Milliyetçi Atatürk

1027

Bilgeoğuz Yayınları’nın sâhibi Ali Oğuzhan Cengiz, yayınevinin 1527 numaralı kitabında, Mustafa Kemal Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini anlatıyor.

Atatürk’le alâkalı kitapların büyük çoğunluğunda Mustafa Kemal Atatürk aşırı övgülerle anlatılıyor. Bir kısmında ise siyâsî ve dinî mülâhazalarla noksanları ve yanlışları alaycı bir dille ve de abartılarak naklediliyor. Halbuki topluma mal olmuş, ekseriyetin sevgisine ve saygısına mazhar olmuş büyük devlet adamları, aşırıya kaçmadan iyi yönleriyle anlatılmalı ki topluma örnek olsun. Devletin yönetimine tâlip olan seçilmiş ve tâyin edilmiş şahıslar tarafından örnek alınsın. Aksi yönde beyanda bulunanların, sâdece hatâ ve noksanları sergilemek maksadıyla yazı karalayanların ise tedâviye ihtiyacı vardır. Unutulmamalıdır ki Atütürk,  her insan gibi akıl ve zekâdan, etten, kemikten, sinirden-damardan ibârettir. Doğrularının yanında, eser ölçüde yanlışlarının bulunması da tabîdir. Kusursuzluk, peygamberlere mahsus bir haslettir. Çünkü onlar, Cenâb-ı Allah tarafından vazifelendirilmiş melekler tarafından korunmuştur.       

Oğuzhan Cengiz’in telif ettiği eserde aşırı övgü yoktur. Yergiye de rastlanmaz. Az bilinen, çoğunluğun ulaşma zahmetinde bulunmadığı özel kaynaklardan faydalanarak, olayları objektif olarak ele almak suretiyle, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek oluşan kanaatleri okuyucuya sunuyor.

Eser, yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’ün hayat kronolojisinden ibâret değildir. Daha fazlasıdır.  Asıl üzerinde durulan konular; Atatürk’ün tasavvurları, vatana ve millete vermek istedikleri gibi çok mühim meselelerdir.  Mustafa Kemal Paşa; kimilerine göre 4000, kimilerine göre 40.000 yıllık şanlı geçmişi olan Türk milletine, çağın şartlarına uygun bir devlet armağan etme tasavvurundadır Bu tasavvurun gerçekleşmesi için tâkip ettiği yol ve dönemin şartları ön plânda ele alınmıştır. Ayrı ayrı işlenen, derinlik kazandırılan meselelerin özü verilmiştir.  Gerekli görüldüğü durumlarda derinde kalan detaylı bilgiler de okuyucuya sunulmuştur.

Bu tür konulardan biri: Enver Paşa ile Mustafa Kemal Paşa’nın birbirlerine karşı ‘tavırlı’ olmalarına sebebiyet veren hâdiselerdir.

Bilindiği gibi Sultan Vahdeddin Han, şehzâdeliği döneminde iade-i ziyâret maksadıyla Almanya’ya giderken berâberindeki kadroda Mustafa Kemal Paşa, ‘Fahri Yâver-i Hazret-i Şehriyârî’ sıfatıyla bulunmaktaydı. Uğurlamaya gelen şahıslar arasında Enver Paşa da vardı. Adına ‘kıskançlık’ denmese bile ‘tavır’ meselesi böyle doğdu. Her ikisi de 1881 yılında doğmuş olmakla birlikte, Enver Paşa daha kıdemliydi. Bunun sebebini kitaplardan değilse de makalelerden öğrenmek mümkündür: Mustafa Kemal Paşa’nın babası gümrük memuruydu. ‘Bey’ kelimesinden başka sıfatı yoktu. Bu sebeple Genç Mustafa, Askerî İdâdî’ye üç sene Mülkî İdâdî’de okuduktan sonra kayıt yaptırabilmişti. Enver Paşa’nın babası ise ‘sivil paşa’ idi. Bu sıfata sâhip insanların çocukları doğrudan askerî idâdiye kabul ediliyordu. Askerlikte kıdem Harp akademilerinden mezuniyet târihine göre belirlendiği için Enver Paşa, Mustafa Kemal’den üç yıl daha kıdemliydi. Enver Paşa, padişaha eşlik eden kadroda kendisinin bulunması gerektiğini düşünmüş olabilir. Bu düşünceden doğan ‘tavırlıları’, zaman zaman Mustafa Kemal Paşa’yı rahatsız ediyordu. Yine makalelerde rastlanan bir olay daha vardır:

M. Kemal Paşa, Sarıkamış Bozgunu’ndan sonra İstanbul’a gelen Enver Paşa’yı ‘geçmiş olsun’ demek maksadıyla ziyâret eder. Enver Paşa, çay bardağı düşürülüp kırılmış gibi önemsiz bir olaydan bahseder gibi bozgun meselesini küçümseyen bir tavırla konuşur. M. Kemal Paşa muhatabının bedbin olmadığını görünce, Sarıkamış’a gitmeden önce ilettiği küçük bir isteğinin neticesini sorar. Enver Paşa yine küçükseyen bir tavırla: ‘Bu meseleyi arkadaşlarla görüşürseniz daha doğru bilgiler alırsınız’ diyerek meseleyi geçiştirir.  

Tavırlı duruşlar, Enver Paşa’nın Moskova’dan Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı mektupla silinmeye çalışıldı ise de teşebbüsü neticesiz kaldı.

Enver Paşa, Harb-i Umûmî’den mağlûp çıkılması üzerine Berlin’e kaçmak mecburiyetinde kalmıştı. Buradan Rusya’ya geçen Paşa Moskova’da İngiliz emperyalizmine karşı birlikte mücâdele etmek için Sovyet devlet adamları ile görüşerek onlardan Anadolu hareketine silâh yardımı yapmalarını istedi. Ve Rusya’nın desteğiyle kurulan ‘İslâm İhtilâl Cemiyetleri İttihadı’ adlı cemiyetin başına geçerek Anadolu’da şubeler açmak istedi ve 1920 Eylül’ünde gerçekleşen Doğu Halkları Kongresi’ne katıldı. Bir ara Berlin’e döndüyse de fazla kalmayarak yine Moskova’ya geldi. Ankara hükümetinin temsilcisi ile görüşmeler yaptı. Mustafa Kemal Paşa’ya bir mektup yazarak hakkındaki söylentileri ve Anadolu hareketinin başına geçeceği şeklindeki iddiaları yalanladı. Fakat Yunan saldırısının başlaması ile Anadolu’ya geçme fikriyle Batum’a geldi. Bütün bu gelişmeler olurken beride Anadolu’da gözle görülecek bâzı faaliyetler belirdi: Trabzon’da Enver Paşa’ya taraftarlığı ile bilinen Yahya Kâhya, kaçaklardan oluşan bir tabur meydana getirerek başına buyruk bâzı işler yapmaya ve Enver Paşa’nın yakında döneceğini açıkça telaffuz etmeye başladı. Diğer taraftan, gelişmeler Büyük Millet Meclisi’nde bulunan kırk civarındaki İttihatçı mebuslarda da yankısını buldu. Bu gelişmelerden rahatsızlık duyan Mustafa Kemal Paşa, Rus hükümetiyle anlaşarak, Enver Paşa’yı devre dışı bıraktı. Rusların desteğini kaybettiğini ve Anadolu’da  bir şey yapamayacağını anlayan Enver Paşa bu defa, Türkistan’a yönelerek, oradaki Türkleri Ruslara karşı istiklal mücâdelesi vermek üzere teşkilatlandırmak istedi ve bu yolda da can verdi.

(Kâzım Karabekir: İstiklal Harbi’nde Enver Paşa ve İttihat-Terakki Erkânı. s: 84-85. Menteş Kitabevi, İstanbul 1967)

***

23 Ocak 1913’te Enver Bey liderliğinde İttihat ve Terakki’ciler Babıali’yi (Sadrazamlığı) basmışlar, hükümeti değiştirmişler ve mutlak iktidarı sağlamışlardı. Baskının planlamasında Mustafa Kemal’in adının geçtiği, Atatürk’ün anlatıldığı kitaplarda yer almaz. Babıâli baskının planlanmasında Mustafa Kemal’in adının geçtiği kaynağı Oğuzhan Cengiz açıklıyor…

Mustafa Kemal Paşa mütâreke döneminde İstanbul’daydı ve siyâsî arayış içindeydi. Hükümette yer almak istiyordu. İstanbul itilaf güçlerinin işgalindeyken, Mustafa Kemal Paşa’nın birçok arkadaşı tutuklandı. Fakat ona dokunulmadı. İzinle Anadolu’ya geçti. Oğuzhan Cengiz, bu gelişmenin sebeplerini kitabında okuyucuya sunuyor ve şöyle devam ediyor: ‘Mustafa Kemal’in ne yapmak istediğini anlayabilmek için, ülkenin içine düşürüldüğü vaziyeti, önce Mustafa Kemal’in kaleminden öğrenmeliyiz. Nutuk’ta manzara-i umumiyeyi tasvir eder. Kitapta o tasvir öne alınmıştır.’  

Yazar Cengiz kitabında; devrimlere girerken tartışmalı konuları öne çıkarıyor, tahlilî değerlendirmeleri tercih ediyor.

Sözün kısası kitap, farklı bir çalışmadır. Bilinenlerin tekrarından kaçınılıyor, merak edilen konular, az bilinenler, daha çok da bilinmeyenler okuyucuya sunuluyor. Gelişmeler objektif bir şekilde kitapta yer alıyor, değerlendirme de okuyucuya bırakılıyor.

 Oğuzhan Cengiz, bu kitabını yazmaktaki maksadını; ‘… okuyanların aklında Mustafa Kemal Paşa’ya ait bir soru kalmamasını sağlamak’ cümlesiyle açıklıyor.

Kitabın ‘İçindekiler’ sayfasından alınan aşağıdaki satırlar, bu iddialı açıklamanın doğruluğunu önceden teyit ediyor:

Mustafa Kemal’in Mütâreke Döneminde Siyâsî Faaliyetleri…. 

 Minber Gazetesi’ni Niçin Çıkardı?

 Enver Paşa-Mustafa Kemal Paşa İlişkileri

 İsmet Paşa, Mustafa Kemal ve Enver Paşa Münâsebetini Anlatıyor

Mustafa Kemal ve İttihat – Terakki 

Hareket Ordusu’ Adını Atatürk Verdi

Babıâli Baskını’nda Atatürk Var mıydı?

Mustafa Suphi Olayı

TBMM’de Mustafa Suphi Olayının Görüşülmesi

Mustafa Kemal’in Komünizme Karşı Tavrı

 Anzavur’un Isyanı’na Karşı Mustafa Kemal Paşa’nın Yayınladığı Beyanname

Mustafa Kemal ve Milliyetçilik

Maarif Kongresini Topluyor

 Maarif Kongresi’nin Açış Konuşması

Ölenlerin Felsefesi

Atatürk’ün Zağnos Paşa Camisi’nde Okuduğu Hutbe

Mustafa Kemal’in Hutbesi, Sorulara Verdiği Cevaplar

İzmir İktisat Kongresi’nde Alınan Kararlar

İzmir İktisat Kongresi Açış Konuşması

Mustafa Kemal Paşa’nın Mandacılığa Tavrı

Misâk-ı Millî’nin Belirlenmesinde Mustafa Kemal’in Rolü…

Atatürk ve Türk Dili

Türk Târihi Meselesi

Mustafa Kemal ve Din

Cumhuriyetin İlanı Tartışmaları

Erken Cumhuriyet İlanı!

Mustafa Kemal’in Harp Anlayışı

Atatürk ve Masonlar

Bursa Nutku Meselesi

İzmit Basın Toplantısı ve Hilâfet Tartışmaları

Hilâfet Niçin Kaldırıldı?

 Hilâfet Yanında Patrikhâneler Hahamhâneler de Kalkmalı

13,5 X 21 santim ölçülerinde 248 sayfalık kitap, kaynakça bölümünde yer alan 133 adet ilmî eserin incelenmesiyle hazırlanmış, 2023 yılında kitap raflarındaki yerine almıştır.

BİLGEOĞUZ YAYINLARI:

 Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul. Tel: 0.212-527 33 65 Belgegeçer: 0.212-527 33 64 Whatsapp hattı: 0.553-129 86 86 E-posta: bilgekitap@gmail.com   WEB: www.bilgeoguz.com 

                                                                                                         

Önceki İçerikSarmısağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış.
Sonraki İçerikGençlerimiz, On Yıllarımız, Geleceğimiz
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.