Kocaeli Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Hakkında

95

Yaş
ilerledi, haliyle bazı tetkikleri aciliyet arz etmeden önce yaptırmak

lâzım
düşüncesi ile vakit buldukça doktor arayışlarım oluyor.

Bu kapsamda
daha önce özel hastanelere gittiğim alanlarda Devlet

Hastanelerinin
ve üniversite hastanesi doktorlarının da görüşlerini almanın faydalı olacağını
düşündüm.

Ve 1 ay önce
MHRS üzerinden randevu alarak gittiğim Seka devlet hastanesinden bu konuda çok
faydalandım, tanışmıyoruz ama iltifat marifete tabidir derler bu vesile ile
yazmış olayım Op. Dr. Fikret Özbakır ve hastane personeline çok teşekkür
ederim, Tanı, tahlil, tetkik ve ilaç tavsiye süreci 1-2 gün içerisinde bitti.

***

Daha sonra
eş dost tavsiyesi ile kalp damar cerrahisi konusunda Prof. Dr.

Muhip Kanko
hocanın alanında çok iyi olduğunu öğrendim ve randevu alarak muayeneye gittim.

Muayene ve
tetkiklerimin bazısı 1-2 gün içerisinde bazısı 20-25 gün sonrasını buldu,
bunlar o bölümde yaşanan yoğunluk ve taleple ilgili, bunlar yazılacak şeyler
olmadığı için detaylara girmiyorum, elbette acil durumu olanlara öncelik
verirler.

Muhip Hoca
ile de tanışmayız, zaten herkesin ağzında maske var göz aşinalığı ihtimali bile
azalıyor.

Muhip hoca
sağ olsun anlattığım her şeyi can kulağı ile dinledi hem tahlil ve tetkikler
isteyeceğini hem de şikâyetlerim ile ilişkili olacağını düşündüğü için dâhiliye
servisinde de muayene ve tetkikler yaptırmanın faydalı olacağını belirtti.

Ben de bazen
303 75 75 üzerinden bazen hastanenin internet sitesi üzerinden randevularımı
alıp sıram geldikçe gidip gelmeye başladım.

En sık
kullandığım hizmetler olan ana girişte ki araç valeleri ve yürüyen merdivenlerinin
karşısında ki otopark çalışanının onca trafiğe rağmen güler yüzlü ve pratik
olduklarını ifade etmeliyim.

Süreç
içerisinde hastaneye girip çıkarken, çok büyük bölümünün hastane idarecileri
tarafından yapılacak küçük dokunuşlarla çözülebilecek “aslında basit” ama
hastalar ve çalışanlar açısından önemli olan sorunlar gözlemledim.

Öyle ya
hastalar nihayetinde geçici çalışanlar kalıcıydı!

Ve nihayet
bu gün sonuçlarımı gösterebilmek için daha önceden randevusunu aldığım dâhiliye
1 servisinin önüne 45 dakika önce gelip sıramın gelmesini bekledim.

Sıram geçeli
yaklaşık 45 dakika olduğu halde ana ekranda benden önce ki 2 hastaya daha
sıranın gelmediği yazıyordu, bir aksilik olmalıydı!

Öyle ya
Doktor da bizim gibi bir insan onun işe gelememesi için pek çok insani sebep
olabilirdi!

Ama o ana
kadar bir bilgilendirme, uyarı ve çözüm yoktu.

Çıkan bir
hasta dolayısı ile açılan sensörlü poliklinik kapısından içeri girerek dâhiliye
1 odasının aralık olan kapısında baktım, içeride bir erkek görevli bilgisayarda
bir şeyler yapıyordu!

Merhaba bir
şey sorabilir miyim dedim!

Ben Doktor
değilim dedi!

Ama doktorun
odasında ve doktorun masasındasınız Doktor gelecek mi? bilginiz var mı diye
sorduğumda

– Bilemem
sekreterlere sorun dedi!

Sekreter
hanıma giderek, size bir şey sorabilir miyim dedim!

– Buyur
sende sor dedi!

Böyle bir
cevap bekliyordum çok gergindi “haklıydı”

“Benden az
önce bir hasta bayan yaşadığı tüm aksiliklerin hesabını ona sormuştu!

Siz benim ne
şartlarda ve nereden buraya geldiğimi biliyor musunuz hastaneyi dolaştım bir
tane yetkili bulamadım, diyerek sitemlerini ve tüm eleştirilerini ona
aktarmıştı!

İdarecilere
ve bölümlere telefonla ulaşamadığını aradığında çalma sesi yerine KUHHHHH diye
bir garip ses geldiğini ifade etti!”

Bozulmuştum
ama tüm aksaklıların hesabı onlara soruluyordu! O da insandı, hem bu arada da
diğer hastaların işine yetişmeye çalışıyordu!

Ortada ona
da yardımcı olacak kimse yoktu!

Etrafında
hastaların olmadığı bazı bankolarda sohbet eden 2-3 kişi gördüğüm gibi dâhiliye
servisi gibi çok yoğun bazı servislerin bankosunda cansiperane çalışan sadece
bir kişi görmüş, planlamaların neye göre yapıldığını merak etmiştim!

Bu arkadaş
ta öyle bir serviste o an için tek başına herkese yetişmeye çalışıyordu!

Belli ki
sabah sabah o da diğer hastalar gibi zor bir güne uyanmıştı, nihayetinde o da
insandı.

Ben de çözüm
olur diye Başhekime durumu anlatırsam sorunlar çözülür diye düşündüm, dâhiliye
1’de bekleyen tek hasta ben değildim.

Homurdanmalar
artmıştı!

***

Başhekim
odasının önünde metal açılır kapanır bir barikat vardı!

Arkasında da
bir BABAYİĞİT oturuyordu!

Merhaba,
Başhekim Bey ile görüşebilir miyim diye sordum.

Konu ne
dedi! Muayeneler esnasında yaşadığımız sorunlar var, hocamızdan çözüm rica
edecektim, dedim.

GÖRÜŞEMEZSİNİZ!
Dedi net ve kararlı bir ifade ile! Peki, ne tavsiye edersiniz dedim!

Hastane
Müdürü Dilek hanıma gidin yardımcı olur dedi, olur dedim.

Sonuçta
müdürler şefler bunun için var, gideyim maksat çözüm olsun dedim!

Gittim dilek
hanım yerinde yok dediler!

Gelir mi
dedim bu gün gelmez izinli olabilir dediler, bir de Hüseyin bey var onu bulun
dediler!

Aradım
sordum, Hüseyin bey de yok dediler!

Gelir mi
dedim! Bilemeyiz dediler!

Ne tavsiye
edersiniz dedim!

Bir de
girişte bankoda feride hanım var ona danışın dediler!

Gittim, sağ
olsun feride hanım, dinledi! Dâhiliyeyi aradı, Doktorumuzun mazeretinin
olabileceğini söyledi “ki elbette olabilir” bizleri dâhiliye 2 ve 3’e sevk
ettirdi. Sağ olsun.

Gerçi
yapacağım diğer işlerin zamanı geldiği, bu koşuşturma sürecinde de epey vakit
geçtiği ve aktarıldığımız dahiliye2 ve 3 de ki diğer randevulu hastalara da
ayrılacak vakit ile tedavi olmam akşamı bulabileceği için hastaneden ayrılmak zorunda
kaldım!

Sonunda biri
soruna müdahale etmişti.

Belki
yetkisi azdı ama yardım etme niyeti çoktu, sağ olsun.

İnşallah
ilerde terfi eder diyeceğim ama(!)

Böyle
temenniler siyasetin ve mülakatın etkili olduğu yerlerde temenniden ileri
gitmiyor maalesef!

***

Keşke
sabahtan telefonlarımıza gönderilecek bir SMS ile randevularımızın ertelendiği
söylenebilseydi!

Yani ortada
her gün yaşanabilecek küçük insani sorunlar vardı!

Pek çok
hastanın ortak kanısı, idareciler etrafta yoktu!

Tüm stres
“ulaşılabilen çalışanların” üzerindeydi!

Olmayanlar
için sorun da yoktu!

***

Yani giriş
gelişme sonuç olarak yazmak gerektiği için pek çok gördüğümü yazmıyorum ama,
tek doktor olduğu, başını kaşıyacak vakti bile olmadığına şahit olduğunu
gördüğüm, tüm hastaların nefes aldırmayacak şekilde müsait anını kollayıp soru
yağmuruna tuttuğu ve 20 gün önce randevu aldığım halde zaman veremedikleri
Doktor beyin tek olduğunu acil ameliyatlara da katıldığını ve gün içerisinde
ilk müsait anda ve bir şekilde muhakkak çekilirsiniz dedikleri için çekilemediğim
venöz dopler’i kısadan geçeyim.

Yani koskoca
üniversite hastanesinde o kadar yoğunluğun olduğu radyoloji servisinde tek
doktor onca hastaya, onca ameliyata nasıl yetişsin!

Onlar da
insan, ağır çalışma koşulları ile nasıl baş etsin, başka radyoloji

Doktoru
neden alınmaz, ya da hastaların dediği gibi gelen doktor durmuyor mu?

O da ayrı
konu.

Onları
eleştirilerimin dışında tutuyor, Allah yardımcıları olsun diyorum.

Sonuç şu ki,
üniversite hastanesinde yapılabilen testleri devlet hastanesi doktorlarına
göstermek, çekilemediğim dopler ve diğer aşamaları da başka devlet hastanelerinde
tamamlayıp denk gelirse, Muhip hocaya çarşıda rastladığım bir yerde hem
teşekkür eder, hem de danışırım.

Bu yazıyı
yazdıktan sonra bir daha üniversite hastanesine gitmem etik olmaz artık!

Hasta
sayısının bu kadar arttığı her branşta doktorun bu kadar çok ve başarılı olduğu,
özel hastanelerin çoğaldığı, devlet hastanelerinin standartlarını yükselttiği
bir dönemde üniversite hastanesinde gördüklerim gerçekten üzücüydü, inşallah bu
eleştirileri faydalı bulur önemserler, yoksa 5 sayfa yazı dediğin çok rahat
görmezden gelinebilir.

Sağlık olsun
demekle olacaksa! Sağlık olsun.

Selam ve dua
ile