Türkü’deki Türk’ü de Kaldırın!!!

68

Ak
Parti iktidarının kamu kurumlarının tabelalarından “T.C.”, yine kamu kurumları
ile bir takım özel kavramların isimlerindeki “Türk/Türkiye” gibi ibareleri
kaldırması artık sıradan bir hal aldı. Bu sıradanlıktan kendileri de sıkılmış
olacak ki T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın aldığı bir kararla Bakanlığa
bağlı bazı korolardaki “Türk” ibaresinin kaldırılmasına karar verildi.

 

            T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
23.03.2021 tarihli, 1178470 sayılı ve “Taşra Teşkilatında Düzenleme” Konulu
kararı ile;

            Şanlıurfa’da 1989’da kurulmuş olan
Devlet Türk Halk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün isminin Şanlıurfa Sıra Gecesi
Müzik Topluluğu Müdürlüğü;

            Elazığ’da 1989’da kurulmuş olan
Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün isminin Elazığ Kursubaşı Müzik
Topluluğu Müdürlüğü;

            Diyarbakır’da 1989’da kurulmuş olan
Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün isminin Diyarbakır Medeniyetler
Müziği Korosu Müdürlüğü;

            Edirne’de 1991’de kurulmuş olan
Devlet Türk Müziği Topluluğu Müdürlüğü’nün isminin Edirne Rumeli Müzikleri
Topluluğu olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.

 

            Çok ilginçtir, normalde yanlış
icraatlarını üstelik yanlış olduğunu bile bile kanlarının son damlasına kadar
savunan Ak Partililer bu yanlışları hakkında çıkıp iki laf etmiyorlar. Elbette
ittifak ortaklarını küstürmeme düşüncesi bu tavırlarında belirleyici rol
oynuyor olabilir. Gerçi Ak Parti’nin ittifak ortaklarında herhangi bir ilkesel
sebepten dolayı Ak Parti’ye küsecek yürek yok o ayrı.

 

            Ak Partililerin böyle, Türk/Türkiye
ibarelerini kaldıracakları kurum ve/veya kavram ararken kuyumcu hassaslığıyla
çalıştıklarını görmek de beni çok üzüyor!! Ben de daha fazla dayanamadım, Ak
Partililerin Türk/Türkiye ibarelerini kaldırabilecekleri bütün şeylerin bir listesini
yaptım. Buyurun bu listeyi hep birlikte okuyalım.

 

Mozart’a da Beethoven’a da Haddini Bildirin

 

            Ak Partililerin %90’ının Mozart ve
Beethoven’ı tanımadıklarını düşünüyorum. Müzik dünyasının bu iki dahi çocuğunu
tanımayan Ak Partililer’in, bu büyük bestekârların ikisinin de ayrı ayrı “Türk
Marşı” adıyla besteledikleri eserleri olduğunu bilmeleri beklenemez elbette.
Efendim olay şöyle gerçekleşir. II. Viyana Kuşatması başarısızlığa uğrayıp da
bizimkiler İstanbul’a eli boş döner. Ancak bu kuşatma bizim ticari ve kültürel
bir takım kazanımlar elde etmemize neden olur. Avusturya’da ve Avrupa’nın bir
bölümünde Türk kıyafetleri moda haline gelir, kahve tüketimi yaygınlaşır.
Bizimkiler kapitalizmle henüz tanışmadıkları ve o dönemde “Anadolu Kaplanları”
efsanesi henüz yürürlüğe girmemiş olduğu için bunu gerçek anlamda bir fırsata
çeviremezler ne yazık ki. Türklere dair ilgi en çok ilgi çeken şeylerden biri
de Türk müziği yani mehterdir. Müziğin evrenselliği ilkesi devreye girer ve
mehter vurdukça Avusturyalıların hayranlığını kazanır. Bu hayranlığın boyutu,
bizim mehter takımının ilerleyen yıllarda diplomatik geziler vesilesiyle
Viyana’da ve Avrupa’nın değişik şehirlerinde turneye çıkıp konser vermesine
kadar varır.

 

İşte Mozart, mehteri bu vesileyle dinler ve
etkilenir. Klasik müzikte alla turca tarz
böyle başlar. Bu etkilenme sadece basit bir örnek almayla da kalmaz. Mozart,
her dinlediğinizde coşku veren o meşhur Rondo
Alla Turca
’sını yani Türk Marşı’nı besteler. Beethoven’ın Mozart’tan neyi
eksiktir? Beethoven pek çok eserinde, mesela bugün Avrupa Birliği resmi marşı
haline gelmiş bulunan 9. senfonisinde hem Tük ezgileri hem de Türk
enstrümanları kullanmakla kalmaz, bir de Türk Marşı besteler. Her iki
sanatçının bestelerinin adı Türk Marşı’dır.

 

            Mozart ve Beethoven’ın “Türk Marşı”
adlı eserlerinin Ak Partililerin gözünden kaçması çok ilginç. Ak Partili
dostlarımız derhal bu iki eserdeki Türk ifadesini de kaldırmalılar!!
“Medeniyetler Marşı” diyebilirler mesela!!

 

            Bugün artık dilimizde kullanılan
“alla turca” (ala turka) sözünün içinde geçen “turca” (Türk) ifadesi de Ak
Partili dostlarımız için rahatsız edici olabilir. Onu da kaldırsınlar. (Reklam
olmasın diye ismi Ala Turka’ya benzeyen kola markasına değinmiyorum)

 

            Bizim ön gençlik çağımızın efsane
gruplarından olan ve bize rap müziği sevdiren Cartel Grubu’nun Cartel
şarkısında “Cehennemden çıkan çılgın Türk” diye bir mısra vardı. Mesela Ak
Partili dostlarımız bu şarkıdaki Türk ibaresini de kaldırabilirler.

 

            Tarihimizin ilk sözlüğü sayılan,
Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lugati’t-Türk adlı eseri var mesela değil mi? Hala
okullarda tarih ve edebiyat derslerinde bu kitaptan bahsediliyor. Ak Partili
dostlar rahatsız oluyorlarsa bu kitabın adını da değiştirebilirler!!

 

            Batıda bizim lokuma hala ve ısrarla
“Turkish Delight” (Türk Lokumu) diyorlar. Batılıların bizim bile sadece lokum
dediğimiz lokuma ısrarla “Türk lokumu” demeleri Ak Partili dostlar ile
ortaklarında migren, siyatik ve mafsal ağrılarına neden oluyor olabilir. Türk
lokumundaki Türk de tiz vakitte kaldırılmalıdır!!

 

            Hep böyle uzaklara gittik ama asıl
rahatsızlık kaynağı (!) bu yakınlarda. T.C. Kültür Bakanlığı o kadar koronun
adını değiştirdi ama bu koroların icra ettiği sanatın adına hiç dokunmadı.
Malumunuz “türkü” kelimesi de etimolojik olarak “Türk” kökeninden gelir.
Kelimenin orijinali “türkî” yani
“Türk havası”dır. Zamanla “türkü”ye dönmüştür.

 

            Ak
Partili dostlara buradan ifade ediyorum. Öyle kurumların adını değiştirmekle
“Türk” kelimesini hayattan çıkarmış olamazsınız. Gerçekten bu kavramdan bu
kadar rahatsız oluyorsanız ve gücünüzün yeteceğini de düşünüyorsanız buyurun
“türkü”deki Türk’ü kaldırın!!

Önceki İçerikTürkiye’nin Bug’ı
Sonraki İçerikGüven ve İstikrar Sloganla Gelmez
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.