Diyanet İşleri Başkanlığı; devletimizin, temel kurumlarından biridir.
Görevleri;
Yüce İslam dininin evrensel(cihanşümul)değerlerini ve emirlerini insanlara tebliğ etmek ve din hizmetlerini insanlara sunmaktır.
Bizzat; Mustafa Kemal Paşa’nın emirleriyle kurulmuş bir teşkilattır.
Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasını sağlamak üzere, kuran esaslarını millete anlaşılabilir biçimde sunabilmek onun yegâne görevleri arasında yer alır.
Ayrıca, meşrep ve mezhep meselelerinde, dini naslarla, meselelerin anlaşılabilmesini sağlamayı da görevleri arasında görmek gerekir.
Geçmişten günümüze gelene dek, dinde ihtilaf olan meselelerin tarafı olmadan, çözümüne bilimsel katkı sağlaması da görevleri arasındadır.
Farklı inanç gurupları, farklı dinlere mensup insanlarında inanma haklarını var sayıp, din ve vicdan hürriyetinin gelişmesini sağlamak konusunda görev ve yetkisi nedir bilemiyorum?
Ancak, bilinmelidir ki, ülkemizde farklı din ve farklı inanç guruplarının da inanma hürriyeti çerçevesinde, hizmeti kurumsal olarak karşılanmalıdır.
Yaklaşık doksan küsur senedir hizmetleri bazen eleştirildi, bazen takdir gördü, bazen de, tenkit edildi?
Ancak son seçimler sürecinde,
Diyanet İşleri Başkanlığı, siyaset gibi bir görevi de üstlenmiş olduğu görüldü?
Yine son dönemde, turizm seyahat hizmetleri şeklinde bir görevde ifa etmektedir?
Hac ve umre hizmetlerinde, konuyu ele aldığımız zaman, elimizde kalıyor.
Hükümet, seçimi kaybetme endişesiyle, kamu kurum ve kuruluşlarını, ülke sathına seferber ettikten sonra,
Diyanetinde devreye girmesini sağlamıştır.
Özellikle Cuma hutbelerinin konusu,
AKP?nin faziletli hizmetlerini aktarmak şeklinde olmuştur.
Bu durum, birçok kişiyi rahatsız etmiştir.
Camiye din hizmetlerinin yerine siyasi hizmet veren teşkilat, vatandaş nezdinde itibar kaybetmiştir.
Sahi, bu kadar dini tandanslı cemaat, diyanete rağmen neden endam gösterebilmektedir?
Yoksa diyanet, din hizmetlerinin dışına mı çıkmış?
O alanda bir boşluk mu var bu kadar cemaat var?
Üstelik daha etkili daha fonksiyonel?
Birde, diyanetin yan kuruluşları var; diyanetin ifade etmede kifayetsiz kaldığı noktalarda devreye girebilmektedir?
Anlayacağımız diyanet bundan böyle, siyaset alanında varlığını sürdürme kararında?
Diyanet-Sen yaptığı açıklamalara bakılırsa söylenecek pek bir şey de yoktur.
Diyanet-Sen Şube Başkanı Evsen: “Halkımız hükümete güvenoyu vermiş, çözüm sürecini desteklediğini, sürecin devam etmesi gerektiğini belirtmiştir”
Diyanet-Sen Şube Başkanı Ömer Evsen, halkın hükümete güvenoyu vererek, çözüm sürecini desteklediğini, sürecin devam etmesi gerektiğine vurgu yaptığını belirtti.
Evsen, yaptığı yazılı açıklamada, ülkenin çok önemli bir seçim yaşadığını kaydetti.
“Son dönemlerdeki özel hayata ait bilgilerin ortalığa yayıldığı, kaset ve tapelerin uçuştuğu bir seçimin sonunda halkın istikrara oy vererek tüm oyunlara dur dediğini” ifade eden Evsen, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Ülkemizin çeşitli badirelerden geçtiği 28 Şubatvari bir süreç sonunda yapılan seçimden çıkan sonuç umut vericidir. Halkımız hükümete güvenoyu vermiştir, sürmekte olan Kürt sorununa, çözüm sürecini desteklediğini, sürecin devam etmesi gerektiğini belirtmiştir, Kaset ve tapelerle hükümet düşürme çabalarına prim vermeyerek ‘dijital darbelere’de dur demiştir. Tüm taraflara sonuçlar açısından kendilerine çeki düzen verme emri vermiştir. Herkesin sandıklardan çıkan bu emirlere dikkat etmesi gerekmektedir.”
Kamu vicdanı adına iddialarımızı destekleyen ve kamuoyunda paylaşıma giren belgelerde net bir şekilde anlayabildiğimiz kadarıyla, diyanet teşkilatı, maksadını aşan bir seyir içinde görünmektedir. kamu paylaşımları bunu göstermektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi sitesinde hutbenin yayınlandığı yerde birçok sosyal medya sitesinin paylaşım linkinin bulunması dikkat çekti. Diyanet’in politik gelişmelere değinmesi özellikle sosyal medyada da tartışma konusu oldu. İşte o hutbenin sosyal paylaşım sitelerindeki yansımaları…
R. İhsan Eliaçık @ihsaneliacik
Öldürmelere, hırsızlıklara ve yalanlara Diyanet ortaktır. Hatta onun suçu iki kat daha fazladır.
Faik Tunay @FaikTUNAY
Kimsenin günahını almak istemem, hemen tepki verip suçlamak asla mizacım değil! Ama bu cuma hutbesi üzgünüm ki derin siyasi mesaj içeriyordu!!
Nesrin Nas @Nesrinnas
Lütfen okuyun bu hutbeyi. Özgürlüklere başıboşluk diyor yetmiyor insanları ayırıyor, damgalıyor.
Engin Bas @enginbas
Diyanet işleri hangi dinin işine bakıyorsa çok acayip bir din olmalı; Yolsuzluk, rüşvet, müslüman öldürme serbest, “tape’ günah…
Bahattin Yücel @bahattinyucel
Diyanet İşleri Başkanı Dini siyasete alet etmeyi rutinleştirince, İktidar oyununda taraf oldu. Her halde böylesi gelmemiştir.
Mehmet Baransu @mehmetbaransu
Anlaşıldı. Bu Diyaneti de kapatma zamanı geldi. Cuma mı kılıyoruz, akp’nin seçim hutbesini mi dinliyoruz belli değil
BulentKenes @bkenes
TR’da rejimin yol açtığı sorunların önemli bir kısmı Diyanet kaynaklıdır. Dindarların bir kısmının nihayet bunu anlamış olması sevindirici.
Cemaat hükümet tartışmalarında, diyanetin resmi açıklaması da bu şekildedir.
Dini hizmetler görevini siyaset ile karıştırmış bir kurumdan ancak böyle bir açıklama beklenebilir?
“Ülkemiz, kalıcı sonuçlar doğurabilecek büyük bir fitne ve imtihandan geçmektedir. Bin yıldır bu topraklarda yaşayan farklı dil, ırk ve kültür özelliklerine sahip insanların muazzez bir medeniyet kurmasını sağlayan sahih (gerçek) İslam anlayışının, omurgasını, özünü ve ruhunu yok sayan nevzuhur (yeni ortaya çıkmış) oluşumlar, milletimizi kaygılandırmakta, manevi bütünlüğümüzü tehdit etmektedir.”
Diyanet, bu tür tehditlerin dini duyguları rencide ettiğini vurguladı:
“Mevcut durum dikkatle değerlendirildiğinde gerçekte milletin huzur ve güvenini tehdit eden her projenin, toplumun ortak değer ve referansı olan din dili üzerinden varlığını sürdürme istidadında (eğiliminde) olduğu, bunun da sonuçta milletimizin dini duygularını ve maneviyatını açıkça rencide ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır.”
Halbuki, bu açıklamalar yerine bu konuları, sempozyum, kongre, panel gibi akademik toplantılarda tarafların karşı düşüncelerini de ifade etmesine imkan sağlamak daha da doğru olmaz mı?