PKK terörüyle ilgili yazılarımız geniş yankı uyandırdı. Bu sütunlardan yazdığımız yazılarımıza bir çok okurdan teşekkür ve destek mesajları gelirken, teröre karşı okurlarımız çözüm önerilerini de bizlerle paylaşıyor. Terör noktasında Dilovası’nda yaşayan bir eğitimcimiz kendi penceresinden çözüm önerisini bizlerle paylaştı. Şahsıma gelen maili yayınlıyor, Eğitimci Ali Avşar’ın bu güzel önerisini siz okurlarımla paylaşıyorum:
Sayın İsmail bey, Dilovası’nda yaşayan ve aynı davaya hizmet eden bir eğitimci kardeşiniz olarak haberlerinizi ve belgesellerinizi sürekli takip ediyor ve halkın sorunlarına hassasiyetinizi takdir ediyorum. bende toplumda kendimi vicdanen sorumlu hissettiğim için tamamen duygu düşünce ve hassasiyetlerimle gazetenizde ve sitenizde yayınlanmak üzere bir yazı kaleme aldım ve size gönderiyorum.
YİNE TERÖR, YİNE ÖLÜMLER, YİNE ACI…
Rahmet ve bereket aylarının ardından bir hediye olarak kutladığımız bu bayram da yine terörün ve savaşların önüne geçemedik. Gaziantep’te, Şırnak’ta, Türkiye’de, Suriye’de Arakan’da ve daha dünyanın bir çok ülkesinde yine geçemedik ölümlerin önüne…
Her seferinde kınıyoruz, kızıyoruz ama bir türlü engel olamıyoruz.
Nedir sorun, nedendir daha onu bile tam bilmiyoruz, bilemiyoruz. Her seferinde yeter artık diyoruz ama bir türlü bitiremiyoruz bu kavgayı, bu terörü, bu belayı ve belaları.Terör nedir, terörist kimdir daha ona bile karar veremiyoruz, ama her seferinde ağlıyoruz, acıyoruz, yanıyoruz. Bir yandan örgütlerin terörü, bir yandan trafik terörü, bir yandan futbol terörü bir yandan gücün terörü hatta ve hatta aile içi terör. Hiçbir kutsalı olmayan hiçbir değeri taşımayan terör…
Neden oluyor bu terör, nereden çıkıyor bu? Hadi dağdaki teröre bazı sebepler bulduk ya bir de dost bilinenlerin terörü müttefiklerin terörü veya aile içi terör, ya bunlara ne demeli bunları nasıl izah etmeliyiz veya nasıl çözmeliyiz? Sadece silahla mı, sadece askeri güçle mi, sadece kanunlarla mı, yasalarla mı yoksa sınırsız demokrasi veya özgürlükle mi?
İnsan öldürmeyi masum sivilleri, çocukları katletmeyi nasıl önleriz, savaşları nasıl durdururuz. Amerika’nın yaptığı gibi sınırsız savunma bütçesiyle mi yoksa Avrupa’daki gibi daha fazla özgürlük ve demokrasiyle mi ya da bazı Ortadoğu ülkelerindeki gibi zalim diktatörlükle mi geçeceğiz bu ölümlerin önüne veya durduracağız bu kanı?
Ama görüyoruz ki bunlar yetmiyor. Ne dağda karakollara, köylere saldıran veya şehirde bombalı eylemlerle sivilleri katleden teröristleri, ne trafik kurallarına uymayarak bencil ve sorumsuz davranarak trafiği kana bulayan trafik teröristlerini, ne stadları ve sokakları bir iki gol için savaş alanına dönüştüren futbol teröristlerini, ne karşılıklı sevgi saygıyı hiç gözetmeyip eşlerini, çocuklarını, anne babalarını, ailelerini öldüresiye döven hatta öldüren aile teröristlerini ne de gücü eline alan zalim yöneticilerin yani gücün terörünü durdurmuyor, durdurmaya yetmiyor.
Peki çözüm nedir ve kimdir?
Evet çözüm için aslında çok düşünmeye gerek yok.Çünkü dünyada çözüme en yakın olan çözümü en iyi bilen hatta baş ucunda tutan biziz.
Çözüm; Kur’an Ahlakını ve Peygamber Sünnetini iyi bir eğitim ve tam bir uygulama ile inanarak yaşamak ve yaşatmak…Ve bunu sadece imamlarla, sadece öğretmenlerle, sadece devlet veya hükümetler aracılığıyla değil bizler hepimiz her bir birey samimiyetle ve çok çalışarak sağlayabiliriz.
Önümüzde kainatı mükemmel şekilde Yaratan, Kuşatan, Her Şeye Galip olan, Her şeye Güç Yetiren Kainatın Sahibine ait ve bize yol gösterecek 6.666 cümlelik İlahi Kelimetullah ve Rahmani bir mektup bir yazı ve mukaddes bir manifesto var. KURAN-I KERİM…
Ve yine o yüce kitabı anlamamıza yardımcı olacak Kâinatın Efendisine ait binlerce Hadis, Sünnet var.
Evladın, anne-babanın, akrabanın, komşunun, fakirin, yetimin, Hıristiyanın, Yahudinin daha doğrusu herkesin hatta hayvanların bile hakkını koruyan ve bu hakları yazılı kanunlarla ebedi kılan bu kutsi kaynaklara tam anlamıyla uymak, yaşamak ve başta çocuklarımız, gençlerimiz olmak üzere herkese anlatmak yaşatmak teröre, savaşa karşı olabilecek en etkili, en hızlı panzehirdir.Var olan teröristleri az etkilese bile terörün tuzağına düşebilecek gençleri çocukları bu kötülüklerden uzak tutmak ve terörün kökünü kurutmak adına en önemli çözümdür. Pedagojik çalışmalar da gösteriyor ki ilk on yaşına kadar bir kişiye ne verilirse etkisi diğer yıllara göre daha fazla olmakta, bu da bize bir çocuğun azılı bir terörist olmasının da veya topluma faydalı, ahlaklı insan olmasının da elimizde olduğunu gösteriyor…
Tabi yine hatırlamak gerekir ki bunu sadece devletlerden hükümetlerden veya sadece imamlardan veya belli meslek gruplarından beklemek olmaz. Hepimiz çuvaldızı önce kendimize batırmalı ve taşın altına elimizi koyup mücadele etmeliyiz…Bu kutlu mücadelede en büyük silahımız da tabi ki yine dualar olacaktır. Günahsız ağızlardan yapılan dualarda buluşmak ve barış dolu huzurlu günlere kavuşmak ümidiyle hayırlı günler diliyorum….