Osmaniye Kahramanı Dr. Ahmet Alkan

68

Tam adı: Türkiye’nin İlk Demokrasi Hareketinin Osmaniye Kahramanı Dr. Ahmet
Alkan
, Osmaniye sevdalısı Ali Erat’ın,
Müslüman Milletlerin Geri Kalış
Sebepleri / Müslüman Milletleri İslâm Dini mi Geri Bıraktı
’ isimli itabından
sonraki ikinci eseridir.

16 X 23 santim ölçülerinde
birinci hamur kâğıda basılı fotoğraflarla zenginleştirilmiş 120 sayfadır.

Esere adını veren Dr. Ahmet
Alkan, 1868 Sivas doğumludur. Doktor olarak geldiği Osmaniye’de Hükümet Tabibi
olarak görev yaparken 1929 yılında Osmaniye Belediye başkanlığına seçildi. 20
yıl başkanlık yaptı, 1949 yılında Osmaniye’de vefat etti.

Osmaniye, ‘Cebeli Bereket’ adı
ile vilâyet iken 1933 yılında Adana’ya bağlı ilçe hâline getirildi. 1996
yılında tekrar vilâyet statüsüne kavuşturuldu. Yüzölçümü 3757 kilometrekare,
2018 sayımına göre nüfusu 534.000’dir. 7 ilçesi, 13 belediye teşkilâtı, 133
mahallesi 159 köyü vardır.

Dr. Ahmet Alkan Osmaniye’de
sevilen bir şahsiyettir. Belediye teşkilatının kurulduğu tarihten itibâren
Belediye başkanlığı seçimlerini devamlı olarak Cumhuriyet Halk Partisi
kazanıyordu. CHP dışında ilk defa 1946 yılında Nuri Demirağ’ın Genel Başkanı
olduğu Millî Kalkınma Partisi’nin adayı olan Ahmet Alkan seçim kazanmıştır. Bu
sebeple Ali Erat, bunun önemli bir hâdise olduğunu ve ‘Türkiye’de demokrasi hareketinin öncüsü’ sıfatına hak kazandığını
belirtiyor.

Sayın Erat’ın eserinin adı her ne
kadar ‘Dr. Ahmet Alkan’ ise de aynı
zamanda Osmaniye târihi ve Osmaniye’ye hizmet edenler albümüdür. Bu meyanda
Osmaniye’de devlet otoritesinin sağlanması için, ‘Fırka-i Islahiye / Düzeni Tesis Etme Birliği’ kurulduğunu Derviş
Paşa’nın askerî vâli, Osmanlı’nın kudreti ve şöhreti günümüze kadar ulaşan
Ahmed Cevdet Paşa’nın idârî ve mülkî vâli olarak Osmaniye’de görev yaptığını
belirtiyor. Osmaniye kasabasının kuruluşunu, arşiv belgelerinden toparladığı
bilgilerle anlatıyor. Hâlen ibâdethâne olarak kullanılan Envaru’l Hâmit
Camii’nin 1890 yılında inşa edildiğini hatırlatıyor ve caminin yapılmasına
öncülük eden Hacı Hüseyin Efendi’ye verilen Üçüncü Dereceden Yazı Nişan
belgesinin fotokopisini eserine alıyor.

Şehir kültürü ile meşgul olanlar,
şehre şahsiyet kazandıranların, yaşadıkları şehre aidiyetlerini hizmetleriyle
tescil ettirenler ve kültürünün gelişmesine katkıda bulunanlar olduğunu yazıp
söylerler. Önde gelen şahısların giyim-kuşamları, insanlarla diyalogları, konuşmaları,
kültürel faaliyetleri şehir kültürünü oluşturur. Ali Erat’ın naklettiği
bilgilere göre Osmaniye, düzgün insanların örnek hareketleriyle şahsiyet sâhibi
bir şehir konumuna erişmiştir. Bu bilgilerin yazılı belgelerle, kitaplarla
târihe ve gelecek nesillere emânet edilmesi, şehir halkına sorumluluk yükleyen
mesajlar olarak değerlendirilir.

Kitaptan, şehrin kuruluş
günlerinde yaşanan heyecanı ve idamına karar verilen dedesinin zindandan
kurtuluşunu anlatan bölümler okunmaya değer. (s: 35-40) Hemen ardından Osmaniye
halkının Kuvayı Milliye ile müştereken yaptığı istiklâl mücâdelesi ve 7 Ocak
1922’de şehrin düşman işgalinden kurtuluşunu anlatan sayfalar geliyor. Kurtuluş
mücâdelesi sırasında şehid ve gazi olanları isimlerinin bulunduğu levha, saygı
ve kadirbilirlik âbidesi olarak 41. sayfayı süslüyor. Sonraki sayfalarda, şehit
ve gazilerin fotoğrafları var. (s:
42-46)

Bir şehrin kuruluş ve
kurtuluşundaki sıkıntıların bilinmesi, sonraki nesillerin şehre sâhip
çıkmalarını sağlayacak en güçlü isteklendirme, hareketlendirme ve sahiplenme
malzemesidir. Frenkler ve enteller buna ‘motivasyon
diyorlar. Ne hazin bir tecellidir ki bu asil duygu ve olguyu derinliği ve
enginliğiyle ifâde edecek Türkçe bir karşılık bulunamamış.

Eser; Dr. Ahmet Alkan’ın ve
Osmaniye’ye hizmeti geçen insanların hayat hikâyeleriyle ve verdikleri
hizmetlerin anlatımıyla devam ediyor: Belediye Başkanları: Haydar Kılıçarslan
(1923-1925), Ferit Aslankurt (1925-1929), Dr. Ahmet Alkan (1929-1942), Abdürrezzak
Güvenç (1942-1946), Dr. Ahmet Alkan (1946-1949),  Hasan Taşkan (1949-1950), Dr. İhsan Göknal
(1950-1954), İshak Şevki Ersoy (1955-1960), Ali Arguvanlı (1960-1963), Ahmet
Şekip Ersoy (1963-1968), Yusuf Çenet (1668-1971), Hasan Çenet (1971-1977),
Güner Dinçer (1977-1980), Bekir Akgül (1982-1984), İskender Türkmen
(1984-1989), İbrâhim Karayiğit (1989-1994), Musa Şâhin (1994-1996), Ahmet
Gürbüz (1996-1998 Nemili Kırıkkanat (1999-2004), Dâvut Çuhadar ( 2004-2009),
Kadir Kara 209-..) (s:
68-86)

Osmaniye’nin il olma çalışmaları
ile Haydarpaşa’dan başlayıp Osmaniye’den geçerek Hicaz’a ulaşan demiryolunun
hikâyesi, eserin, heyecanla okunacak bölümleridir.

Ali Erat, Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Osmaniye ile alakalı çalışmalarını
ve hizmetlerini de ihmal etmemiş, kadirşinaslık görevini yerine getirmiş.

Eserin son sayfalarında sivil
toplum kuruluşlarının önderi, bürokrat, siyaset ve kültür insanı olarak
Osmaniye’ye hizmet edenler ve yaptıkları işler hakkında bilgiler var. Kimseyi
karalamadan, gerçekçilikten ve dürüstlükten bir milim bile ayrılmadan…

Kâmil insanlar, müspet
düşünceliler, dâimâ bardağın dolu tarafını görürler. Bakışlarını,
projektörlerini iyilerin, doğruların güzelliklerin üzerine yönlendirirler.
Kötüleri, kötülükleri ve çirkinlikleri karanlıkta bırakırlar.

Ali Erat, Müslüman Türk’e has bu
hasletleri başarıyla ve cömertçe sergiliyor  

Ali Erat Bey’in kendi yayınıdır.
Osmaniye’de Hasret Matbaası’nda basılmıştır. Telefon: 0.328-814 78 79, 0.328-812
40 83
 

     

ALİ ERAT:

     01.01.1939 tarihinde Osmaniye’de doğdu.
İlk ve ortaokulu Osmaniye’de, liseyi Adana’da bitirdikten sonra Ankara
İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisi’nden 1963 yılında mezun oldu. Askerlik
görevini yaptıktan sonra 1965 yılında Osmaniye’de Serbest Muhasebeci ve Mali
Müşâvir olarak çalışma hayatına başladı.

     Mesleğinin yanı sıra sivil toplum ve
siyâsî kuruluşlarda vazifeler üstlendi. 1965 yılında, o günkü ismi ile
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)’nin Osmaniye İlçe Teşkilatını ve
Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği’nin Osmaniye Şubesini kurdu.

     Diğer sosyal ve siyâsî görevler ve
çalışma arkadaşlarıyla birlikte gerçekleştirdiği hizmetler:

     *Rahime Hatun Kız Meslek Lisesi Yaptırma
Derneği Başkanlığı. O dönemde okul binası yapıldı. *Osmaniye’de yayınlanan üç
gazetenin kuruluş aşamasında bulundu, Çataloluk Gazetesi’nin kurucusu ve
yöneticisi, Yeni Osmaniye Gazetesi’nin 3 yıl mesul yazı işleri müdürü oldu,
yayınına devam eden Hasret Gazetesi’nin kuruluşu içerisinde bulundu, 7 yıl
mesul yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bu gazetelerde yazılar yazdı. *Osmaniye
Meslek Yüksek Teknik Okulunu açmak için dernek kurdu, heyet başkanı olarak
Osmaniye ve Ankara’da gereken çalışmaları yaptı. Okulun kuruluşu tamamlanıp
hizmete açıldı. Bu okul, bugünkü Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nin nüvesini
teşkil eder. *Osmaniye’de ilk olarak Anonim Şirket kurdu. *Osmaniye’de açılan
Öncüler Tuğla Fabrikasında Yönetici, Kale Kireç Tuğla Fabrikasında hissedar
ve İdare Meclisi Başkanı olarak görev yaptı. *Ortağıyla birlikte Örnek
Hayvancılık Çiftliği kurdu. *Adana İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisi’nde
Lisans Üstü Master derecesi aldı. *1986 yılında, Osmaniye’yi il yapmak için
ileri gelen insanların katılımı ile Osmaniye’yi Güzelleştirme ve Tanıtma
Derneğinin kuruluş çalışmalarına katıldı. *Turizm ve Seyahat Acentesı sâhibi olması
sebebiyle Osmaniye’yi turizm yönünden tanıtmak için çalışmalarda bulundu.
*Türk Hava Yolları’nın bir uçağına ‘Osmaniye’ isminin verilmesi çalışmalarına
öncülük etti. *Milliyetçi Hareket Partisi kademelerinde seçim çalışmalarına
katıldı. *Osmaniye Mâlî Müşâvirler ve Muhasebeciler Odasını arkadaşlarıyla
birlikte kurup başkan seçildi. 

 

   

 

KUŞBAKIŞI:

ÖRNEK SUÇLAR

Max Aub’dan Mehmet Baydur’un Türkçeye
çevirdiği romanda ard arda sıralanan itiraflarda cinâyetin karanlıkları dilin
saçma sapan ifâdeleriyle daha da esrârengiz bir hâle bürünüyor. 

Kulağa teğet geçip, ağızdan kâğıda
dökülen yalansız itiraflar… Dolambaçsız, yatay veya dikey, şiddeti açıklamaktan
başka hiçbir hedefi olmayan itiraflar…

Yazar, ölümle alay ediyor.

Örnek Suçlar, bir kara
mizah klasiği. İspanyol sürrealizminin ustaca kâğıda dökülmüş hâli. Yazar
sağduyuyu bir kenara bırakıp birbiri ardına itirafları sıralıyor.

2019 yılında yayınlanan 18,5 X 23
santim ölçülerinde 144 sayfalık roman sakız çiğner gibi okunabilir.

KIRMIZI KEDİ KİTABEVİ:

Tünel Meydanı Sokağı Nu:2/B Tünel Beyoğlu,
İstanbul Telefon: 0.212-245 70 00

Belgegeçer: 0.212-245 70 26 www.kirmizikedikitap.com   e-posta: info@kirmizikedikitap.com 

106

NAKANO
ESKİCİ DÜKKÂNI

Hitomi, civardaki bir eskici dükkânında
çalışmaya başlayınca kendini sıra dışı bir topluluğun içinde bulur. Birkaç eş
eskitmiş, muzip ve patavatsız Bay Nakano; O’nun hiç evlenmemiş, ressam kız
kardeşi Masayo; tuhaflık derecesinde içine kapanık ama her nasılsa Hitomi’nin
gönlünü çalacak genç Takeo; her gün dükkâna girip çıkan türlü huyda insan ve
tıpkı insanlar gibi bağrında sırlar gizleyen onlarca eşya. Herkesin ve her
şeyin bir hikâyesinin olduğu bu dükkânda Hitomi hayatı, aşkı ve insanlar ile
sırlar arasındaki nazik valsi keşfetmeye başlar.

Japonya’nın önemli romancısı Hiromi
Kawakami, Selen Ak’ın Türkçeye çevirdiği 14 X 21 santim ölçülerindeki 224
sayfalık eserinde, bir başınayken sıradan duran fakat bir eskici dükkânında yan
yana geldiklerinde neredeyse sihirli bir mânâ yaratan insanların ve eşyaların
yalın, neşeli ama aynı ölçüde hüzünlü hikâyesini anlatıyor.

DOMİNGO YAYINEVİ:

Şahkulu
Mahallesi, Büyük Hendek Caddesi Nu: 4/10 Beyoğlu, İstanbul Telefon: 0 212-245
08 39

e-posta:
domingo@domingo.com.tr  //   www.domingo.com.tr 

 

SHERLOCK
TÜRKİYE’DE

İngiliz yazar Sir Arthur Conan Doyle (1859-1930) Edinburg Üniversitesi’nde tıp
tahsili yaparken kısa hikâyeler yazmaya başladı. Cherlock Holmes, O’nun kaleme
aldığı 50 kısa hikâye ile 4 adet romanın kahramanı olan dedektiftir. Yazarın
ayrıca ‘Korku Vâdisi’ ‘Baskervillerin Köpeği’ ve ‘Dörtlerin Yemini’ isimli romanları
vardır. Şöhretini, Cherlock Holmes ile sağladı. Bu seri, hemen hemen dünyanın
bütün dillerine çevrildi ve onlarca-yüzlerce defa basıldı. 

Sir Arthur Conan Doyle tarafından yazılan
hikâye ve romanların kahramanı olan Holmes, zekâsıyla aydınlattığı polisiye
vakaları kadar dış görünüşü ve kendine has tavır ve hareketleriyle de benzersiz
bir karakter… Bu karakter, polisiye yazarı pek çok kişiye ilham kaynağı
olmuştur. Kendi dönemi için bohem olarak nitelenebilecek bir insan olan
Sherlock, garip zevkleri ve merakları ile her dâim ilgi çekici bir tiptir.
Peyâmi Safâ da Cherlock Holmes’ten ilham olarak Cingöz Recâî tipini yaratmış ve
okuyucusu tarafından çok sevilmiştir.

Cherlock Halmes’in bu cihanşümul şöhretinden
faydalanmak isteyen; Behçet Çelik, Şebnem İşigüzel, hakan Bıçakçı, Gaye Boralıoğlu,
Bahri Vardarlılar, Pelin Buzluk, İbrâhim Yıldırım, Mevsim Yenice, Ömür İlmim
Demir ve Seçkin Erdi’nin kalem ürünleriyle ve Seval Şâhin’in derlemesiyle
oluşan kitap, 13,5 X 9,5 santim ölçülerinde ve 230 sayfadır.

EVEREST YAYINLARI:

Ticarethane
Sokokağı Nu: 53 Cağaloğlu 34410 İstanbul. Telefon: 0.212-513 34 20

Belgegeçer:
0.212-512 33 76 
www.everestyayinlari.com  e-posta: info@everestyayinlari.com 

 

 

KISA
KISA… KISA KISA…

1-HAFAZAANALLAH –
NASİHATNÂME 2:
Alev
alatlı / Turkuaz Kitap.

2-AVCILIKTAN
GURMELİĞE YEMEĞİN KÜLTÜREL TÂRİHİ:
Priscilla Mary Işın / Yapı Kredi Kültür
Sanat Yayıncılık.

3-DOKSAN DOKUZ
ESMÂ:
Veli
Tâhir Erdoğan / Bilgeoğuz Yayınları

4-MUTLULUĞUN
BAŞLADIĞI YER:
Eva
Eland – Sibel Çelik / Pegasus Yayınları.

5- AİLE MEZARI: Herkül Milas /
Doğan Kitap.

 

 

DERKENAR

DİL – KÜLTÜR – MİLLET

OĞUZ
ÇETİNOĞLU

Kültürün iki önemli unsuru
vardır: Dil ve din… Çarpık laiklik anlayışına rağmen, dînî yaşayışımızda
sapmalar olmamıştır. En mükemmel ve son semâvî din olan İslamiyet, ilk günkü
şekli ile uygulanmaktadır. Geçmiş dönemde, Ezan-ı Muhammedi’nin Türkçe okunması
gibi yanlış uygulamalar oldu ise de ibâdetle ilgili esaslar 1400 küsur yıldır,
ilk günkü şeklini korumaktadır.

Aynı müspet durumu, Türkçemizde
sağlayamadık. Çünkü dilimize sâhip çıkan yok. Bu vazife ortak ve zincirleme
sorumluluk altında, Millî Eğitim ve Kültür Bakanlıklarına ait olmalıdır. Türkçe
hassasiyeti olanlar ise; Türkçenin korunması görevini farz-ı ayın olarak
benimsemeli ve uygulamalıdırlar.

Yapılacak iş şudur: İki
bakanlığın beraberce görevlendireceği geniş bir kurul teşkil edilir. Kurul,
Millî kültürümüzü bilen ilim adamlarımızdan ve dil uzmanlarından oluşur.
Yaşayan Türkçe’nin bütün kelimeleri burada tespit ve ilân edilir. Çalışmalar
sırasında; olanak, örneğin, onursal, zorunlu, yaşantı, ilginç, eşanlı… gibi
Türk Milleti’nin % 99’u tarafından bilinmeyen / kulanılamayan kelimeler
dilimizden ayıklanır. Türk dili kaidelerine aykırı olarak üretilen (daha
doğrusu uydurulan) kelimeler liste dışı bırakılır. Ve tabiî… ‘-sel’, ‘-sal’
takılı bütün kelimeler… Ayrıca bu kurul; (bir kısmı) ihtiyaç hissedildiği,
Türkçe’de karşılığı bulunmadığı için son yıllarda kullanılmaya başlanan;
dikotami, progresiv, konservatif, lokasyon, lansman, dualite, partikül,
konfigürasyon, entropi, fenomen, analojik, hümör… gibi kelimelere de uygun
karşılıklar üretir. Türk Dil Kurumu’nun bu yönde çalışmaları var. Fakat yeterli
ve teklif edilen yeni kelimelerin hepsi isâbetli değil. Reaksiyon yerine  ‘tepki’,   konsept yerine  ‘kavram’,
ansambl yerine ‘topluluk’ kelimeleri
konulurken gösterilen başarı, change (çenç) yerine ‘para değişimi’, mönü (yanlış olarak kullanılan şekli ile: (menü)
yerine ‘yemek listesi’ teklif
edilirken gösterilememiştir. Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Reisliği yerine ‘Genel Kurmay Başkanlığı’, ‘mayi
mukadder’ yerine ‘akaryakıt
karşılıkları çok başarılı idi.

Yeni kelimeler teklif edilirken
dikkat edilmesi gereken bir husus vardır; bulunan karşılıklar mümkün olduğunca
tek kelime ve / veya yabancı kelimedeki harf sayısından az harfli olmalıdır.

Dil, muhafazakârdır. Değişimlere
direnir. Aynı zamanda canlıdır. Yenilikler ister. Değişimi, halkın benimsemesi
ile ve uzun zaman içerisinde olur. Kısa zamanda ve zorlamalarla yapılmak
istenirse, dil yozlaşır. İnsanlarımız 100 yıl önce 100.000 kelime
kullanıyorlardı. Bugün Türkçe’mizde 10.000 kelimeden fazlası kalmadı. 5.000
kelime kullanabilenin Türkçe’si ‘iyi’dir. Yüksek tahsil yapmış bile olsa,
insanlarımızın çoğu 1.000 kelimeden fazlasını bilmiyor. Çoğunluğun rahatlıkla
kullandığı kelime sayışı 500 civarındadır.

Prof. Neumark, vergi sistemimizi
düzenleyen bir Alman’dır. Aynen şunları söylemişti: ‘Son otuz yıl içerisinde, Türkiye’ye 10’ar yıl ara ile üç defa geldim.
Öğrendiğim Türkçe’nin hiçbir kelimesini unutmadığım halde, her gelişimde yazı
dili olarak Türkçe’yi yeniden öğrenmek mecburiyetinde kaldım
.’

Gerçekte Türkçemizde, ‘yazı dili’ – ‘konuşma dili’ ayırımı yoktur. Fakat özentili ve aceleci bazı
yarı-aydın yazarlar, böyle bir olumsuzluğa yol açmışlardır. Müşahhas yerine;
somut – göreceli… Muhafazakâr yerine; bağnaz -tutucu… kelimeleri… aceleci
ve özentili hareketin ürünleridir.

Bir târihlerde, TRT’nin ‘Dil
Rehberi’ vardı. Bütün yayınlarda, bu rehberde yer alan kelimelerin kullanılması
emredilmişti. Rehberde yer almayan ‘mahallî’,
mesken’, ‘teminat’, ‘prensip’ gibi
kelimelerin kullanılması yasaktı. Yasağa uymayan program yapımcıları
cezalandırılırdı. TRT’nin kendi bünyesinde yaptığını, doğru ve ilmî bir
şekilde, Türkiye genelinde resmî yazışmalar ve okul kitapları için yapmak mümkün,
hatta faydalı ve kaçınılmazdır.

Türk Milleti; kültürü ile Türk
Kültürü ise Türk Dili ile ayrılmaz bütündür. Türk Diline, Türk Kültürüne…
dolayısiyle Türk Milleti’ne yapılabilecek en büyük hizmetlerin biri ve hattâ
başında olanı, dilde birlik, bütünlük ve beraberliği sağlayıp, yaşatmaktır.

Önceki İçerikİslam ve Sekülerlik…
Sonraki İçerikAşı ve Irkçılık; Sağlıklı Türklük yahut Popüler Faşizm
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.