Türkiye Nereye -2

72

Bir önceki yazımız da dünyadan ve Türkiye’mizden çeşitli örnekler vererek “Türkiye nereye” başlığı adı altında çeşitli konuları gündeme getirmiştik. Etrafımıza şöyle bir bakacak olursak dünyanın tek merkezli bir güç tarafından yönetilmek istendiğini pek ala görebiliriz. Bu gücün adı küresel güçtür. Görevi ise böl, parçala, yönet ve sömür taktiğine dayanır. Bunun en bariz örneğini ise ne yazık ki Türkiye’mizde yaşıyoruz.

Küresel gücün yöneticileri ve finansörleri CFR  TROLETERYAN ve SAROS vakfı gibi kuruluşlar dünyanın çeşitli ülkelerinde sergiledikleri oyunları bizim ülkemizde de sekiz senedir ne yazık ki uyguluyorlar. ANASOL- M hükümetinin dağılma sürecini düşünecek olursak onun arkasından CFR’den gelen emri vaki AKP kuruluş tüzüğü (Kaynak Yeni Çağ Gazetesi Aslan Bulut) ile nasıl iktidara gelindiğini hepimiz hatırlarız.

Kamu İktisadi Kuruluşları hızla özelleştirilmiş, özelleştirilen sektörlerin ön planına göstermelik olarak bir Türk konuluyor perdenin arkasını araladığımızda karşımıza çıkan ya bir Rum ya bir Yahudi yada bir Ermeni ile karşı karşıya geliyoruz. Dış ticaret açığı hızla büyüyor, özelleştirilen sektör çalışanları kapı dışarı bırakılıp çoluk, çocuğuyla perişan hale getiriliyor.

Yukarıda arz ettiklerim işin ekonomik boyutuydu, birde siyasi boyutu var ki tamamen Türk Milletinin bekasıyla ilgili. 2001 yılında ülkeyi sıfır terörle devralan hükümet, hiç gereği yokken meydanlarda bizzat başbakan tarafından ayrıştırma yapılarak 36 etnik parçaya bölünmüş, terörün yumuşak karnını kaşıya, kaşıya binlerce insanımızın, gencimizin ölümüne sebebiyet vermiştir.

Habur sınır kapımızda hukuk skandalı yaşanmış, teröristlerin yargılanma sürecinde tepkilerini çekmesin diye Türk bayrağı ve Atatürk resimleri duvardan indirilmiştir. Ayrıştırma Kürt Projesiyle başlamış, gösterilen tepkiler üzerine Milli birlik projesine dönüştürülmüştür. Ayrıştırarak Milli Birliği sağlamakta ancak bunlara mahsus olsa gerektir herhalde…

Terörist başı ile görüşmeler  yapılmış, 2011 Haziran’ına kadar terör eylemini durdurma kararlarını almışlardır. Sanki Güney doğuyu Türk devletinden koparmışlar gibi bazı belediye başkanları pervasızca “Karadeniz’deki  vatandaşlarda bir Laz bayrağı taksalar ne olur?” cinsinden laflar edebiliyorlar. Her gün televizyon kanallarında Türkiye’nin başka meseleleri yokmuş gibi malum gazeteciler ve daha Türkçe konuşmasını dahi beceremeyen fakat kendisine aydın yaftasını yapıştırmış bir gurup zevat güney doğu meseleleri hakkında ahkam kesiyor ve işi o noktaya getiriyorlar ki her şey bitmişte  işin detayları kalmış onları konuşuyorlar.

Yine Barzani, CHP yöneticisi Mesut Değer’in de katıldığı KDP kurultayında “Kerkük Kürdistanındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz. Sorunlu bölgelerin bizim tarafa geçmesi, orada yaşayanlar için olumlu olur. Birleşik Kürdistan’ı oluşturmak istiyoruz. Kürtler tek parça ve bölünemezler. Kürtler parça parça olamazlar artık. Kürtler tek vücuttur ve dil ekseninde bölünemezler. Çok farklı lehçeler olsa bile, Kürtçe tek dildir.” diyerek Türkiye’nin bölünebileceğini telaffuz edebiliyor.

Bütün bunlar Türkiye’mizin içinde cereyan ederken bizler ne yapıyoruz? daha ne kadar bekleyip nereye kadar susacağız? Şunu unutmayalım ki tarihe yön vermesini bilmeyenler; tarihin akışı önünde sürüklenip giderler. İstiklal Marşımızın okunması tehdit altındaysa, her sabah çocuklarımızın okuduğu ANDIMIZ da geçen “Varlığım Türk Varlığına Armağan olsun” mısrasını ele alarak Meclisteki adam “ben Türk değilim neden varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyebiliyorsa, kimse kusura bakmasın ama içimden acaba her şey bitmiş midir? diye bir düşünce geçmiyor değil.

 

 

Önceki İçerikWikileaks
Sonraki İçerikBayramlarla Geleceğe Yürümek
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.