Bir Seçimin Anatomisi

98

Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir ortamda, hiç kimse hiçbir şey düşünmüyor demektir“. Walter Lipmann)

TBM Meclisi Başkanlığı seçimi nihayet bitti lâkin söylentiler, varsayım dedikoduları, hâlâ devam ediyor. Toplumda öyle algı oluşturulmuş ki, onlarca seçenek olmasına rağmen kurşun asker misali insanlar, tek bir şey düşünecekler başka düşünceler, düşünenler neredeyse engizisyon mahkemelerinde yargılanacaklar.

Sayın Deniz Baykal’ın hiç gereği yokken Cumhurbaşkanı’nın çağrısına icabet etmesi, davete giderken partisinin genel başkanından dahi izin almayışı ki genel Başkan Kılıçtaroğlu bizzat “Benim haberim yoktu”. Demesine rağmen (şimdi, vardı kendisini bizzat haberdar ettiğini söylüyor Deniz Baykal). Aralarında neler konuştukları konusunda Milleti tatmin edici bir açıklama yapmamasına rağmen, MHP kendi adayına oy verdi diye CHP’liler, bir kısım yazar-çizer takımı MHP genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli nezdinde bütün MHP’lileri mahkûm edecekler.

Fakat olayın neresinden bakarsanız bakınız, Meclis Başkanının AKP den seçilmiş olmasının tek sorumlusu CHP olması lâzım gelirken, bu konuda MHP’yi mahkûm etmek, tam bir Yavuz hırsız olayına dönüştü.

Bir defa;

a)      Hem CHP’nin hem MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde “Çatı Adayı” olarak gösterdikleri Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu bütün partilerin Meclis Başkanı adaylarından önce adaylığını açıkladı. Mademki illa da Deniz Baykal da ısrar edilecekse, bunun alt yapısı daha önceden hazırlanmaz mı?

b)      MHP’nin adayı açıklandıktan sonra onu bırakıp, Baykal’ı desteklemek hangi etik kurala sığar veya MHP bunu neden yapsın?

c)       MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, kaset olayları yüzünden on tane arkadaşının (Haklı veya haksız) siyasi hayatını bitirmişken, aynı kaset olayı kahramanı Sayın Deniz Baykal’a bu ayrıcalığı neden tanısın?

d)      CHP Baykal’ın kaset olayından sonra genel başkanlıktan düşürdüğü bir kişiyi meclis başkanlığına nasıl lâyık görüp aday yapabilir, her şeyden önce bunun sorgulanması lâzım gelmez mi? Farzedelim ki Sayın Baykal seçimi kazandı ve meclis başkanlığı koltuğuna oturdu. Kaset olayından bu güne kadar herhangi bir aklanma söz konusu olmadığına göre, nasıl içine sindirip’te o koltukta oturabilecek?

Kıssadan Hisse (Alıntı)

“Rivayet odur ki Julius Caesar, gençliğinde kaçırılıp Bitini hükümdarına satılmış. Bitini hükümdarı da iffetine tecavüz etmiş bu kahramanımızın. Tarihçiler Roma imparatorlarının içinde en iffetlisiydi derler Sezar için. Ama geçmişteki hatıralarına bakılacak olursa korkunç derecede hakaretlere maruz kalmıştır Sezar. Hatta bir gün kapitol’a çıkarken bir Romalının: “-İmparatoriçem” diye haykırdığı söylenir. İşte bu zilletten kurtulmak için şan, şöhret ve taçlanmış geçmişlerinden kurtulmak istiyor, birçoklarının olduğu gibi Saesar da gaddarlaşıyor ve despotlaşıyor”.

Bizden hatırlatması.