Okuyucuya Dilekçe

101

Tarihi tekerrür ettirmemek bir bakıma bizim elimizdedir. Eğer yakın
tarihten ders almazsak tarih aynen tekrar  eder. Geliniz Damat
Feritlere, Rıza Tevfiklere, Cenap Şehabettin gibi milli mücadeleye
inanmamış  teslimiyetçi  isimlere özenmeyelim.  Milli mücadelenin
şerefli ve haysiyetli asker, sivil önderlerine özenelim. Büyük Atatürk
ve ona inanmış Türk Milletinin emperyalizme karşı milli hareketine
selâm duralım.

İzmir’e çıkartılan işgalci Yunan’a karşı “direnmek caiz değildir. Yunan birliklerinin başarısı için dua edelim”
diye fetva vermekten utanmayan bazı din adamlarına değil; Amasya’da ve
Anadolu’nun birçok yerinde  Atatürk’ün önderliğindeki milli mücadeleye
malı ve canı ile ortak olan, destek veren din adamlarına ve sarıklı
mücahitlere özenelim. “İngiliz donanmasına karşı çıkılamaz;  onlar bize medeniyet getirecek”  diyen
sözde dünkü bazı aydınlara da özenmeyelim. Bu tip aydınlar dün de
vardı; bugün de var,  görevlerini aynen yapıyorlar. Onlar sadece ismen
bizden olan  içimizdeki yabancılardır.

Dün bazılarına göre Osmanlının yıkılacağı ve parçalanacağı da bir “paranoya
idi. İzmir’deki Türk komutan Ali Nadir Paşa emrindeki birliklere
İzmir’i işgal eden İtilaf Devletlerine  direnilmemesi, karşı konmaması
ve gereken kolaylıkların gösterilmesini istiyordu.  Amaç  esef verici
olayların yaşanmaması idi. Ama aynı komutan Yunanlı bir işgal
teğmeninden tokat yiyeceğinin farkında değildi.

Bugün ise; “AB
bizi adam edecek, misyonerlerin faaliyet göstermesinden rahatsız
olmuyoruz. Yeni Vakıflar Yasası ile azınlıklar mallarını geri alsa ne
olur? Yabancılar gelip ülkemizde vakıf kursunlar, toprak alsınlar,
 yabancı sermaye geliyor kötü mü? Reformları AB için değil;
vatandaşımız için yapıyoruz”
diyenler var. Bu takım
Ankara’nın sözde zulmünden kaçarak Brüksel’de şefaat arayan hain ve
ahmak takımıdır. Bundan dolayı farklı gruplarla Cumhuriyet ve rejime
karşı ittifaklar kuruyorlar ve birliktelik sergiliyorlar. Uşak olmaya
hazırlar;  efendi arıyorlar. Aslında efendi de oldukça bol. Ama milli
bağımsızlık ve milli menfaatlerden yana, haysiyetli ve şerefli adam
olmak, onun bunun maşası olmamak kolay değil…

Bir
ülke nasıl batırılırın cevabını  dün Osmanlı borçları veriyordu; bugün
de son beş senede yüzde yüz artan iç ve dış borçlara cevap arıyoruz.
Yeni Düyun-u Umumiye’lerden (Genel Borçlar) endişe
ediyoruz. Dış ve iç borçların karşısında hangi kuruluşlarımız komik
bedellerle yabancılara ve onların yerli ortaklarına devredilecek diye
düşünüyoruz. Bu satırları okuyanlar Osmanlı’nın son dönemine benzeyen
bu ortama sadece son beş senede mi geldik diye sorabilirler. Tabi ki
değil; ama son beş senede olumsuz yönde rekorlar kırdık. Her şeyden
evvel milli davaları küçümsedik ve sözde çözümsüzlüğü reddettik. AB
hayali ile kolumuzu kanadımızı, sakalımızı çenemizden kaptırdık. Şimdi
dış politikadan, iktisadi hayatımıza kadar adeta utanç tablolarını
unutturmak için olmadık bir şeyle uğraşıyoruz: “Türban ve laik-anti laik maçı…” Anayasa
değişiklikleri yapıyoruz. Dış dayatmalara uygun kanun ve anayasalar
çıkarıyoruz.  Lagendik isimli bir adam Patrikhanenin Fener ve
Balat’taki  genişlemesini malûm fonlarla çözmüş ki; sıra Sulukule ve
Suriçine gelmiş. Adam sömürge müfettişi gibi dolaşıyor. Etrafında ise
tercüman maskaraları ve sözde bazı yetkililer …

Farklı
çevrelerce siyasi bir sorun haline getirilen türbanın doğrusu garip
savunucuları var. Dün aşırı solda olup da bugün devşirilenler,
milliyetsiz bazı sağ eğilimliler  bu alanda dikkat çekmektedir. Bunlar
için esas, ferdin hak ve hürriyetleridir. Her türlü kural ve kanun
esaret zinciri gibidir. Devletsiz  ve toplumsuz, otonom fert arayışı
içinde olan,  devletle ve rejimle  kavgalı, Cumhuriyete numara takma
meraklısı bu grup sadece türbanı değil; Ermeni sorunundan, bölücü ırkçı
teröre, Kıbrıs’tan milli güvenlik sorunu haline gelen AB’ne,
milliyetçiliği redde kadar anti-devletçi ve anti-Türk bir
çizgidedirler.  Önemli olan rejimin ve devletin tartışılması ve
sorgulanmasıdır.  Her konu bu yolda kullanılabilir. Türbana destek
bundandır. Dün Osmanlı’yı teokratik, gerici ve istilacı  bulanların,
bugün sözde Osmanlı’yı savunarak milli ve üniter yapıya  karşı
çıkmaları, milli kimliği reddetmeleri ibretle izlenmelidir.

Önceki İçerikDin Adına Ahkam Kesmek
Sonraki İçerikBaşörtüsü
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)