Rahmetli KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş Anıldı

253

KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rahmetli Rauf Raif Denktaş 100. doğum yıldönümünde rahmet ve saygı ile anıldı. Kıbrıs Türk Kültür Derneği (KTKD) ve Aydınlar Ocağı Genel Merkezi tarafından düzenlenen toplantı İBB Zeytinburnu Sosyal Tesislerinde yapıldı. Şehitlerimiz de rahmet ve saygıyla anıldı.

            Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra açış konuşmalarına geçildi. KTKD Başkanı Zehra Bilge Eray, oturum başkanı Yakan Cumalıoğlu. A.O. Genel Başkanı Prof.Dr. Mustafa E. Erkal ve KKTC İstanbul Konsolos Temsilcisinin konuşmalarından sonra konuşmalara geçildi.

            Sırasıyla Emekli Büyükelçi Ertuğrul Kumcuoğlu, Prof.Dr. Mustafa E. Erkal, Yakan Cumalıoğlu ve Hüseyin Macit Yusuf rahmetlinin çeşitli yönleri ve başarıları üzerinde durdular. Bilhassa hatıralar ve devlet adamlığı konusu ilgi ile izlendi.

            Bilindiği gibi, rahmetli Rauf Denktaş bütün Türk Dünyası’nın milli davasını en iyi şekilde koruyan, savunan, kabul ettirebilen, ikna gücü yüksek, Rumlar’ın başa çıkamadığı müstesna bir liderdi. Birçok defa ölümle karşı karşıya gelmesine rağmen, davasını yılmadan, örnek bir şekilde savunurdu. Siyasete girişi de onun bunun paraşütü ile olmamış bir örnekti. Kendisi bir Cumhurbaşkanı nasıl olmalı sorusunun tam cevabıdır. Tevazu sahibi, halkın içinde yaşayan, ufku geniş liderdi. Dış politika ile ilgili tespitleri ve uyguladığı politikalar yanlış çıkmamıştır. O’nun tespitleri birçok politikacıya ders niteliğinde idi. Türksüz Kıbrıs düşünen Rumlar ve Türkiye’deki malum Türkiyeliler! tarafından hedef alınırdı. Ver kurtulcu teslimiyetçiler, işbirlikçiler ondan tabii ki hoşlanmazdı. Atatürksüz Türkiye, Türksüz Anadolu hedefleyenler, KKTC’yi Rumlar ve bazı Batılılar gibi içlerine sindiremeyenler, AB ve BM yetkilileri gibi Denktaş’tan kurtulmanın peşine düşerlerdi. Denktaş, diğer sözde Cumhurbaşkanlarından çok farklıydı. Eğer Denktaş olmasaydı ne KKTC doğabilirdi, ne de Kıbrıs’ta Türk bırakırlardı. Batı’nın emirlerine göre hareket etmez, milli devletten taviz vermezdi. O’na göre, bu alçaklık ve hıyanetti. Diğerleri ise; emperyalist çevrelerle aynı şeyleri düşünürlerdi. Kendi devletlerinin varlığını açıkça reddedenlerin Cumhurbaşkanlığı makamını utanmadan işgalleri aslında büyük bir çelişkiydi. KKTC’yi Türkiye’nin AB üyeliği önünde bir engel gibi gören cahiller ve işbirlikçiler aslında Türkiye’nin önündeki asıl engellerdir.

            Denktaş’ı tenkit edenler günümüzde Denktaşlaşmak zorunda kalıyorlarsa bu onların kalitesizliklerini ortaya koyar. Utanılacak ve çirkin saldırılarda bulunanları o büyük insan, bunları ciddiye bile almaz Anavatan’ına hiç gücenmezdi. Utanmadan onun için “Git ülkende siyaset yap”, “Susturun bu adamı” diyebilecek kadar alçalanlar Denktaş’ın Dünya Türklüğünün lideri olduğunun bile farkında olmayan gazete paçavraları idi. Bunlar ve benzerleri Kıbrıs’ın stratejik önemini kaybettiğinden bile bahsetmişlerdir. Küreselleştirmeyi yanlış anlayanlar “Zaten sınırlar kalkıyor, ileride Kıbrıs’ta tek devlete geçilecek, milliyetçiliğe gerek yok diyen aşağılıklar tabii ki rahmetliyi de üzmüştü. FETÖ’nün sağcı ve solcuları Türkiye’yi iknaya gelen AB ileri gelenleri ile birlikte teslimiyetçi politikalar ortaya koyarlardı. Patron ABD olduğuna göre tezgahtarlar farklı olabilirdi. Ne gariptir ki stratejik önemi kalmadığı iddia edilen Kıbrıs’ta yabancılar üs kurma yarışındadırlar. Beklendiğinin aksine ne sınırlar kalkmış, birbirinden çok farklı ülkeler de birleşmemiştir. Küçüklü büyüklü birçok ülke milli menfaatlerine sahip çıkma yarışına girmiştir. Sömürülmekten kurtulma peşine düşmüşlerdir. Bazılarının anladığı gibi milliyetçilik hiçbir zaman ırkçılık değildir. O sadece duygusallık da olamaz. Milliyetçilik, bir ülkenin kendi dışındakilerin varlığını kabul ederek dünya nimetlerini eşit, adil, istismar edilmeden faydalanabilmesi şuurudur. Milliyetçiliğe ırkçılık diye bakanlar, onu kendileri için savunanların kullandığı birer malzeme olmuştur. Milliyetçilik, duygu ve düşüncenin işe ve pratiğe dönüşmesidir; sanattan, kültürden, ekonomiye kadar istismar kozunu bir türlü bırakamayan güçlü ülkeler toplum kesimlerini küreselleşme ve diğer bazı kavramlarla uyuşturma peşindedirler. Kamuoyunun taviz ve istismarları gerçekleştirecek zihniyete çevrilemediği örneklerde istedikleri elde edilemez. Dünya barışı için de önü açılmış ve gelişmekte olan ülkelerden fedakârlıklar yapmaları beklenir; oysa bunları yapacak olan süper güçlerdir. Dünya barışı onların elindedir. İstediklerinde sözde demokrasi, özgürlükler, dikta rejimlerinden kurtarılma iddialarıyla işgal edilir. Halk o hale getirilir ki, işgalciler diktatörden bizi kurtardı diye Irak’ta ve başka ülkelerde olduğu gibi ABD askerlerinin ellerini bile öperler. İnsanlık tarihi, kabul edelim veya etmeyelim milli menfaat çatışmalarının tarihidir. Milliyetçilik reddedilerek milli menfaatler korunamaz.

            Rahmetli Denktaş, Aydınlar Ocağımızın daveti üzerine 2004 yılında yaptığımız davet üzerine Trabzon’da yapılan 25. Şura’ya katılma lütfunda bulunmuş ve şurayı şereflendirmiştir. Şeref konuğumuz olmuştur. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde büyük anfiyi dolduran gençlere ve aydınlara tarihi bir konuşma yapmış ve Kıbrıs’ta dönen oyunları anlatmıştır.

            KKTC’de yakın geçmişin tarihi gençlere en iyi şekilde TV programlarıyla öğretilmelidir. Unutulmasın ki; tarihini yeterince bilmeyenlerin coğrafyasını da başkaları çizer.     

Önceki İçerikDinin Ruhu Ahlaktır; Ahlak Yoksa O da Yoktur!
Sonraki İçerikİlâhiyat Profesörü Sayın Prof. Dr. MEHMET MAKSUDOĞLU ile İSLÂM TÂRİNİNİN NETÂMELİ KONULARI’nı Konuştuk.
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)