24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru yine meydanlar hareketlendi, ülkemizin her yanında mitingler var.
Adaylar belirlendi, ülke seçim mitingleriyle şenlendi…
Her mitingin bir konuşmacısı, her konuşanın da kendine has bir üslubu var!
Kimisi sert, kimisi mizahi!
Kimisi gerçeklere dayalı, kimisi izafi!
Ama önemli olan üslup değil ki…
Adayların yaptıklarının, yapacaklarının anlatıldığı, meydanları dolduranlara verilen sözler!
Her parti adayının kendine has bir sloganı, birçok seçim şarkısı, pek çok pankartı var.
Her konuşmacının seçtiği konularla, konuştuklarıyla etkileniyor meydanı dolduranlar…
Anlatılanları dikkatle dinliyoruz, içi dolu mu boş mu diyerek! Sonra dönüyoruz bir de meydanlara bakıyoruz dolmuş mudur, yoksa boş mu duru gözlemleyerek…
Her seçim dönemi hep böyle geçti! Yaşanan her ne varsa ömürlerimizden gitti!
1946 yılından bu yana kaçıncı kez seçime gidiyor ülkemiz? Seçim öncesi meydanlarda söylenenlerden, verilen sözlerden akılda kalan nedir?
Önemli olan her iktidar döneminden milletimiz ne kazanmış, neyi kaybetmiştir?
Yine meydanlar dolup, taşıyor…
Yine seçim anketleri çeşit, çeşit sonuç açıklıyor.
Ama bütün bunlar nafile!
Halkımız oyunu attığında sandığa, işte o zaman belli olacak milli irade.
Kuruluşundan bu yana Türkiye’de ne çok şey değişti, neler gelişti, neleri kazanıp, neleri kaybetti bu ülke ona bir bak!
Son 16 yıldır ülkemizi idare eden iktidar neyi başarmış, nerede başarısız kalmış onu incele. Çünkü seçimleri meydanlarının kalabalığı değil; sokakların dili, evlerimizde yaşananlar etkileyecek.
Onun için seçim mitinglerinde söylenenleri değil, aşağıdaki gerçekleri sorgula:
Milyonlarca işsiz hala umutsuzca geziniyorsa sokaklarda eli boş,
On binlerce gencimiz umut arıyorsa dış ülkelerde,
Onca iş adamı, esnaf kepenk kapatıyorsa iflas etmiş,
Dövülen, sövülen, itilip, kakılan her gün üçü, beşi öldürülen kadınımızın feryatları giderek artıyorsa her günümüzde,
Koyları, kumsalları, ormanları kepçelerle-dozerlerle paramparça ediyorlarsa, geleceğimiz düşünülmeden,
Ağaçlara ”kereste”, doğal güzelliklere ”mangal” diye bakılıyorsa bu ülkede,
Seçimden öncesinde emeklisine iki bayram ikramiyesini verenleri, önceki yıllar neden vermedin diyerek sorgulamadıysan eğer,
Vergi barışı diyerek, vergisini ödemeyenleri affedebiliyorsa bu iktidar,
Faiz lobisini seçimden sonra mutlaka yeneceğim dendiğinde; önceki yıllarda neden yenmedin diye düşünmüyor, sormuyorsan,
Seçim propagandasında kimisi devletin tüm imkânlarını kullanıp, kimisi sadece kendi imkânıyla çıkacaksa halkın karşısına,
Bir de üstüne üstlük, tek bir adayın propagandası yer bulacaksa yazılı ve görsel basında,
Eh daha ne olsun be kardeşim?
Seçim meydanına gitsen ne olur gitmesen ne?
Esas olarak senin gitmen gereken yer oy vereceğin sandık başı. O sandığa mutlaka git.
Ama gitmeden önce seçim meydanlarına değil; yaşananlara, yaşadıklarına bir bak ülkemizde.