Kasetli Taarruz ve Sözde Muhafazakârlık

117

Eğer bugünkü iktidar sürerse, Türkiye tanınmaz hale gelecek, Anayasası milli kimliksiz ve Türksüz hale getirilecek ve Anayasasındaki değişmez temel maddeleri devre dışı bırakılacaktır. Başkanlık Sistemiyle Sayın Başbakan önemli yetkilerle donatılacak, getirilecek eyalet sistemi milli ve üniter yapıyı tahrip edecektir. Kendini Türk olarak hisseden, aklı biraz çalışan bir kimsenin bu tezgâha evet demesi beklenemez.

Ancak, geçen halk oylamasında bazıları kötü imtihan vermiştir. 12 Eylül’ün mağdurları diye değişikliklere “evet” diyenlerin, 12 Eylül’ün izlerinin silineceğini zannedenlerin işin gerçeğini 13 Eylül’de görmüş olmaları gerekir. Ana muhalefet, bazı düzelmelere rağmen,  milletle ve maneviyatla kavgasını sürdürürken, siyasi irade de Devletle kavga halindedir. Aynı dolduruşa ve oyuna kimse gelmemelidir. Aziz Nesin’in hiçbir zaman kabullenemediğimiz bazı Türklere uygun tarifini haklı çıkaramayız.

Zinayı Brüksel’in etkisiyle suç olmaktan çıkarıp cinsel hayat dâhil her konuda liberal rüzgârlar estirenler, şimdi de kaset operasyonlarına başlamışlardır. Bu kasetleri hazırlayanlar ve masrafları kredi kartlarıyla karşılayanlar ortaya çıkmıştır. Hukuk devletinin savcılarına görev düşmektedir. Bu kaset tezgâhı ve dönen dolaplar iyi değerlendirilip anlatılabilirse, Bengü Türk TV gibi kanallar ” ses verirse”, MHP’ye eğilim daha da artabilir.

Misyonerliğin önünü açmak, kilise evlere imkân sağlamak, Hilal’e karşı Haç’ın mücadelesini verenlere kozlar vermek, kiliseleri canlandırmak ve imar etmek, yetimhaneyi Patrikhaneye bağışlamak, Yeni Vakıflar Yasasını çıkarmak, Mevlid’i bile gelenek dışına çıkarıp korolaştırmak, dinlerarası diyalog adı altında Müslüman’ı devşirme ve İslâm’ı yozlaştırma faaliyetlerine sıcak bakmak, desteklemek ve kadrolaştırmak, Türk bayrağı, Türkçe ve Başkent Ankara’yı Sayın Arınç’ın dediği gibi tartışmaya açılabilir kabul etmek, tarihi ve geleneği bir çırpıda silivermek muhafazakâr olmanın bir gereği midir?

İstanbul’da en eski mahallelerden biri olan Fatih’deki Sofular Mahallesinin ismi de tarihi birçok mahallenin ismi gibi kaldırılmıştır. Bir nevi dönüştürme faaliyeti sürdürülmektedir. Ama muhafazakârlık, manevi değerlere saygıyı ifade eden göstermelik davranışlar ve ifadeler sürekli ve ısrarla ortaya konmaktadır.

Türkiye’de muhafazakârlık adına yapılanlar, Batı’daki ülkelerin muhafazakârlığına hiç uymamaktadır.   Bu ülkeler, ne milli kimliklerinden, ne Devletin dilinden, ne bayraklarından, ne de kuruluş amaçlarından taviz vermektedirler. Yabancı kaynaklı nüfusa sürdürülen insan hakları ihlalleri ve ayırımcılık onlarca önemsenmemektedir. Bu ülkelerin bizde olduğu gibi, açılım merakları ise hiç yoktur. Bizdeki açılımların nerelere varacağı görülmeye başlanmıştır.

 

Önceki İçerikİdrardan Diş Macununa Ağız Sağlığı
Sonraki İçerikKocaeli Aydınlar Ocağı Mensuplarının Amasya ve Ordu Seyahati (3)
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)