İnsanı insane yapan değerlerden en önemlileri, omurgalı, ilkeli, tutarlı davranması ve hayat düsturunun bu temelde şekillenmesidir.
Bu söylediğimiz elbette kolay uygulanır bir hal değildir. Ancak, en azından bu düsturları uygulamak için azami gayret sarfetmek gerektir.
Bir insan, başkaları için, şahsî hesaplar için, dünya nimetleri için bu düsturlardan vazgeçemez, vazgeçmemelidir. Yani, bu düsturları, üç günlük dünya için gözardı etmemelidir.
Niye bu konuya girdim biliyor musunuz?
Şaşkınlık içinde kalıyorum, hayretler içerisinde kalıyorum, bu tür insanların varlığından dolayı insanlıktan utanır hale geliyorum.
İnanın, gerçekten bir insane bu kadar ilkesiz, omurgasız, utanmaz olabilir mi diye sorguluyorum.
Kimden, kimlerden bahsediyorsunuz diyeceksiniz?
Recep Tayyip ERDOĞAN’a taparcasına yazı yazan, televizyonlarda konuşanlardan bahsediyorum.
Yahu, bir insanın bu kadar omurgasız davranması mümkün mü?
Bir insanın hata yaptığını kabullenmek insanca bir durum değil mi?
Bir insanın hataları da olamaz mı?
Ya da, bir insana bağlılık o insanın kendisinden daha çok o insanı savunmak anlamına mı gelir?
Bir insanın söylediğiyalanları da savunmakiçin bu kadar ilkesiz olmak şart mı?
Bir insanın bu kadar toplumu germesine razı olup bu durumu savunmak, hangi ölçülerle açıklanabilir?
Yolsuzluk yapmak, kul hakkı yemek savunulur bir durum mu?
Neden? Neden?
Recep Tayyip ERDOĞAN, ters köşeye yatabilirsiniz diyor ve hiç de ters köşe falan olmuyor, ama, adam, gördünüz mü, nasıl heyecan yarattı diye yazabiliyor.
Bu kadar olabilir mi?
Anlıyorum;
Omurgasız, ilkesiz olmak, hatta daha da aşağı değerlere razı olmak için menfaat hesaplarınız var ve bunun için yapıyorsunuz.
Peki, çorunuzun, çocuğunuzun yüzüne nasıl bakıyorsunuz?
Evinizde, yakınlarınız ile görüştüğünüzde, çevrenizdeki esnaflarda sorulan sorulara ne cevap veriyorsunuz, yüzünüz kızarmıyor mu?
Her doğruyu söylemek gibi bir durumunuz yok diyelim.
Peki, aynı konuda tamamen farklı düşünceleri nasıl söyleyebiliyorsunuz?
Bunu anlamak hiç mümkün değil.
ETÖ (Ergenekon Terör Örgütü) diye diye ortalığı yıkıyordunuz ve bizim gibi yapmayın, etmeyin, bu durum TSK’yı yıkma planıdır diyenleri adeta cüzzamlı gibi itiyordunuz. Bugün ne oldu da, bizi bile geçtiniz ve sayfa sayfa yazılar yazıp, saatlerce konuşup başkalarını suçlama yollarına başvuruyorsunuz? O günleri nasıl unutuyorsunuz?
Bu kadar şereften yoksunluk, bu kadar aşağılık duruma razı olunabilinir mi?
Hayretler içerisinde kalıyorum.
Hangi neden, bir insanın bu kadar ağır kişiliksizlik duruma razı olmasına gerekçe oluşturabilir?
İnanç, iman, vicdan, kişilik, ilkelilik, omurgalılık,ideolojik bağlılık, dünya görüşü gibi değerlere sahip olmadığınız belli de, bari çorunuz, çocuğunuz için biraz durum ve düşünün.
Ölümlü dünyada yaşıyoruz ve her insane ölümü mutlaka tadacaktır.
Değmez, değmez, gerçekten değmez, yazık, çok yazık.