Havacılık konusunda yazı ve programlarıyla tanıdığımız Güntay Şimşek, Habertürk’teki son yazısında, “uçağa bindiğinizde neden uykunuz gelir?” sorusunun cevaplarını verdi.
Gerçekten “yolculuk öncesi iyi bir şekilde uykunuzu almanıza rağmen, henüz rutin uyku saatinize de epeyce zaman varken” bile çoğu zaman uçakta uykunuz gelir. Güntay Şimşek bunun sebeplerini şöyle açıklıyor:
- İlk ve en önemli sebep “düşen kabin basıncı” imiş. Düşük kabin basıncı uykunuzu getirirmiş.
“Pilotlar bazı hava muhalefeti durumunda uçakların irtifasını sert bir şekilde düşürüyor. Özellikle son dönemlerde yaşanan küresel ısınmadan kaynaklanan türbülanslar pilotları bu duruma sevk etmeye başladı. Pilotlar uçuş güvenliği için bunu yaparken bu durumda yolcuların içi çekiliyor ve uykuları geliyor. İrtifa düşüşlerinde de uykunuz gelebilir.”
- Yolcuların uykusunu getiren başka bir sebep ise uçuş yönünün güneşin doğuşu yönünde olması imiş. “Cam kenarında, güneşin geldiği taraftaysanız mayışıp uyur kalırsınız.”
- Uçakların bazen “koltuklarının tasarımı, renk uyumu ve kabin içi atmosferi o kadar rahat olabilir ki” yolcuları adeta uykuya davet eder.
- Eğer uzun uçuşlar öncesi uykunuzu almadan uçağa bindiyseniz daha çok uyuyabilirsiniz.
- Korku veya hastalık gibi sebeplerle, yolculuğa başlamadan uyku ilacı aldıysanız, yine uzun süreli bir yolculuğun çoğunu uykuda geçirerek daha rahat ve konforlu bir yolculuk yapabilirsiniz.
****
Bu havacılık bilgilerini okudukça benim aklıma “Türkiye uçuyor” sloganı ve bu sloganla avutulan kitleler geliyor.
Bir kesim Türkiye’nin uçtuğuna ve konforlu bir yolculuk yaptığına inanıyor.
Bir başka kesim ise, “Türkiye uçuyor” sloganının bir safsata olduğuna ve uçuyorsak bunun bir uçurumdan aşağı uçuş olduğuna inanıyor.
Türkiye uçağının kaptan pilotu “uçuyoruz” anonsları yapıyor.
“O dediyse doğrudur.”
Tamam uçuyoruz ama nasıl, hangi şartlarda ve nereye kadar?
*******************************
TÜRKİYE UÇAĞINDA YAŞANAN SORUNLAR
Türkiye uçağı uçuyor ama çok ciddi sorunlar yaşamakta:
- Çok önemli hava olayları olmamasına rağmen, uçak çok şiddetli türbülanslar içinde uçuyor ve zaman zaman ani sert irtifa kayıpları yaşıyor. Kaptan pilotun daha önce hiç denenmemiş manevralarıyla uçak sık sık savruluyor, yön değiştiriyor.
- Diğer taraftan uçağın yakıtı bitmek üzere. En yakın havalimanına gidebilmesi mümkün ama o yabancı havalimanı ile irtibat ve güven sorunları yaşanmakta. Kaptan pilotun inmeye razı olacağı havalimanları ters yönde ve mesafe yakıtın yetmeyeceği kadar uzak. Kaptan pilot bu bilgileri yolcularla paylaşmıyor.
- Kaptan pilot havada yakıt ikmali yaptırma hayali içinde idi. Fakat uçak sağ salim en yakın yabancı havalimanına indirilmeden yakıt ikmalinin mümkün olmadığı anlaşıldı. Bunu gören kaptan pilot uçağı en yakın yabancı havalimanına indirip, yakıt ikmali yapması için eski yardımcı pilota kokpiti devretmek zorunda kaldı.
- Uçakta iki bölüm var. Birinci bölümdeki yolcuların “koltuklarının tasarımı, renk uyumu ve kabin içi atmosferi çok rahatlatıcı.” Yemek ve içecek servisleri harika. Bu bölümdeki yolcuların yeme içme dışındaki zamanlarda konforlu bir uyku içerisinde seyahat ettikleri için türbülanslardan ve tehlikelerden habersiz huzur içinde uykularına ve yolculuklarına devam etmekteler. Bunların uçaktan ve kaptan pilottan hiç şikayetleri yok.
Ancak uçağın diğer bölümündeki yolcuların koltukları rahatsız, kabin içi atmosferi kötü ve yemekler bu bölümdeki yolcuların alamayacağı kadar yüksek fiyatla satılmaktadır. Türbülanslar sırasında bu yolcular şiddetle sarsılmaktalar.
Fakat bu yolcuların bir kısmı ani irtifa kaybı ve düşük kabin basıncı sebebiyle adeta içleri çekilmiş ve uykuya dalmış durumda.
Uçağın uçuş yönü sürekli doğuya doğru olduğundan, cam kenarındaki güneşin geldiği yöne bakan yolcular da mayışıp uyumuş durumdalar. Bu uyuyan yolcular da yaşanan olumsuzlukların farkında değiller.
- Yolculuk başlamadan kendilerine uyku ilacı içirilen yolcular da olan bitenden habersiz uykularına devam etmekteler.
- İkinci bölümdeki yolcuların diğer kısmı ise (bunlar tüm yolcuların %48’i kadardır) yaşanan sarsıntılar ve uçağın şiddetli manevralarının yarattığı korku yüzünden bir türlü uyuyamamaktalar. Beti benzi solmuş, endişe ve korku içinde beklemekteler.
****
Türkiye uçağının sevgili yolcuları… Siz bu uçağın içindeki hangi tür yolculardansınız?
Bütün türbülans ve tehlikelere rağmen uyku içindeyseniz ve konforlu bir yolculuk rüyası görmekte iseniz, ne mutlu size…
Bu sert yolculukta -benim gibi- bir türlü uyuyamamış ve olan bitenin farkında olan yolculardansanız, hepimize Allah kolaylık versin. Hayırlı yolculuklar diliyorum.