Parti Müslümanlığı

36

Son ve ekmel din olan İslam, siyaseten Sünnîlik, Şiîlik, Haricîlik diye; fıkhen Hanefîlik, Şafîlik, Malikîlik, Hanbelîlik, Caferîlik, Zeydîlik diye; itikaden Maturidîlik, Mürcie, Eşarîlik, Mutezile, Selefîlik diye dallara ayrılır. Bir de Vahhabîlik gibi, Nusayrîlik gibi, Dürzîlik gibi ilginç kollar var. Tasavvufî tarikatlar ve cemaatler de cabası.

Buna şimdilerde çok etkin ve çok moda, pek münbit ve pek cesur PARTİ MÜSLÜMANLIĞI da eklendi. Tazmanya Canavarı gibi diğerlerini yutarak büyüyen bu ekol bu hızla giderse yeni bir din olarak da arz-ı endam edebilir.

Parti liderine, iç çevrece siyaseten padişahlık, halifelik; fıkhen mehdilik, mücedditlik; tabasbusen peygamberlik; vasfen ilahlık mertebeleri uygun görülüyor ve imanî olarak kesin bir “lâ” ile cezalandırılmıyorsa iş büyüyor demektir.

Eğer bilinçaltında; “peygamberler Allah’ça atanıyor, bizse milletçe seçiliyoruz” diye bir kuruntu varsa mevzu bambaşka taraflara gidiyordur. Leyla vü Mecnun hikâyesindeki aşk misal Sandık ve Seçmen ilişkisini isteyen bu meyanda incelesin.

Parti Müslümanlığında parti tüzüğü kutsal metin gibidir. Anayasa ve yönetmelikler-teamüller için “tüzük ne diyorsa o” mantığı kullanılır. Parti; bir sahil-i selâmet, bir yeryüzü cennetidir. Nur, bir mecaz değil bildiğiniz ampul ışığıdır. Genel Merkez, bir dağıtım trafosu; teşkilatlarsa elektrik santralleridir.

Cezbehaneler miting meydanlarıdır. Onların dışındakiler hidayete kapalı kımıl zararlılarıdır. Sersem böcek muamelesi görürler her türlü âlet ve edevatla. Başkalarının doğru görme, hakkı bilme, hayra yönelme imkân ve istidatları yoktur.

10 parmağında 15 marifet bile olsa, hatta ağızlarıyla bile kuş tutsalar Yüce Parti’ye ittiba etmeyenlerin değeri sıfırdır, sıfırlanırlar. Başarılı kamu hizmetiymiş, gelecek nesillere faydalı olmakmış, idealistlikmiş; hepsi şeytan oyunlarıdır, asla kanılmaz. Haklarında Parti ferman kesmiştir ve Parti asla yanılmaz.

Bu nevzuhur inancın Ahret anlayışı var mıdır, Din Günü’ne inanırlar mı; henüz bilmiyoruz. Bekleyenlerle birlikte bekliyor, gözetenlerle birlikte gözetiyoruz. Parti Müslüman’ı olmadığı için ipi çekilen Kocaeli’nde 216, Türkiye genelinde de 7 bin 2 yüz arkadaşımız için nâme, nâme şikâyetteyiz:

Dedim: Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebâldir.

Dediler: Akçamız ile satın almışız, bize helâldir.

Dedim: Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.

Dediler: Bu hesap, kıyamette sorulur.

Dedim: Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.

Dediler: Ondan dahi korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz.

Selâm, rüşvet ve Fuzulî.. Ya hüküm?