İnsanlara sıkıntı, ruhsal bunalım, huzursuzluk veren bu güney – batı rüzgarından, özellikle orta yaşın üstünde olanların büyük bir bölümü şikayetçidir.
Romatizma, bel fıtığı, mafsal ve benzeri rahatsızlıkları olanlar, genelde rutubetli ve nemli bir hava getiren bu rüzgara çok duyarlı olurlar. Hatta çok zaman meteorolojik açıklamalardan daha önce, sızlamaya başlayan uzuvları nedeniyle, hava değişimini haber verirler.
Eskiden lodostan mutlu olanlar da vardı. Bunlara lodoscu denilirdi. Ellerinde kepçeleri, tırmıkları ile deniz kenarlarında beklerler, lodos dalgalarının getirdiği ganimetleri sahillere çeker işe yarayanları toplar ve satarlardı.
Efsaneye göre lodos, gül kurusu parmaklı şafak tanrıçası Eos’un, Sabah Yıldızı (Astros)’ndan olan üç çocuğundan biridir. Kardeşleri, Poyraz (Bora) ile Meltem (Zephyros) dir.
Bizlere dinçlik, sağlık, huzur ve keyif veren, poyraz, bora, meltem rüzgarlarını sevmişiz, isimlerini çocuklarımıza vermişiz.
Patladığı zaman kabına sığmayan, etrafını yıkıp geçen lodos hoşumuza gitmemiştir.
Halkımız arasında genelde baş ağrısı ve yağmur da getirdiğinden “lodosun gözü yaşlıdır” sözü deyim halini almıştır.
Uzmanlar, lodosun verdiği rahatsızlığı, insanlar üzerinde yarattığı kötümser etkileri giderebilmek için çalışmalarına, deneylerine ve araştırmalarına devam ediyorlar.
Oysa, Lodos’un mitologyadaki annesi, gül kurusu parmakları olan Eos ve babası Sabah Yıldızı soylu Astros ne kadar sakin ve güzel huyludurlar.
Gül renkli şafak vakti ne kadar dingin, âsude ve hoştur.