Tam Gün Yasası Muayenehaneler ve Sağlık Sistemimiz

68

Sağlık sisteminde Ak Parti iktidarı döneminde önemli yapısal değişimler olmuştur. Bu durumun halkımızın sağlık hizmetlerinden daha fazla, daha kolay ve daha kaliteli hizmet almasına katkıları olduğu aşikârdır. Bu değişimin süreceği ve sağlık sistemimizin 2002 yılı öncesinden farklı bir hal alacağı beklenen sonuçtur.  Bu yeni sisteminde bazı eksik ve yanlış yönleri olacaktır. Zaman içinde daha iyi, halkın daha fazla yararlanabildiği, sürdürülebilir bir hale gelmesini temenni ederim.

Benim bu yazı ile dikkate alınmasını sağlamak istediğim MUAYENEHANE’lerin (Büro hekimliği)  bu sistemde nasıl yer alacağı hususu ise halen belirsizdir. 35 yıllık hekimliğinin son 20 yılını bağımsız olmak kaydı ile muayenehanesinde hizmet veren bir hekim olarak konunun tartışılmasının gerektiğine inanıyorum.

Sağlıkta önemli bir hizmet katkısı ve vatandaş için imkan olduğunu düşündüğüm muayenehaneler deyince, her kasabada ve şehirde vatandaşın kolayca ulaşıp gerek danıştığı, gerekse tıbbi hizmet şekliyle güvenerek hizmet aldığı, bölgelerinde saygınlık kazanmış ve yıllarca o bölge insanına hekimlik hizmeti sunmuş ve de bunu sürdüren muayenehane hekimlerimiz akla gelir. Bunlar o bölgenin sevilen doktor amcaları, doktor beyleri, doktor teyze ve hanımefendileridirler… 

Ayrıca çalıştığı resmi kurumuna herhangi bir yanlış taşımayan ve o kurumunu aracı adres olarak kullanmayan fakat özel muayenehanesinde de saat 16.00’dan sonra hizmet vererek hem mesleki, hem sosyal, hem de ekonomik katkı üreten meslektaşlarımızın sayılamayacak kadar çok olduğu malumdur. Bunlar bu ek mesaileri ile kendi özel hayatlarına ayıracağı zamanı, çevrelerine sağlık hizmeti sunmak şeklinde devam ettirerek toplumsal bir ihtiyaca cevap vermektedirler. Muayenehaneler ayrıca hekimlerin, mesleki uygulamalarında kendilerini bilgi yönü ile kabul ettirebilmeleri yönünden de itici rol oynayan yerlerdir.

Hastanelerin çalışkanlık, riskli vakaları omuzlama, halkla daha uyumlu olmak gibi konularda performansı yüksek hekimlerin muayenehanesi olanlarda daha fazla olduğu görülür. Dolayısı ile muayenehanelerin mesleki verimliliği de artırmadaki rolleri unutulmamalıdır. Her meslek gurubunda yanlış yapanların olması gibi hekimler arasında da yanlış ve yetersizliği olanlar olacaktır. Bunların bir kısmı muayenehanelerle ilgili de olabilir.

Ama bu durum tüm meslektaşları suçlayıcı olarak görülmemeli, bir hizmet şeklini toptan kötüdür dedirtmemelidir.   Yanlışı olanın, yanlışı yapanın hukuki çerçevede tespit edilip gerekli ceza ile cezalandırılması daha doğrudur. Yöneticilerimizin ve toplumun, bu sebeple bir meslek gurubunu toptan suçlu ilan etmeleri doğru değildir. Hele hekimlik gibi insanlık tarihinden beri kutsal bir mesleğin sahiplerini ayıplı göstermek çok yanlıştır, yazıktır, ayıptır…

Bakın bir bilge insan ne diyor;

-Hekim, Bütün hastalık ve

-illetlere devacıdır

-Bu adam sana lazımdır

-Hayat işi onsuz eyleşmez

-Hayatta oldukça insan

-Yine hastalanır.

-Hekim hastalığa bakarsa

-tedavi eder

-Hastalık insana ölüm rehberidir

-Ölüm ise insana

-Hayat arkadaşıdır.

-Hekimi kendine yakın ve iyi tut,

-Onun Haklarını koru.

(Yusuf Has Hacip, Kutadgu-Bilig, 1070)

Yeni sistemde muayenehanelerin ne olacağı halen belirsizdir. Tam gün yasası sebebi ile hekim yalnız bir kurumda çalışabilecektir. 08.00 – 17.00 mesai şeması uygulanacaktır. Gerçi çalışılan kurumda 17.00’den sonra da bazı özel imkânlar sağlanacağı söylense de buralarda muayenehanelerin getirdiği konforu, güvenli ve daha yüksek tatminli iletişim imkânlarını sağlamak mümkün olmayacaktır. Tıp merkezleri ve özel hastanelerde ise yeterli ekonomik değer oluşturmak için hekimler 50-60 hasta bakmak mecburiyetinde bırakıldıkları için sağlık hizmeti istenilenden biraz daha iyi olmakla beraber, muayenehane sistemindeki standardı hiçbir zaman yakalayamayacaktır.

Hâlbuki bazı hasta ve hastalıkların teşhis-takip ve tedavisi için bu özellikte de bir hekimliğe ihtiyacı vardır. Ayrıca hekim-hasta ilişkisindeki olması gereken içtenlik ve sürekliliğinde   hastane ve tıp merkezlerinde yeterince oluşturulamayacağı bir gerçektir. Konunun diğer bir yönü ise bu hizmetlerde meydana gelen mali yüktür. Devletin sağlık harcamaları bu yeni yapıda altı misli artmış ve SGK’ya yeni mali yükler getirmiştir.

Hükümetimiz bu yükü azaltmak için çeşitli tedbirler getirmektedir.  Vatandaştan muayene başına ve ilaçlardan katkı payı almak bunlardan biridir. Muayene sevk zinciri (Aile hekimliği, 2,-3, basamak hastane, Özel hastane sevki) uygulanamadığı için  büyük bir kaynak israfı sürmektedir.  Sevk zinciri ile hastanelere gidiş önlendiğinde ise sağlık kurumlarında oluşacak döner sermaye miktarı çok düşeceği için sağlık çalışanlarının memnuniyetsizliğini artıracağı düşünülmektedir. Hastane ve eczaneler üzerinden alınan katkı payları ise vatandaş tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Kurum hekimlikleri, işyeri hekimlikleri de bu sistemde yeniden şekillenecektir. Bu ve benzeri hususlar çözümlenmesi gereken konular olarak durmaktadır.

Muayenehanelerin gerek mesai şekli ile gerekse mesleki uygulama tarzı ile yaşatılması, bağımsız büro hekimliği şeklinde hizmet vermek isteyen hekimlerimizin göz ardı edilmemesi gerekir. Bu hem mesleğimizin saygınlığını, seçkinliğini, gençler tarafından öncelikli tercih edilen bir meslek oluşuna destek verecek, hem de adı tam gün olan 09.00 – 17.00 saatleri baz olan çalışma tarzının boş bıraktığı günün diğer zaman diliminde de halkımızın hekimine ulaşma imkanını sürdürecektir.

Büro hekimliği de Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemine alınmalıdır. Bu, böyle çalışmakta olan hekimlerimizin sisteme daha fazla katkı vermesini sağlar. Böylece bağımsız küçük işletmeler olarak kabul edilmesi gereken muayenehane ve teşhis birimleri (laboratuarlar-endoskopi-görüntüleme merkezleri-diş doktoru muayenehaneleri ) hem rekabet halkasına girecek, hem de hizmetlerini artırarak sürdüreceklerdir.

Türkiye genelinde 40 bine yakın muayenehane gerek bürosu ile gerekse buralarda çalışan 1-2-3 kişilik istihdamı ile önemsenmeli ve faaliyetlerini sürdürüp gelişmelerine imkân veren kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Buralarında kendi alanlarında yatırımlar yapmış ve  hizmet üreten yerler olduğu unutulmamalıdır. Buraların sistem dışına itilmesinin önemli bir kaynak israfına sebep olacağı görülmeli ve de ekonomideki, sosyal hayattaki katkıları önemsenmelidir.

Büro hekimliğinin hekimlerimiz için bir özlük hakkı hem de vatandaşımız için farklı bir sağlık hizmeti sunum alanı olduğuna inanıyorum. Mesleki tatmin, sosyal tatmin ve ekonomik tatmin yanında bağımsız bir mesleki uygulama şekli olan muayenehane hekimliğinin SGS bünyesinde önünü açacak düzenlemeler yapılmasının daha doğru olduğuna inanıyorum. Sistemin Hekimleri hastanelere kapatmaktan ziyade hastaneleri tüm hekimlere hizmet veren kurumlar haline getiren yeni düzenlemeleri de düşünmelidir (Almanya ve İran’da isteyen hekimler muayenehanelerinde çalışıyor ve buralardan hastane hizmetlerine de katılabiliyorlar). Yapılacak yeni düzenlemeler ile bu gelişmenin sağlanacağı  ve sonuçta muayenehane hekimliğinin Türk sağlık sisteminde kendi çizgisinde daha kaliteli ve gelişmiş şekliyle yer alacağı inancıyla…