TÜİK ve Diğer Sözde Bağımsız Kurumlar

44

Son yıllarda Yargının
bağımsız ve tarafsızlığına güven iyice azaldı. Hakimler Savcılar Kurulu’ndan (HSK)
Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK), üst yargı organlarından yerel mahkemelere
kadar yargı kurumlarına halkın güveni kalmadı.

Yine bağımsız
olması gereken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası (TCMB),
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu (EPDK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile
iletişim alanında Anadolu Ajansı (AA), Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
(TRT)
gibi kurumların da bağımsızlığını ve güvenilirliğini kaybettiğini sıkça
ve örnekleriyle yazıyorum.

2011-2016 arasında
TÜİK Başkanlığı yapmış olan, DEVA Partisi Sektörel Politikalar Başkanı Birol
Aydemir
 Karar Gazetesi’ne ilginç açıklamalar yaptı.

Aydemir, “TÜİK
istatistiklerini hazırlamak için diğer kurumların verilerini temin etmeleri
gerektiğini ancak kendisinin TÜİK Başkanlığı boyunca o dönemin Gelir
İdaresi Başkanlığı yöneticilerinin bu verileri kendisine vermediğini”

söyledi.

Kanunun emredici
hükmüne rağmen bu bilgileri vermeyen kim? O zamanki Maliye Bakanlığı
Müsteşarı
, sonra bakan ve şimdi de Merkez Bankası Başkanı olan
Naci Ağbal.
Birol Aydemir TÜİK Başkanlığı’ndan ayrılınca, Gelir İdaresi bütün
verilerini TÜİK’e açmış.

Buraya kadar
açıklamalardan devletin kurumlarının kanunlar ve kurallarla değil şahsi
yetki kullanımlarıyla ve keyfi olarak yönetildiğini göstermesi açısından
önemli.

Aydemir’e göre, 2016’dan
sonra, “TÜİK istatistikleri artık tamamen Gelir İdaresi’nin kayıtlarına bağlı
olarak yapılıyor.” Bunun sonucunda “TÜİK’in açıkladığı istatistiklerle milli
gelirin bağlantısının kopmuş”
olması Naci Ağbal’ın yönetim anlayışı
hakkında
da olumsuz bir kanaat edinmemize yol açıyor.

TÜİK’in, ekonominin
daraldığını herkesin çıplak gözle gördüğü bir ortamda, yüzde 6,7 büyüme
açıklaması
; işsizliğin çığ gibi arttığı gün gibi aşikâr iken işsizliğin
azaldığını açıklaması
bu kuruma olan güvensizliği iyice artırıyor.

*****************************

TÜİK Verilerine Güvenin
Önemi

TÜİK verilerine güvenilmesi
veya güvenin kalmaması çok önemli.
Çünkü bunun ekonomimize yansıyan çok ağır
sonuçları oluyor.

Bir istatistik
kurumunun
değeri verdiği güven kadardır. Bunun için olmazsa olmaz
şart, o kurumun bağımsızlığıdır.

Eski TÜİK Başkanı
Birol Aydemir,
haklı olarak, “İstatistik kurumunun bağımsızlığı, Merkez
Bankası’nın bağımsızlığından bile önemlidir” diyor.

“Eğer siz,
verileri doğru bir şekilde toplayıp, doğru bir şekilde istatistik üretip,
bunu bağımsız, tarafsız bir şekilde yayınlayamıyorsanız,
o zaman sizin
alacağınız kararların, uygulayacağınız politikaların doğru olma ihtimali de
yok; çünkü veriye dayalı bir politika üretmeniz lâzım.

Eğer enflasyon
verisini gerçek değerden daha düşük gösteriyorsanız
, o zaman sizin
uygulayacağınız para-maliye politikaları doğru olabilir mi? Mümkün mü bu?” diye
ekliyor.

Merkez Bankası
eski Başkanı ve İYİ Parti İstanbul Milletvekili Durmuş Yılmaz’ın
açıklamasına göre, TÜİK yurt dışından ithal edilen 22 milyar dolarlık
altını ülkeye fabrika yatırımı yapılmış gibi ekonomik büyüme hesabına dahil
etti.
Yılmaz, ithal edilen altının büyük kısmının yastık altına gittiğini
ya da ülkeden çıktığını öne sürdü.

Şimdi bu büyüme
rakamlarına göre
izleyeceğiniz politika doğru sonuç verebilir mi?

Ayakkabı
numaranızı yanlış verirseniz
, alacağınız ayakkabı ya bol gelir ya da dar. Gözlük
numaranızı
yanlış tespit ederseniz, takacağınız gözlükle önünüzü
göremezsiniz.

Türkiye İstatistik
Kurumu
enflasyon verisi, büyüme verisi, sanayi üretimi verisi, istihdam
verisi gibi ölçümlemelerle iktidarın ekonomik performansını da ölçer.

İktidar, İstatistik
Kurumuna baskı yaparak, karnesinin düzgün görünmesine çalışıyor.  Dönem sonunda karne notlarını tahrif ederek
velisine getiren tembel bir öğrenci gibi davranıyor.

Elbette sonuç
değişmeyecek, başarısızlık ortaya çıkacak.

*****************************

Bağımsız Kurumlara
Müdahalenin Bedeli

Merkez Bankaları bağımsız olmak zorundadır. Çünkü dünya
tecrübeyle öğrendi ki, siyasilerin müdahalesi orta ve uzun vadede telafisi güç
zararlar vermektedir.

T.C. Merkez Bankası ise son yıllarda, diğer bağımsız
kurumlar gibi, doğrudan Saray’dan talimat alan bir yapıya döndü. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ekonomi uzmanlarınca asla tasvip edilmeyen “faiz enflasyonun
sebebidir”
tezine itiraz edemeyen ve faizleri talimatla belirleyen
bir kurum oldu.

Merkez Bankası, sırf döviz kuru artışını önlemek için,
2019’dan bu yana 130 Milyar dolar sattı. Rezervlerini eksi 50 Milyar dolar
mertebesine düşürdü.
Ama kurların yükselmesini de önleyemedi.

“İki yıl içinde satılan bu 130 Milyar doların o ortalama
kur ve bugünkü kurla aradaki farkını alıp çarptığımızda yaklaşık 300 Milyar
TL Merkez Bankası zarar etti.”
Bu 300 Milyar TL zararı birileri de kâr
olarak kasasına koydu.

Ciddi bir devlet bu dehşetli “ihaneti” ve
faillerini araştırır, bulur, cezalandırır ve kamuoyuna açıklar.

Kişisel suç bir tarafa, hiç olmazsa sistemi sorgulasak
ve Merkez Bankası’nı bağımsız hale getirebilseydik.

Sadece Merkez Bankası değil sorunlu olan. Sayıştay
denetiminden kaçırılmış Varlık Fonu; Sözleşmeleri “ticari sır” denilerek
açıklanmayan Kamu Özel İşbirliğiyle yapılan Gelir Garantili Projeler;
kamu mallarının ihalesiz satışı, kişiye özel şartnamelerle yapılan kamu
ihaleleri
ve daha neler neler…

Bunların maliyeti düşünebileceğimiz ve hatta hayal
edebildiğimizden de fazla.

Bu ekonomik krizden çıkmak istiyor musunuz?

Türkiye’nin yeterince yetişmiş ehil uzmanı var. Her
şeyden önce, “bağımsız kurumları” gerçekten bağımsız yapın,
liyakatli ve dürüst kişileri görevlendirin. Kuralları herkes için eşit
şekilde uygulayın. 

Önceki İçerikBüyümenin Neresindeyiz? Şeffaf, Hesap Verebilir ve Rasyonel Olmak
Sonraki İçerikİslam ve Sekülerlik…
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.