Vatan Haini Başkan Yardımcısı

77

Dünyanın
en güçlü devletini kuran kurucu babalardan ve bağımsızlık savaşının
kahramanlarından birinin vatan haini olabileceğine
ihtimal verir misiniz?

ABD’de
böyle biri, hem de ülkenin 3. Başkan Yardımcısı görevini yaparken
(1801-1805), kurucularından olduğu Birleşik Devletleri parçalamaya çalışmıştı. ABD
topraklarının bir bölümünde kendi devletini kurmak için harekete geçmiş, kendi
özel ordusunu kurmuştu.

Olayın
kahramanı Başkan Thomas Jefferson’un yardımcısı Aaron Burr idi.

Burr’ün
planı gerçekleşmiş olsaydı Birleşik Devletler tamamen parçalanmış olacak,
bugünkü ABD topraklarının bir kısmında büyük bir imparatorluk kuracaktı. Bu
durumda ABD ve -elbette- dünya tarihi ve dengeleri bambaşka bir
şekilde gelişecekti.

Aaron
Burr

döneminin en büyük düşünce adamlarından biriydi ve ABD Başkanı olmasına
ramak kalmıştı.

O
sıralarda ABD finans sisteminin kurucusu Alexander Hamilton
Hazine Genel Sekreteri idi. Bu zat o kadar önemli bir adamdır ki, ABD’nin 10
dolarlık kâğıt paralarında Hamilton’un resmi vardır.
Hamilton ABD
Anayasasında kuvvetler ayrılığı ve eyalet sistemi gibi temel unsurların
kabulünde de etkin rol oynamıştı.

Kaderin
cilvesine bakın ki, Amerika’nın kaderini değiştirenlerin başında gelen bu iki
kişi arasında bir düello olayı yaşanıyor.

ABD
Başkan Yardımcısı Aaron Burr, kendisine “kızıyla ensest ilişki
kurduğu imasında” bulunan Hamilton’u düelloda öldürüyor.

“Düello
ikisinin de sonu oluyordu. Hamilton hayatını kaybederken, Burr da
başkanlık hayallerine son noktayı koyuyordu.”

İşte
bu yüzden Burr kendi imparatorluğunu kurma planlarını hayata geçirmeye
çalışmıştı. Özel ordusu ile ABD’yi parçalamak, “ABD’nin kalbinin attığı yerde”
yeni bir imparatorluk kurmak üzere harekete geçti.

****

Hain
ve Satılmış Genelkurmay Başkanı

Hikâyeyi
daha ilginç yapan bir yönü de zamanın ABD Genelkurmay Başkanı olan General
James Wilkinson’un bu vatan hainine destek vermiş olmasıydı.

General
Wilkinson’un “ABD tarihinin en ahlaksız adamı” olarak tarihe geçmesi
sadece bu olayla sınırlı değildi. General Wilkinson bir ikili ajan, İspanya
Kralı tarafından satın alınmış bir casustu.
ABD’deki politik ve askeri
gelişmeleri raporladığı İspanya Kralından düzenli maaş alıyordu.

General
Wilkinson tam kalkışma başlayacağı zaman karar değiştirir, Burr’ü satar.
Kendisiyle ilgili kısmı gizleyerek Başkan Jefferson’a ihaneti anlatır. General
Wilkinson başlangıçta ihanetin içinde olduğundan bütün ekibi kolayca tutuklar. Aaron
Burr yakalanarak mahkemeye çıkarılır.

****************************

Vatan
Hainine bile Adil Yargılama

Vatana
ihanetten yargılanan ABD’nin 3. Başkan Yardımcısı Aaron Burr mahkûm
edilmiş olsaydı
muhtemelen asılacaktı ve vatana ihanet suçundan
asılan ilk ve tek Başkan Yardımcısı olarak tarihe geçecekti. Ama öyle
olmadı.

1807
yılında, ABD Başkan Yardımcısının ihanetle yargılandığı yapılan yargılamada,
mahkemeyi eyalet hâkimi John Marshall yönetiyordu. Marshall mahkemelerin
bağımsızlığı ve politik baskılardan uzak tutulması
konusunda son derece
titizdi. “Marshall yargı düzeninin bağımsız kalmasını istiyordu.”

Devlet
Başkanı Aaron Burr’ün infazını talep ediyordu.

Ancak bağımsız yargı düzeni kendisini sadece yasalarla bağlı
hissediyordu.

Kurucu
babalar, Anayasa’yı yaparken, “vatana ihanetten” mahkûm edilmesini çok
zor hale getiren hükümler getirmişti. İhanetten hüküm giymek için ya suçun
itiraf edilmiş olması veya ihaneti gösteren iki açık eyleme en az iki şahit gösterilmiş
olması gerekiyordu.

Burr
suçunu itiraf etmedi. Suçlarının hiçbiri için birden fazla şahit bulunamadı.
Savcının elinde başka bir delil olmadığı tespit edildi.

Bu
durumda jüri kararını verdi, “sanığı önümüze konulan delilleri temel alarak
suçsuz bulduk” dedi. “Suçu olduğunu biliyoruz ama gerekli deliller dosyada yok”
anlamına gelen bu kararla Burr serbest bırakıldı.

Bu
vaka ABD’de bugün bile emsal vaka olarak değerlendirilmektedir.

****************************

Bağımsız
ve Tarafsız Yargı

Burr
davasıyla
ABD’de mahkemelerin Başkan’ın talimatıyla
çalışmadığı ortaya konmuş oldu.
Böylece ABD’de sadece kanunlar ve
delillere göre karar veren, “Başkan’ın beklentilerini karşılamak” gibi
bir endişe taşımayan, bağımsız ve tarafsız yargının temelleri atılmış oldu.

İlk
bakışta “vatan haini” bir başkan yardımcısının, sırf yeterli somut delil
olmadığı için, cezalandırılmamış olması kamuoyu vicdanını rahatsız etmiş
olabilir. İnfaz isteyen Başkan ve çevresi yargının bu kararını
beğenmemiş olabilir.

Ancak
“Hukukun üstünlüğü, bağımsız ve tarafsız yargı ilkelerinin”

getirisi o kadar yüksektir ki, suç işlediğine dair yeterli delil bulunmayan bir
“hainin” cezalandırılmamasının mahzurları bile bunun yanında çok önemsiz
kalmaktadır.

****

Bu
tür tecrübelerin birikimiyle, evrensel hukuk alanında bazı temel ilkeler kabul
edilmiştir. Mesela “masumiyet karinesi / suçsuzluk karinesi” gereğince, bir
suçtan yargılanan kişinin, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça suçlu
sayılamaz.
 “Şüpheden sanık yararlanır”
ilkesi gereğince, “mahkûmiyet için her türlü şüpheden uzak kesin ve
inandırıcı delil gerekmektedir.”

Roma
İmparatoru Traianus’a atfedilen “Bir suçsuz cezalandırılacağına, bin suçlu
cezasız kalsın”
sözü çok manidardır.

Bu
yüzden Anayasa Mahkemesi ile AİHM’nin son dönemlerde verdiği hak ihlalleri
kararlarını
günlük siyasetten ve kişilerden bağımsız olarak tartışmamız
lazım. Bu kararları hukukun yaşadığı tarihsel süreçteki tecrübeler ile temel
hukuk ilkeleri ışığında değerlendirmemizin yararlı olacağını düşünüyorum. 

Önceki İçerikTek Kitap, Tek Hitap
Sonraki İçerikPortreler – 1: Nihal Atsız ve Ordinaryüs Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.