Milliyetçisin, yani Irkçısın

176

Taksi sohbetlerinde hangi partidensin diye sorulur. “Ben
milliyetçiyim” diye cevap veririm. Rahatsız edici sıklıkta “Yani ırkçısın”
karşılığını almaya başladım. Eskiden böyle değildi. İşbu rivayet yeni çıktı.
Demek ki arkasında bir eğitim, bir gayret var. Belki siyasetle hiç mi hiç
alakası olmayan Diyanet İşleri Başkanlığımızın hemen seçim önceleri aklına
gelen “İslam Kavmiyetçiliği Reddeder” kurmacasına dayanan yayınları ve
hutbeleridir. Ama sanmıyorum. Onlar çoktan sustu. Cumhur ittifakından sonra
içtihat değişti. Bu daha yaygın, örgütlü ve süreğen bir tezvirata benziyor.

Cumhuriyetin temelinde Türk Milliyetçiliği vardır. Buna
soldan da sağdan da saldırı gelir. Solun her cinsinden değil, sağın da her
cinsinden değil. İkisinin de kozmopolit olanından. Sovyetler Birliği varken
milliyetçiliğe saldıran onun ideolojisiydi. O sona erdi. Yakın zamana kadar bu
sefer Siyasî İslamcılık ateş açtı. Kavmiyetçilik dendi, kafatasçılık dendi,
şimdilerde unutturulmaya çalışılıyor ama ayaklar altına alınmışlığı da vardır.

Türkçülük: ırk atlarda olur

Bu saldırılar durmaz. Çünkü emperyalist emeller durmaz. Ne 9
Eylül’le sona erdiler ne de Sevr son Sevr teşebbüsüydü. Marksist İskoç Siyaset
Bilimci Tom Nairn’in dediği gibi, “Milliyetçiliğe muhalefet, eski veya yeni bir
emperyalizmi savunmak demektir” ve maalesef emperyalizm bitmiyor, bitirilemiyor.
İngiliz’i bitse Rus’u, o bitse Amerikan’ı, Çin’i başlıyor.

Burada bunlarla uğraşmayacağım. Belki iyi niyetle yapanlar
da vardır diye iki yanlışı düzeltmeye çalışacağım.

Bir: Türkçülük, ırkçılık demek değildir. Bir fikrin ne
olduğu önce onun babasına sorulur. “Türkçülük” diyen çok fikir adamımız vardır
ama Türkçülüğün Esasları‘nı yazan bir tanedir ve adı da Ziya Gökalp’tir.
Atatürk’ün, “Fikirlerimin babası” dediği adam. Gökalp ne diyor: Irk atlarda
olur. Bundan açık nasıl söylenir? Kitabın yazıldığı günler, dünyada ırkçılık
pek revaçtadır. O yüzden Gökalp, uzun uzun saf ırk olmadığını, Türkçülüğün bir
terbiye, bir hars meselesi olduğunu anlatır. Başka ne diyelim? Şunu diyelim:
Einstein’in alıntı yaparak, deha ile ahmaklık arasındaki fark, dehanın sınırlarının
bulunmasıdır, diyelim. Ancak bazen ahmaklıkla kötü niyeti ayırmak kolay
olmuyor.

 

Bir Marksist milliyetçi: Benedict Anderson

Bir başka Marksistten, kitabının ismi bizde yanlış tercüme
edilen Benedict Anderson’dan bahsetmek istiyorum: Hayal Edilen Cemaatler yerine
Hayalî Cemaatler. Ve kozmopolit sol, bunu, milletin gerçek değil, hayali
olduğunu söylüyor diye satmaya çalıştı. Kitabı okumadan tabi. Tercüman ve
yayınevi okumuştur ümit ederim! Bakınız dostlarım, “imagined” hayal edilmiş,
hayal edilen demektir. Hayalî olsaydı “imaginary” olurdu. Ama Azerbaycan
ağzında denildiği gibi, “enteldir, yazıktır”. Şimdi o kitaptan alıntı
yapacağım:

 

İlerici kozmopolit entelektüelin (daha ziyade Avru­pa’da
mı?) milliyetçiliğin neredeyse hastalıklı karakteri, Öteki’ne yönelik korku ve
nefreti ve ırkçılıkla yakınlığı üzerinde ısrar ettiği çağımızda, milletlerin
sevgi, hatta derin ve fedakârca sevgi ilham ettiklerini insanlara
hatır­latmamız gerekir. Milliyetçiliğin kültür ürünleri —şiir, edebiyat, müzik,
plastik sanatlar— bu sevgiyi binlerce farklı biçimde ve üslupta gösterir.
Hâlbuki korku ve iğ­renme ifade eden milliyetçi ürünler pek enderdir.

Gerçek şu ki milliyetçilik tarihî kaderi düşünür, buna
karşılık ırkçılık ebedî bulaşmalarla uğraşır. Bu bulaşıklık zamanın
başlangıcından bu yana tarihin dışında iğrenç çiftleşmelerden kaynaklanmıştır.
Ne pasaportu taşırsa­lar taşısınlar, hangi dilleri konuşurlarsa konuşsunlar
zenciler, görünmez bir katran fırçası sayesinde ebediyen zencidir; İbrahim’in
tohumu Yahudiler ebediyen Yahu­didir. (Bu yüzden Nazi için Yahudi Alman her
zaman bir sahtekârdı.) Irkçılığın rüyaları aslında millet değil sınıf
ideolojilerinden kaynaklanır: Öncelikle hükmeden­lerin ilahi yetki
iddialarından, aristokrasilerin ‘mavi’ veya ‘beyaz’ kanlılığından ve aile
asaletinden. O yüz­den ırkçılığın babasının bir küçük burjuva milliyetçisi
olmaması, tam aksine, Gobineau Kontu Joseph Arthur olması bizi şaşırtmaz.

 

Benedict Anderson (1936- 2015) sıkı bir İrlanda milliyetçisi
idi. Onu, milliyetçiliğe karşı koçbaşı olarak kullanamazsınız.(Alıntı: Milli
Düşünce Merkez.)

Önceki İçerikKaza Namazı
Sonraki İçerikMurat AĞIREL’in “Sarmal” ı Üzerine
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)