Siyasette Melezleşme!

48

Yeni
sistemin bir gereği olarak takdim edilen ittifaklar ve ittifak partilerinin
kendi ideolojik-fikri hususiyetlerini anlamsızlaştırdığı bir siyasal gerçeklik
olarak önümüzde durmaktadır.

Sorumuz,
fikirsiz bir iktidar veya muhalefet olur mu, sorusudur.

Buna cevap
olarak da, Türkiye’de bir takım iç ve dış güçler tarafından siyasetin
melezleşmesi arzulanıyorsa, fikirsiz iktidar da olur, muhalefette olur
diyebiliriz. Çünkü siyasi hayatımızdaki gelişmeler bize bunu göstermektedir.

Melezleşme
botanik ve zooloji bilimine ait bir kavram. Küreselleşme odaklı çalışmalarda
sosyal bilimciler kültürel melezleşmeye, çalışmalarında atıf yapıyorlar. Bu
küreselleşmenin etkilerine sıcak bakanların sahiplendiği bir kültürel
melezleşmedir.

Bizim
fikirlerinize göre post modernleşme kavramı olarak melezleşme, milli kültürleri
ve kadim gelenekleri tahrip edici bir yaklaşımdır ve sadece kültürle sınırlı
değildir.

Siyasete de
sirayet eden melezleşme, yayılma özelliği gösteren ve karşısında durulması gereken
bir olgudur. Siyasette melezleşme derken farklı siyasi fikirlere sahip, farklı
ideolojik eksenli siyasi yapıların eklemleşerek bulanıklaştığı, fikirlerin ve
değerlerin geri plana atıldığı ittifaklar içinde eritildiği bir süreci
kastediyoruz.

Dünyaya
bakışları, ideolojileri, eğilimleri, sosyolojik tabanları birbirinden farklı
partilerin ittifaklar adı altında birlikte hareket etmeye zorlanması, sistemin
siyasi yapıları buna mecbur bırakması siyasette de melezleşmeye işaret ettiğini
düşünüyoruz.

Siyasetin
melezleştirilmesi süreci, siyasi yapıları iç içe geçirirken onları var eden
fikirleri de buharlaştırıyor. Siyasi yapılar, ittifak dayatmaları içinde
karışıp, kaynaşıyor ve özlerinden uzaklaşıyor. Siyasi melezleşme partilerin
yapısını, işleyişlerini, fikirlerini ve ideolojilerini dönüştürürken siyasi
kimlikleri de eritiyor.

Siyasi
kimlikler bulanıklaşıyor, silikleşiyor…

İdeolojiler,
kadrolar, parti programları önemini kaybediyor.

Siyasi
söylemlerin içi boşalırken siyasi gruplar işlevsizleşiyor…

Siyasi
kimlikler ve yapılar zıt kimlik ve yapılarla bir araya getirilmeye zorlanarak
kaynaştırılıyor, yeni siyasi melez kimlikler oluşturuluyor.

Zıt siyasi
kimlikler arasında kurulan siyasal etkileşim ve ortak mücadele ruhu zıtlıkları
törpülerken savunulan fikirler esnetiliyor, kimlikler kimliksizliğe
sürükleniyor.

Siyasi
yapılar içinde bulundukları ittifakın uyumu adına inanmadığı değerleri,
politikaları, uygulamaları savunmak durumunda kalıyor.

Dolayısıyla
melezleşen siyaset; bir milliyetçi ile bir ümmetçiyi, bir sosyal demokrat ile
milliyetçiyi, bir Atatürkçü ile bölücüyü aynı ittifak da
işlevselleştirebiliyor.

Siyasal
kültürler, kimlikler, yapılar birbirleri ile o kadar yakınlaşıyor ki kim neyi
hangi orijinal fikir ve ideolojiyi savunuyor anlaşılamıyor.

Siyasetin
farklı desenleri aynı ittifaklarda birleştirilirken ittifaklar kendi içlerinde
parçalı yapılara dönüştürülüyor.

Siyasette
melezleşme köklü siyasi yapıların söylem ve politikalarını etkileyip
değiştirirken siyasi kimliklerin dönüşümünü de hızlandıran bir işlev görüyor.

Birbirine
zıt siyasal yapıların birbirine yakınlaştırılması, siyasal kimliklerin
silikleşip buharlaştırırken, siyasal kimliklerin sahip olduğu ayırıcı
niteliklerin kaybolmasını da sağlıyor.

Siyasal
yapıların ayırıcı niteliklerinin kaybolması, siyasal kimliklerin diğer
kimlikler içinde erime ihtimalini de gündeme taşıyor.

Köklü bir
geçmişin sonucunda oluşan siyasi kimlikler; melezleşmenin getirdiği değiştirici
ve öğütücü yapı ile aşınırken bizatihi melezliğin kendisi bir siyasi kimlik
haline dönüşüyor.

Köklü
siyasal yapılar değişime uğrarken, zıtların ittifaklarından yeni bir siyasi
kültür oluşuyor.

Bu dönüşüm
partilerin; ideolojileri ve savunduğu fikirler ile değil ittifak içindeki
uyumları, ittifak bileşenleri üzerinde mutabakatı ve yeni sistemin kaynak
paylaşımlarındaki uyumu ile ortaya çıkışına neden oluyor…

Ben bu
yazıyı, Müjdat Öztürk ve Sinan Baykent’in kaleme aldığı köşe yazılarından
alıntılar yaparak ve fikirlerimi ekleyerek yazdım. Kıymetli yazarlara fikirleri
ile önümüzü aydınlattıkları için teşekkür ederim…

Yukarıda
izah edilen sebeplerle siyasetteki bu melezleşmeye karşıyım… Kendi özgün
fikirlerimiz ve duruşumuz ile Türk Milletinin hizmetine talip olmanın tek doğru
olduğunu düşünüyorum… Bizi biz olmaktan çıkaracak tüm yaklaşımlara
karşıyım… Bu nedenle; akıl, fikir, bilgi ve tecrübe ile her türlü
melezleşmeyi engelleyerek biz olarak kalmayı başarmamız gerekiyor…