Türk Siyasetinde Cazibe Merkezi İYİ Parti Olabilir mi?

373

Yazımın sonuna aldığım yazıyı sosyal medyada tartışmak üzere bir arkadaşım paylaştı. Konu sosyal medyanın bir köşesinde 3-5 kişinin tartışmasından daha fazla öneme sahip olduğundan, bir genelleme yaparak köşemde kendime göre bir değerlendirmede bulunacağım.

                İYİ Parti henüz kurulma aşamasındayken basın ve medya tartışmalarında parti, merkez sağa konumlandırılıyordu. Hâlbuki hareketin önde gelenleri ve yerelde bizler, böyle bir konumlandırmaya karşı çıkıyor, merkezin ne sağında ne de solunda değil; aksine tam merkezin göbeğinde yer almasını arzu ediyorduk ve gelinen süreçte öyle de oldu.

                Kurulduktan çok kısa süre sonra partiye her kesimden(merkezin sağından ve solundan) büyük katılımlar oluyordu ve gelişen olaylar, partinin merkezde konuşlandırılmasının haklılığını teyit ediyordu. Meselâ Partiye ilk gelenler arasında: CHP’den İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Anavatan Partisi eski bakanlarından Prof. Dr. Ahad Andican, yine Tarihçi Prof. Dr. Yusuf Halacoğlu, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri ve Prof. Dr. Ümit Özdağ gibi isimler bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Her ne kadar bu kişiler şu anda partilerinden ayrılmış olsalar da, İYİ Parti bunları ve bunlar gibi liyakatli isimleri tekrar kazanmaya muktedir tek parti olarak görünüyor.

                Türk siyasi tarihi sürecinde popülist politika izleyen muhafazakâr partiler, kısa zamanda büyük vaatlerle işbaşına geliyor, 10-15 senelik sürecin sonunda bu partiler artık seçmeni harekete geçirecek yeni hamleler, yeni argümanlar üretemedikleri için gerilemeğe kan kaybetmeğe başlıyorlardı.(Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve Doğruyol Partisi) Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi AKP’nin de bu partilerden farkı olmayacağı ve hatta o partilerden daha önce erimeğe, parçalanmaya ve bölünmeğe gideceği aşikâr olarak görünüyor.

                İşte bu sebeplerden dolayı İYİ Parti’nin geleceğini diğerlerinden daha parlak görmekteyim. Zira İYİ Parti’nin sırtında hiçbir kamburu yok, seçmen kitlesinin büyük çoğunluğu eğitimli ve aydın kesimden oluşuyor. Meclisteki Milletvekilleri ortalamasında en tahsilli ve en liyakatlileri yine İYİ Parti de bulunuyor.

                Milliyetçi Hareket Partisi’nin 1970’li yıllarında yazılan “Dokuz Işık Doktrini” kitabını okuyanınız mutlaka vardır. İşte orada, “Tarım Kentleri” bölümünde köyler arasında şehirleşmeğe en müsait köy, merkez alınarak bir cazibe merkezi oluşturulur. Civar köylerde imkânsızlıktan dolayı okul, hastane,  tarıma dayalı sanayi sitesi, çarşı-Pazar olmadığı için bu saydıklarımın hepsi bu cazibe köy merkezine kurulur ve gittikçe diğer köylerde işte bu cazibe köy etrafında konuşlanmaya başlarlar. Böylece tek bir merkez köyden başlayarak bütün köyler kalkınmış olur.

                İşte İYİ Parti mevcut partiler arasında büyüyüp gelişmeğe en müsait bir parti olarak görülüyor. Umarım İYİ Parti Genel Merkezi de, bunları ve hatta daha fazlasını görüyor ve düşünüyordur.

                Yukarıda ele aldığım şablonda İYİ Parti, toplumun her kesimine(Muhafazakârlara, aydınlara merkezin sağına ve soluna top-yekûn hitap edecektir ve bundan bütün Türkiye kazançlı çıkacaktır.

                2024 Yeni Yılı’nın ülkemize bolluk, bereket ve huzur getirmesini dileyerek bütün okurlarımın yeni yılını kutluorum.

“İYİ Partinin muhafazakâr seçmen üzerinde daha fazla etkili olması beklenirken, bu iddiasına henüz yaklaşamadığı görülüyor.

 Daha çok “MHP ve CHP’nin kızgın ve kırgınlarıyla, artık iktidar isteyenleri bünyesinde toplayan İYİ partinin bundan sonra muhafazakâr seçmeni etkileme potansiyeli, ülkede var olan siyasi denklemin değişip değişmediğine hükmedecek.

  Ülkenin siyasi geleceği Milliyetçilikle iç içe geçmiş muhafazakâr seçmen üzerinde doğuracağı etkiyle doğrudan ilişkilidir.

 Aksi halde muhafazakâr bloğun kendi içindeki rakamlar ve dağılımlar, değerlendirmeye alınmayan diğer siyasi partiler arasında yeni paylaşıma tabi olacaktır. Bu değişim milliyetçi kimliğe sahip partiler içinde geçerli bir tehdit oluşturmaktadır.”