Koalisyonculuk Oynamak

67

Demokrasi ile terör arasına mesafe koymak gerekir; örgütle demokrasi bağdaşmaz; Türkiye partisi olunuz” diye HDP’ye talimat verenler bugün terörün geldiği noktayı, nasıl siyasallaştırıldığını hatta uluslararası hale dönüştürüldüğünü unutuyorlar. Hukuk devletinde terörle iç içe olan bir partiye neden izin verilir? Malûm parti, geçmiş iktidarın ana rahminde büyütülmüş, bugünkü noktaya getirilmiştir. Terör örgütü ile yapılan çirkin pazarlıklar, verilen tavizler örgütün taleplerini karşılamıştır. Sonra da “bakınız kan akmıyor, analar ağlamıyor” diyenler ülkenin anasını ağlatmışlardır. Bir başbakan yardımcısının ben de olsam dağa çıkardım sözleri unutulabilir mi? Bu bir tavsiye midir?

İspanya’da ayrılıkçı ve terörü destekleyen parti Anayasa Mahkemesince kapatılır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giderler. Mahkemenin kararı ders niteliğindedir: “… “Terörle iç içe olan bir partinin demokrasinin imkânlarından istifade etme lüksü olamaz“. Türkiye’de tersi yapıldı; demokrasinin teröre yenik düşürülmesi ileri demokrasi zannedildi ve iç ve dış dayatmalara uyuldu. Milli iradeyi temsil böyle mi oluyor? Tepedekiler “terörle mücadelede sıkıntı var” diyorlar, doğrudur. Hem pazarlık, çirkin müzakere ve devleti ayağa düşürmek; hem de mücadele tabii ki zordur ve yürütülemez. Barış, örgütün birçok isteğini kabul etmek miydi?

Ülkenin tepe yöneticisi “millet içinde herkes vardır” diyor. Doğrudur; her etnisite milletten bağımsız ve ayrı bir siyasi varlık olarak düşünülemez. Egemenlik paylaştırılamaz. Devletler kendilerini siyasi açık arttırmaya çıkarmazlar. Milletin karşılığı ırk değildir, etnik gurup da değil… Milletlerin ortak milli kimlikleri olur. “Türkiye’de sadece, Türk Milleti yok; başkaları da var” derseniz; o takdirde milletin içinde yer alması ve Devlete vatandaşlık ve mensubiyet bağıyla bağlı olması gereken herkesi yapay milletleşmeye teşvik ediyorsunuz demektir. Milletleşme etnik taassupla yürümez; demokrasi de… Milletleşme milli seviyede “biz” duygusudur. Mezhep ve etnik asabiyetin aşılmasıdır. Hem milli kimliği dışlayan anayasa çalışmalarına ışık tutacaksınız; hem de etnik olsun olmasın; her gurubu milli kimliğe rakip göreceksiniz; sonra da “millet içinde herkes vardır” beyanında bulunacaksınız. Kendisini Türk Milletine mensup hisseden bir kimseyi veya etnisiteyi dışlayan mı var? Tersine etnik ve ırkî gerçeklerle kendilerini ayrı gören ve ötekileştirenler var.

Bu yanlış ve gaflet örneklerine yol açanlar, hukuk tanımayanlar nasıl olur da tartışmaya açılmaz? Anayasa neden paspas yapılır? Koalisyon görüşmelerinde şartsız, kırmızıçizgisiz görüşmeye açığız diyen istifa etmiş olan iktidar, neden birçok maddeyi müzakere dışı bırakmak ister? Bunlar onlara göre şart ve kırmızıçizgi değil mi?

Aslında istifa etmiş ancak hala tayinler yapan iktidar patronu gibi koalisyona karşıdır; ama öyle gözükmek istemiyor. Muhalefeti oyunbozanlıkla suçlamak için koalisyona evet diyor. Oyalama taktiği uyguluyor. Açıkça MHP ile koalisyon kurmam diyor ama görüşüyor. Erken seçimde tek başına iktidar bekliyor.

Efendim, AKP ve MHP’nin tabanları birbirine çok yakınmış… Acaba tavanları da öyle mi? MHP tavanı sadece şekilci ve sahte bir muhafazakârlığın peşinde değil… Türk tarihine bütün olarak bakıyor. 1923 sonrasını zorunlu ara ve mola olarak görmüyor. Türkiye’de Türk düşmanlığını kabul edemiyor. Türkiye’yi Türkiye yapan değerlere milli devlet ve Cumhuriyete bağlı. Milli bağımsızlık ve egemenlik konularında çok hassas… Devlette devamlılık esastır anlayışı geçerli… İntikam ve rövanş alma yanlışına saplanmamış… Milli tarihi ile başkaları adına hesaplaşma peşinde değil… Andımızla ve T.C. ile uğraşmıyor. Siyasi ve ekonomik çıkarlarımızı korumaktan yana… Demokrasiden, hukuk devletinden ve Anayasadan taviz vermiyor. Dış politika anlayışı çok farklı… Milli kimliği ile mensubu olduğu din dairesini birbirine rakip görmüyor. Yükselen Milliyetçiliği asla reddetmiyor. Terörle mücadeleden yana… AKP’nin tabanı aslında MHP’ye uyuyor. Bu sosyolojik gerçeği ortaya koymak da siyasetçiye düşüyor.

 

Önceki İçerikVefa ve Samimiyet Bileşkesinde Aydınlar Ocağı
Sonraki İçerikNar Gibi Kızartan Aydın
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)