Seçilme Yaşı Artık 25 Ama

127

Seçilme yaşının ülkemizde 25’e düşmesi süregelen siyasetteki en büyük reformlardan biri olup Türk demokrasi tarihinde devrim niteliğindedir. Bu yasayla meclis kapısındaki “30 yaşından küçükler giremez” anlayışı tarihin sayfalarına gömülmüştür.

Maalesef ülkemizde gençlerimizin apolitik olması, siyasetten nefret etmelerine karşı bu yasanın mecliste yasalaşması, gençlerin aktif siyasette rol almaları doğrultusunda ve temsilde adalet noktasında çok önemli bir girişimdir.

Ayrıca Meclis Başkanımızın AB parlamento toplantısında “Ulusal Avrupalılık Bilincinin Arttırılması” konusundaki gündem maddesi üzerindeki konusmasında öğrenci meclisleri projesi fikri AB Parlamento başkanları tarafıdan çok büyük bir ilgi gördü. Türkiye’nin siyasetin gençleştirilmesi adı altında yaptığı bu ataklar tüm dünyada takdir edilmiştir.

Her şeyin ötesinde hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun gençlere 25 yaşında TBMM’ye girebilmesine imkan sağlayacak olan bu yasa Türk gençliğine siyaset alanında kendi meselelerini bizzat kendilerince ifade etmelerine imkan sağlayacaktır.

Tabiki ne seçilme yaşının 25 olması, ne de seçilme yaşına sınır getirilmesi siyasetteki bazı sıkıntıların ortadan kaldırılması noktasında çözüm yolu değildir.

Eğer daha temiz ve dürüst bir siyaset oluşturulmak isteniyorsa ölçü yaş olmamalıdır, en önemlisi liyakat ve ehliyet olmalıdır.

Şunu da unutmamak gerekir, Türkiye’nin yalnızca genç siyasetçilere değil belirli bir birikimi, sorumluluk bilinci, kamu ahlakı olan siyasetçilere de ihtiyacı vardır.

İster genç, ister yaşlı olsun.

Mesela, mülkiyete ait kötülükler, mülkiyet ortadan kaldırıldığında çözülür. Ama maalesef diğer kötülükler aynen kalacaktır. Seçilme yaşının düşürülmesi de, ne siyasetteki kirli oyunları ortadan kaldıracak, ne de siyaset üzerinde oynanan komploları ortaya çıkaracaktır.

En önemlisi insan eksenli, yani insanın kişisel ve ahlaki eğitimini ön planda tutan bir siyasi anlayışının olması gerekmektedir.

Tabiki siyasete ilgi duyan gençler olarak bu yasanın çıkmasına sevindik ama…

Ülkemizdeki siyasilerin bazı siyasi politikaları bizi kaygılandırmaktadır. Mesela:

Bir partinin Genel Başkan seçiminde aday olan bir Belediye başkanına karşı çok ciddi bir muhalefet rüzgarı estirilmişti. Geçmişte yapmış olduğu iddia edilen yolsuzluklar onu karalama politikaları ve onu destekleyen İlçe teşkilatlarının fesh edilmesi gibi olaylar yaşanmıstı. Madem ki bu insan yolsuzluk yaptı, o zaman siz niye partinizden belediye başkanı adayı olduğu dönemde yolsuzluk dosyalarını (tabii ki varsa) ortaya çıkarmadınız da, şimdi mi çıkarıyorsunuz?.. Bizim ülkemizde işin ucu birilerine dokununcaya kadar bir şey yok herşey yolunda ama, koltukları sallanınca kirli oyunları o zaman ortaya çıkarıyorlar maalesef.

Biz gençler olarak siyasete atıldığımızda ülkemizin meseleleri hakkında mı kafa yoracağız yoksa siyasetin kirli oyunları hakkında mı? Bu konuda endişelerimiz bulunmaktadır.

İşte meclisteki vekillerimizin yaş dağılımı:

TBMM’de 546 milletvekili bulunuyor.

Bunlardan yüzde 6,4’ü (35 milletvekili) 40 yaşın altında.

  • 40-50 yaş arası vekil sayısı 157. Bu rakam parlamentonun yüzde 28,7’sine tekabül ediyor.
  • 50 yaş üzeri vekil sayısı 253. Yüzde 46,3.
  • 60 ve üzerinde olan 101 milletvekilinin oranı ise yüzde 18,5.
  • 70 yaş ve üzerinde 9 milletvekili bulunuyor.

En yaşlı vekil 82 yaşındaki CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ.

Bu tabloya bakarak diyebiliriz ki; bizim ülkemizde siyasetçileri ancak o koltuktan, kara toprak ayırıyor maalesef…

Bizler artık monotonlaşmış ve kadrolaşmış, bir siyasi yapının varlığından rahatsız olan gençler olarak, delegelerin satın alındığı ucuz bir siyasette değil, liyakatli olanların başa getirildiği, temiz ve dürüst bir siyasi anlayışın hakim olduğu bir siyasette…

Siyasete atılmak istiyoruz…