Milli Görüş lideri Erbakan Hoca ile tarihi 28 Şubat röportajı

97

 

 

Darbeyi ABD planladı

28 Şubat darbesini mağdur başbakanı Prof Dr. Necmettin Erbakan ile vefatından  kısa bir süre önce 28 Şubat darbesiyle ilgili ayrıntılı ve geniş açıklamayı bizlere yaptı.
Merhum Başbakandan İsmail Kahraman´a tarihi açıklamalar
Türk siyasetinin önemli isimlerinden, bir döneme damgasını vuran eski Başbakan ve Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ölümünün 2. yılında tüm Türkiye’de rahmetle anılırken, günümüzde de 28 Şubat yankıları devam ediyor. 28 Şubat sürecine müdahil olanlar İsmail Kahraman’a  verdiği son röportajda önemli açıklamaları okurlarımızla paylaşıyoruz. 
Gazeteci İsmail Kahraman’a belgeleriyle birlikte 28 şubat post modern darbesinin gelişim aşamasını anlatan Merhum Erbakan  28 Şubat sürecini ABD’nin kendisinin yönetiminden rahatsız olduğu için hazırladığını söylüyor. Erbakan Kahraman’a 28 Şubat sürecini şöyle anlatıyor: “28 Şubat tam anlamı ile bir ABD operasyonu ,Biz iktidara gelip  Türkiye’yi  ABD güdümünden kurtarıp  Dünya  ülkesi yapma çalışmalarımızdan, ABD  çok rahatsız oldu.  Ekim 1996 tarihinde  ABD  devlet başkanı adına   ABD Diş işleri  bakanlığı ABD Ankara büyük elçiliğineGİZLİ başlığı altında gönderdiği  yazıda  Erbakan’ın Başbakanlıktan indirilmesi  için  her türlü eylem ve  çalışmanın yapılması  isteniyor. Ünlü  28 Şubat  Milli güvenlik kurulunda  görüşülen  bildiri  maddeleri ABD tarafından  dikte edildiğini  daha sonar ele geçirdiğimiz  bu gizli ABD  belgesinden anladık” dedi.

Bu belgeyi yeni ele geçirdiklerini söyleyen Erbakan  hiç bir şey gizli kalmıyor. 28 Şubat  1997 deki ünlü Milli Güvenlik Kurulundaki maddelerin tümü   ABD gizli belgesinde de var. Türkiye’ ye  yazık oldu. Türkiye çok zaman kaybetti ”  diye konuşuyor

MGK’da neler yaşandı

Prof. Dr.  Erbakan, 9 saatlik  Milli Güvenlik Kurulunda neler yaşandığını  tek tek anlatıyor. Kurulda ilk sözü askerlerin aldığını söyleyen Erbakan, Askeri kanat daha önce ayrı ayrı konuşuyor ve kuvvet komutanları görüşlerini  ayrı ayrı açıklıyordu. Bu kez farklı davrandılar.  Askerler  biz  karar aldık,  bu toplantıda   Genel Kurmay adına  tek bir kişi konuşacak ve  bu konuşma  Genel Kurmay’ın görüşü olacak denildi. O zaman  Genel Kurmay İstihbarat  Başkanı olan Çetin Doğan paşa söz alıp  tam 5 saat konuşma yaparak  sözde irtica tehlikesi, İmam Hatiplerin kapatılması  ile  ilgili görüşlerini açıkladı. Biz bunu daha sonra elimize geçen ABD’nin gizli ibaresiyle yayınladığı belgede geçen yazışmalarmış.

Neden Anayasanın birinci maddesini okumuyor sunuz?

Kurul bildirisinin acilen imzalanarak Hükümet tarafından  uygulanmasını istediler.5 saatlik konuşmayı sakin bir havada dikkatle  dinledim. 5 saat  sonra kapıda duran askeri yaveri yanıma çağırıp  Demirel’in önünde duran Anayasa kitapçığını istedim ve kitapçığı elime aldım. Söz sırası bana gelmişti. Tansu Çiller ve  ekibi  beni yalnız bırakmıştı. Kurulda adeta tek başıma kalmıştım.  Söze  neden Anayasa’nın sadece  ikinci maddesini okuyorsunuz. Anayasanın birinci  maddesinde  Türkiye’nin  Sosyal  bir Hukuk  devlet olduğunu neden söylemiyorsunuz diye sordum. Askeri  kanadın şikayetine tek tek cevap verdim. Tam 4 saat konuşma yaparak askerlere cevap verdim.

“Başbakan  yardımcısı Tansu Çiller, Milli  Savunma bakanı Turan Tayan ve İçişleri bakanı  Meral Akşener  hiç konuşma yapmadılar. Yalnız olmama rağmen  2 parti  koalisyon   hükümeti  değil de,  tek başına iktidar gibi hükümeti savundum. Alınan kararların tavsiye kararı olduğunu bu karanın uygulanıp ugulanmamasına  hükümetin karar  vereceğini açıkladım. Ben bunlara imzamı atmadım. Ben bu kararları Bakanlar Kurulu’nun onayına sunulmasına imza attım.” diyor.

Demirel askerleri destekledi
Cumhurbaşkanı Demirel’in bu yaşananlara hiç ses çıkarmadan askerlerin  yaptığı konuşmayı adeta tasdik ettiğini söyleyen Erbakan, “Ben 28 Şubat  postmodern   ABD  darbesi yüzünden istifa etmedim. Bizim  hükümet ortağımız DYP milletvekillerine istifa baskısı yapıldığı, milletvekillerinin zaafiyeti nedeniyle  istifa ettim. Tansu Çiller  bir gün bana gelerek, partimden 50 milletvekili istifa edecek hükümet düşecek, erken seçime gidelim, ben bu milletvekillerini seçimde tümü ile tasfiye edeceğim dedi. Genel seçime gitmek şartı ile  hükümetin istifasını  Demirel’e bildirme kararı aldık. 290 imza ile Demirel’e çıkıp Bakın sayın Demirel  siz bulun 226’yı  düşürün hükümeti diyordunuz , Bende 290 milletvekilinin imzasını size getirdim. Ben istifa  ediyorum, seçime gitme şart ile Tansu Çiller’in başbakan olmasını  destekliyorum dedim.

Demokrasi  şampiyonu  Demirel 290 milletvekili imzasını hiçe sayarak  hükümeti  kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Ondan sonrada yaşananlar malum.

Karadayı Paşa’dan teşekkür?

Erbakan röportajda 28 Şubat darbesinin mimarlarından olan zamanın Orgenerali İsmail Hakkı Karadayı’nın kendisine teşekkür ettiğini şöyle anlatıyor.  Karadayı Paşa daha görevdeyken bana geldi. ‘Sayın Başbakan’ım biz ilk kez sizin döneminizde   askerler olarak  çok iyi  maaş aldık .İlk kez sizin döneminizde maddi olarak rahat ettik. Biz  sizlerden şikayetçi değiliz.  Sizlere güveniyoruz.’  Dediğini söyleyen Erbakan Karadayı’nın İstanbul Fatih ve babası adına yaptırdığı camiden iki fotoğraf gösterdiğini ve ‘İstanbul’un göbeğinde çarşaflı şahısların arttığını ancak kendi babası adına Çorum’da yaptırdığı camiden çıkan bayanların başı açık olduğunu, çarşaflı bayanların artmasından korktuğunu söylemiş. Erbakan, Karadayı’ya çarşaflılardan korkmaması gerektiğini Berlin’de bile bu tür görüntülerin olduğunu söyleyerek, Sayın paşam örtülülerden  korkmayın, onlardan devlete ve millete zarar gelmez   diye cevap verdim.” Şeklinde konuşuyor.

Erbakan röportajının sonunda gençlere de seslenerek taklitçiliği bırakmalarını milletine sahip çıkmalarını, özlerine  yani İslam medeniyetine  sahip çıkmalarını, AB’ye gireceğiz diye saçmalıklar yapmamalarını, Avrupa’nın ayakta duramadığını,   faizci sistemi bırakmak gerektiğini, faizin saadet getirmediğini, gençlerin Milli Görüşü öğrenmesi gerektiğini vurguluyor.
ABD’nin gizli belgesinde neler var?

1. Departmanımız, Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir. Kanaatimizce Türkiye’nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve sudan ile bağlarının kuvvetlendirmek konusunda ki mevcut tutumu, bizim milli menfaatlerimize aykırıdır(düşmancadır).

2. Doğru Yol Partisi, Erbakan’ın radikal İslami söylemlerini (taahhütlerini) ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin Refah partisi ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki, Tansu Çiller’in koalisyondan çekilmesi Erbakan’ı düşürür ve ülkeyi erken genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla birlikte, Refah Partisi büyük bir ihtimalle seçimlerden eskisinden daha güçlü çıkacaktır.

3. Türkiye, Birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunun gerçekleştirip, sürdürmede ki başarınız bizim milli menfaatlerimiz doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük bir çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konuda ki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.