 1 milyar avroluk bir kaynağa hükmeden PKK taşeronluktan konsorsiyum aşamasına geçmek için son tahlilde uygun bir uluslararası konjonktür yakalamış olsa da “İşçisin sen, işçi kal!” şarkısının kapsama alanı dışına çıkabilmiş değil.
Buna karşın IŞİD tam bir konsorsiyum: 50 bini Irak ve Suriye‘de savaşan, 50 bini de diğer ülkelerde aktife geçmek için hazır bekleyen tam 50 değişik ülkeden militanı mevcut. Irak ve Şam İslam Devleti‘nin İngilizce kısaltması İSİS ile İSİL, Arapça kısaltması ise DİIŞ (ed-Devleti’l-İslâmiye fi’l-Irak ve’ş-Şam). DAEŞ ise Arapça baş harfler olan dal-elif-ayın-şın harflerinin yan yana dizilmesiyle oluşan yeni telaffuz sözcüğüdür.
‘Halifelik‘ iddia eden ve ‘Biat‘ bekleyen bu sözde ‘İslam Devleti‘ dünyayı ‘emirlik‘ adı altında eyaletlere ayırmakla kalmamış, elinde tuttuğu yerleri de hesapta ‘şeriat‘la idare ediyor. Selefîlik ve Cihad kavramı tarihin az gördüğü dehşet – cinayet seanslarına sahne oluyor.
Sahne derken; profesyonel korku prodüksiyonları.. Bol Oscar’lı Hollywood filmlerinden tek farkı buz gibi gerçek olması. En eski kafa (Cahiliye) olarak tarif edilebilecek olan IŞİD, katliam propagandalı mürit toplama işindeyse en ileri görsel teknolojileri kullanabiliyor. Sadece bazılarının çekim maliyeti 200-300 bin Amerikan doları.
Yıllık geliri 2-3 milyar dolar civarında olan bu çok uluslu, çok dilli, çok azgın ve çok ekonomik yönlü teşkilatın ömrünü uzmanlar yani istihbaratçılar en az 10-20 yıl olarak tahmin ediyorlar yani planlıyorlar. Bazıları ise bunun bir NATO projesi olduğunu saklamıyor.
Konsorsiyum; Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve İsrail istihbaratlarının öncülüğünde kendi denetimlerindeki hapishanelerde yetiştirilen özel adamlarla harekete geçiriliyor. ABD ve İsrail denetimindeki Ürdün‘de ordulaştırılıyor, ABD ve AB kontrolündeki Katar ve Suudî Arabistan tarafından ise masrafları karşılandırılıyordu.
Hedef orta vadeli bir taşla uzun vadede düzinelerce kuş vurmak. Haritaları değiştirmekten mezhep savaşlarına, Batı ülkelerinin bağırsaklarındaki göçmenlerin temizlenmesinden İslamiyet’in ‘en kötü‘ (worst) gösterilmesine, dehşetle nüfus planlamasından ganimet ekonomisine değin neler var neler.
Dahası bunların kanıksanması ve 2015’li milenyum yıllarından sonra korku, kaos ve kölelik sacayağından oluşan Ortaçağ‘a / Feodalite‘ye geçiş.
Ve benim bildiğim Türkiye konsorsiyumlara girerken de, çıkarken de uluslararası kamuoyu ile hareket eder. Velhasıl dünya 5’ten büyük değildir.