Türkiye’de insanların yüzündeki makyaj döküldükçe, gerçek yüzlerini görme imkanı buluyoruz.
İktidar, Oslo görüşmelerini devletin memurları eli ile PKK’yla yürütüyor ve devleti kuran parti CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da “Silah bırakılacaksa Oslo süreci devam etsin” diyor. Demek ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP gitmiş yerine başka bir şey gelmiş.
Bu durum, Türk Milleti açısından, demokrasinin ve siyasetin iflasıdır.
Çünkü Oslo’da, İngiltere’nin gözcülüğünde, muhatap alınarak müzakere yürütülen PKK’nın ana hedefi; Türkiye’yi bölmek ve mümkün olursa, Türk Milleti’nin elinde kalacak olan parçasının yönetiminde söz sahibi olmaktır. Ve PKK bu hedefinden zerrece geri adım atmaz.Sebebi ise ABD, İsrail, İngiltere, AB gibi ana destekçilerin yanında konjoktüre göre PKK’yı kullanan İran, Irak, Suriye, Güney Kıbrıs gibi devletlerin yüzde yüz desteğini almış olmasıdır.
Hal böyleyken bu PKK ile neyin müzakeresini yapacaksınız? Hangi saikle bu müzakere sürecine destek vereceksiniz? Biri çıkıp bana anlatsın, Oslo müzakereleri sonucunda yapıldığı söylenen protokolü, okumayan varsa alıp bir daha okusun.
Kendisini Türk Milleti’nin ferdi hisseden hiç bir kimse; PKK terör örgütü ile masaya oturmaz, müzakere etmez ve bu süreç hangi nedenle olursa olsun sürsün diyemez.
PKK ile müzakere etmek, Türk Milleti’nin içinden bir millet çıkarmaya ve hükümranlığı bölüşmeye tevelsül etmek, bu sebeple kanun çıkartmak ve bunları uygulamaya sokmak açık bir ihanettir.
Bu durum, şehitlerimizin ve gazilerimizin döktüğü kanı anlamsızlaştırmaktır.
Türk Milleti, iç ve dış düşmanlarına karşı, buna can da dahil olmak üzere her türlü bedeli ödeyerek mücadele etme azminde ve kararlığında olmalıdır. Ancak bu şekilde zafer kazanma ve toprağımız ile devletimizi koruma imkanımız vardır.
Terörle müzakere sürecini başlatanlar ve bu sürecin devamına destek verenler bunu başaramazlar. Aslında bu siyasi partilerin, iktidarı ve ana muhalefeti paylaşmaları, Türk Milleti açısından ancak “ciğerin kediye teslim edilmesi” örneği ile açıklanabilir.
Türk Milletinin tamamına; yani çarşıya, pazara, kahveye, sokağa, esnafa, köylüye, vs. herkese iktidarın ve ana muhalefetin, memleketimizi düşürdükleri çukurun nasıl bir çukur olduğu konusunda uyarma görevi her bir vatan evladının vazgeçilmezi olmalıdır.
Bu nasıl bir CHP’dir ki; bir yandan Oslo sürecini eleştirecek, ve kabul edilemez bir protokolü ifşa edecek sonrasında da Oslo süreci devam etsin diyecek…
Eğer Türkiye’nin bu günleri aşmasını istiyorsak, Oslo müzakereleri veya yaşamsal gördüğümüz bir çok konunun konuşulmasını, halkımızın, her düzeyine indirmeyi başarmalıyız. Bunun için bireysel bilinç ve gayret gereklidir. Ben bu konuda çok ısrarcıyım ve doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum.Konu; bilinçli insanlar arasında tartışılan, elit bir konu olmaktan çıkarılmalıdır.
Meselenin özünü öğrenmiş ve tehlikenin farkına varmış olan halkımız, demokratik usullerle değişimi sağlayacaktır.
Önemli olan, Oslo süreci ve sözde kürt meselesi gibi onlarca konuda benzer çözümler üreten, AKP ve CHP’nin makyajlarının dökülmesine katkı sağlamaktır.
Bu sebeple Türk Milletinin karşı karşıya olduğu sorunun partilerüstü bir beka sorunu olduğunu hepimiz kavrayıp, adımlarımızı ona göre atmalıyız.
Bu yüzden herkesi, iktidarı olduğu kadar ana muhalefet CHP’yi de mercek altına almaya çağırıyorum. Çünkü CHP bizi böyle düşünmeye itiyor. Eğer bu CHP, iktidarın alternatifi ise vay memleketimin haline!