Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nca düzenlenen 19.Türk Dünyası Çocuk Şöleni yapıldı. Türk Dünyası’nın geleceği olan çocuklarımızı bir araya getiren, kaynaştıran ve kucaklaştıran bu son derece anlamlı birlikteliğin mimarı olan rahmetli Prof.Dr.Turan Yazgan ağabeyimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Ancak zaman zaman Türkçe dışında söylenen şarkılara ödül verilmesini biraz yadırgıyoruz. Bu güzel geleneğin 19.sunu yaparak sürdürenleri tebrik ediyoruz.
Aydınlar Ocakları mensuplarının Kosova Türk Aydınlar Ocağı’nın misafiri olarak Kosova’ya yaptığı ve 177 kişinin katıldığı seyahat çok güzel ve duygusal anlar yaşattı. Bu Ocağı 2000 yılında Türkiye’den giden bir heyetin de iştiraki ile açmıştık. Bu defaki toplantı bir şura değil; ev sahibi derneğin bir ziyafeti oldu. Yapılan görüşmelerde 39.Şura’nın Çanakkale Aydınlar Ocağı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Başta Sayın Bakan Mahir Yağcılar’ı ziyaret ile başlayan program, Murat Hüdavendigar Türbesini ziyaretle ve iki oturum süren dört tebliğ ile devam etti. Osmanlı Türk’ünün önemli merkezlerinden Üsküp ziyaret edildi. Burada Santa Plus Hastanesi’nin bir kliniğinin hizmete açılmasına iştirak edildi. Amasya ve Bursa’ya benzer manzaralarla dolu Prizren şehrinde Türk dernekleri ve çeşitli kuruluşlar ziyaret edildi. Bu ziyaretlerin biri de Doğruyol Derneği’ne yapıldı. Dernek başkanının “Ayyıldızlı Bayrak Kosova’da doğdu, onu iyi muhafaza etmek gerekir” sözleri çok düşündürücü idi. Filizler Atatürkçü Kültür Derneği’nin ve Türk Aydınlar Ocağı’nın Başkanı Sayın Ferhat Derviş’in ve onun etrafında kümelenen gençlerin gayretleri takdirle karşılandı.
Balkanlar Türkiye’nin güvenlik çemberidir. Türkiye’yi buralarda güçlü kılacak ve ümit olmaktan çıkarmayacak politikaların sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Türk liselerinden mezun Türk çocuklarının Türkçe yeterlilik sınavına sokulması tek kelime ile gülünçtür. Türk kültürüne ve kimliğine hizmet etmeyen bazı okullar yolu ile Türkiye’deki hizipçiliği, grup ve cemaatçiliği Balkanlara taşımak eğitimde maliyet artışıdır. TİKA’nın kültürün maddi boyutu üzerinde güzel hizmetleri vardır. Ancak zamanla eritilen Türk kimliğini bunlar önleyememektedir. KKTC’deki yanlışlar Kosova ve benzeri yerlerde yapılmamalı, yakın tarihi geçmiş unutturulmamalıdır. Tarihini bilmeyenin coğrafyasını da başkaları çiziyor.
Kosova’da Kosova Cumhuriyetinin bayrağından çok Arnavutluk bayrağı dikkatimizi çekti. Büyük Arnavutluk ve Büyük Sırbistan hayalleri arasında Türkiye’nin politikaları çok çelişkili ve cılız kalmaktadır. Müslüman Arnavutlar arasında bazı değerli dostlarımız da vardır. Ancak, üst kademelerde Osmanlı ve Türk düşmanlığı ders kitaplarına kadar yansımıştır. Bakanından resmi görevlilerine kadar Osmanlı’yı emperyalist kabul eden bu çevreler,Hristiyan da değildir. Aynı ümmetin mensubu olmak milli tavır alışları değiştirmemektedir.
Ortadoğu’da Sünni ağırlıklı bir politika takip eden ve mezhepler üstü kalma geleneğini değiştiren Türkiye, Balkan Türklüğüne etnik gruplardan biri gibi bakmamalı, sahip çıkmalıdır. Balkanlara çıkınca Balkan politikasının yanlışları birer birer sırıtmaktadır. Prizren’de bazı kamu görevlilerinin iktidar partisi üyesi gibi davranmaları çok çirkin kaçmaktadır. Clinton Meydanından geçerken ve diğer bazı bölgeleri ziyaret ederken ABD bayraklarına rastladık. Kosova Cumhuriyeti – Türkiye ilişkilerini geliştirmek, güçlendirmek büyük önem taşıyor. Öğrenci ve öğretim üyesi mübadelesi geliştirilmeli, Türk çocuklarına daha geniş kontenjanlar tanınmalıdır. Türkiye’de öğrenim gören gençlerin sadece üçte birinin başarılı olması yetkilileri düşündürmelidir.
Biz Kosova’da faaliyetlerimizi sürdürürken Türkiye’den üzücü haberler aldık. 41 şehirde sürdürülen protestoların asıl sebebi tabii ki sadece Taksim’deki parkın ve çevrenin korunması değildir. Türk Milletini bir bütün olarak kabul etmeyen etnikçi ve ayrımcı politikalar insanları birbirine soğutmakta, ötekileştirmekte ve yabancılaştırmaktadır. Açılım adı altında sözde demokratikleşme oyunları, yeni anayasada Türksüz Anadolu, Atatürksüz Türkiye şeklinde milli kimliği dışlayıcı garip ve üzücü çabaların, terör örgütü ile müzakerelerin ve verilen tavizlerin tepki doğurmaması beklenemezdi.
Çok farklı siyasi kanaatlere sahip insanların bir araya gelmesi ve tavır ortaya koymaları herkesi düşündürmelidir. Tahriklere dikkat edilmelidir. Polisin aşırı güç kullanımı üzücü olmuştur. Sivil bir hareket özelliği taşıyan gösterilerden sözde sivilleşme peşinde olanların rahatsız olması anlaşılır gibi değildir. Bazı siyasetçilerin yanlışı özürle örtülemez. Ayrımcılığı, farklılıklar yaratıp teşvik etmek yerine birliktelikleri koruyalım.