Bu Ülkenin Anormal Normalleşmesi.

96

Ülkemizde uzun süredir duymaya alıştığımız bir kelime normalleşme. Normalleşiyoruz, öyle dedi ülkeyi yöneten irade. Bu zamana kadar anormal miydik ki sizinle başladık normalleşmeye diye sormadan edemiyor insan.

Bahsedilen bu normalleşme bir garip ama. Maharet, normal şartlarda milletin kabul etmeyeceği, edemeyeceği şeyleri iyi bir şeymiş gibi gösterip ‘normal olan bu’ havası ile milleti tepkisiz hale getirmektir. Mesela hırsızlık yüz kızartıcı bir suç olmasına rağmen, dinen günah olmasına rağmen, ‘çalıyor ama çalışıyor da’ diyen bir millete nasıl dönüştük. Bu bir normalleşme mi?

Sohbetlerde, vaazlarda, hutbelerde, İslam da fakirliğin hoş görüldüğü üzerine vurgu yapıla yapıla anlatılırken, diyanetin başındakilerin, ülkeyi yönetenlerin bu lüks düşkünlüğü neyin nesidir?

İsraf haramken bu harcamalar, ‘çerez parası’ diye hafife alınıp bunları meşrulaştıracak söylemler üretilip milletin gözüne sokularak yapılan bu kadar şeye susan, tepki göstermeyen bir millet meydana getirmek de normalleşmeye dâhil mi?

Rızkın Allah’tan değil iktidardan geldiğine inanan, muhalefet yaparsa şayet aç kalma ihtimalinin olduğunu sanan bir fert, bir cemiyet nasıl çıktı ortaya? Eskiden şöyleydi eskiden böyleydi deyip şimdiye bakıp ‘İslam ülkeye hâkim oldu’, ‘hamdolsun’ diyen insanların itikatlarının bozulmaya başlamış insanlar haline gelmesi ve bunu normal sanması da normalleşmeye dahil mi?

Bazıları tarafından siyasi bir enstrüman haline getirilip, ihtiyaç halinde ele alınan, inanan samimi insanlar için ise bir dava halini almış olan ‘başörtüsü’ meselesinin çözüldüğü ile övünen siyasi iktidar ‘tesettür’ün geldiği noktayı da normal sayıyor mu? Tesettürlü sosyete, İslami burjuva kavramlarını nerelerine sığdırıyorlar?

Aşırı Müslüman olmalarından ötürü her şeyin İslami bir şeklinin de olması düşüncesinden olsa gerek, İslami moda, İslami tatil, İslami televizyon, İslami müzik hatta İslami pop gibi saçmalıklar acaba normalleşme seyrinde kaçıncı kilometredeler!

İbadethanelerin içlerine siyasetin sokulması, hutbelerden siyasi mesajlar verilmesi, dinin çıkarlara uygun kullanılması da normalleşmeye dahil mi?

Din ile yaşadığını sanıp, hak, hukuk, adalet, ölçü ne varsa kendi çıkarı uğruna yok saymaktan geri durmayan insanlar nereden geldi? Yoksa bizimkiler mi değişti? Faiz haramdır diyen dinin inananlarının seçtiği insanlar, kredi için  ‘Helal-i Hoş’ olsun ‘Allah bereketini artırsın’ demesi ve bunu meydanda dinleyenlerin ‘hadi canım sende’ demeyişi de normalleşmeye dâhil mi?

‘Vatan sevgisi imandandır’ buyrulan bir dinde vatanını sevenlerin, vatanı için hassasiyet gösterenlerin, ‘güzel şeyler olacak’ ile başlayan o melun sürece ‘hiç iyi şeyler olmayacak’ , ‘yanlış yapıyorsunuz’ ,bu işin sonunda vatana hayırlı bir şey göremiyoruz diyenlere ‘kandan beslenenler’ denmesi hatta seçimlerde ‘karşı taraf’tan olan herkesin ‘şer ittifak’ diye kodlanması da normalleşme mi? Dahası şimdi o insanlarla koalisyon kurma girişimlerinde ‘şer koalisyon’ mu yoksa ‘şeker koalisyon’ mu denecek? Normal olan hangisi diye merak ediyoruz.

Yani demem o ki bir normalleştik pir normalleştik. Daha da devam ederse ellerimizi açıp ‘Allah’ım bizi eskiye döndür’ diye dua etme seansları başlayacak gibi. Bu ülkenin bir de bu ‘normal’ hallerinde aslını, özünü unutmayan ‘anormal’ evlatları var. Onlara selam olsun.