Neyi yapmak, neyi başarmak, neyi gerçekleştirmek istiyorsak,
başta “Bismillah” demeliyiz.
Nereye ulaşmak,
nereye gitmek, nereye varmak istiyorsak, başlarken başta “Bismillah”
Demeliyiz.
Kime kavuşmak,
kime tutunmak, kime dayanmak istiyorsak,
Başlarken başta
“Bismillah” demeliyiz.
Çünkü her çeşit
başarının yolu, her şeyden önce Allah’a dayanmaktan,
Allah’a tutunmaktan, Allah’a sığınmaktan
geçer.
Çünkü her hususta
ne kadar kuvvetsiz isek de, her hususta sonsuz kuvvet
Ve kudret
sahibinin eline yapışmış oluruz.
Neyle? “Bismillah”
demekle, yani her şeye O’nun ismiyle başlamakla.
Deyim yerindeyse,
böyle avukatı olan, hiç dâvayı kaybeder
mi?
Madem ki, “Allah”
kelâmı evrende görünen bütün Esma-ül-Hüsna / Güzel İsimler’in
Anlamını içeriyor.
Madem ki, Allah noksan sıfatlardan arınmıştır.
Madem ki Allah,
üstün sıfatlarla bezenmiştir.
Madem ki evren,
isimlerinin yansımalarıyla dalgalanıyor.
Madem ki evren,
mükemmel sıfatlarla donatılmıştır.
Madem ki, Allah
idrâk edilemez. Akıl onu kaldıramaz. Akıl onu kavrayamaz.
Çünkü O’nun zıddı
yoktur ki, kavranabilsin.
Çünkü O’nun misli
yoktur ki, anlaşılabilsin.
Çünkü O’nun
benzeri yoktur ki, algılanabilsin.
İşte “Allah”
dediğimiz zaman, aklımıza hep bunlar geliyor.
İşte “Bismillah”
derken de, böyle vasıflarla sıfatlı bir Allahı anmış oluyoruz.
İşte “Bismillah”
derken de, böyle sıfatlarla bezenmiş bir Allahı zikretmiş oluyoruz.
İşte “Bismillah”
derken de, böyle niteliklerle donanmış bir Allahı söylemiş oluyoruz.
“Bismillah”
demekle, İlâhî rahmetten uzaklaşmadığımızı belirtmiş oluyoruz.
“Bismillah”
demekle, İlâhî rahmetten uzaklaşan Şeytan gibi davranmadığımızı
Belirtmiş
oluyoruz.
“Bismillah”
demekle, Allahın emri karşısında, Şeytan gibi inat etmediğimizi ispatlamış
oluyoruz.
“Bismillah”
demekle, Allah’ın gösterdiği çerçeve içinde kalacağımıza söz vermiş oluyoruz.
Allah’ın mülkünde
O’nun ismini kasten anmazlık ne demek?
Allah’ın
sahipliğinde, O’nun ismini kasten söylemezlik ne demek?
Sizlerin de takdir
edeceği gibi, bunun adına “inat” denir.
O’nun mülkünde
O’nu tanımaz duruma düşmektir.
“İnat” ise Şeytanî
bir huy, Şeytanî bir vasıftır.
“Bismillah”
lâfzını ihmal etmek, “Bismillah” sözünü hafife almak veya ona kayıtsız kalmak;
Şeytan’ın yaptığını yapmış olmak gibidir. İnsanı
Şeytan sıfatına büründürür.
“Bismillah”
lâfzını unutarak böyle bir gaflete düşmeyelim.
Çünkü “Bismillah”
sözü, bütün varlıkların bize yardıma koşmasını sağlarken,
“Bismillah” sözünü
sarfetmezlik, bize bütün mevcudatın düşmanlığını kazandırır.
Ne büyük kazanç
“Bismillah” demek. Ne büyük kayıp “Bismillah” dememek.
Ne var ki, kutsal
“Bismillah” sözcüğünü, sırf dilimizle söylemekle yetinmek de olmaz.
Elbette
“Bismillah”a sarılmanın ilk adımı sözel olacak.
“Bismillah” a
sarılmanın ikinci adımı ise gönülde yer tutmak, gönülde iz bırakmak,
Gönülde yerleşmek
suretiyle kendini göstermek olmalıdır.
“Bismillah”a
sarılmanın üçüncü adımında ise, bu sözdeki sır ve güç,
Hissiyatımızda
hâkimiyetini kurmak şeklinde tecellî etmelidir.
Çünkü “Bismillah”
lâfzını zikretmek demek, insanın sırf O’nu yani Allah’ı görmesi, sırf O’nu
Bilmesi, sırf O’nu
tanıması, sırf O’nun istediği şekilde hareket edeceğini pekiştirmesi demektir.
Yoksa, bu sözün
sırf lâfını ettiğimiz takdirde, gülünç bir duruma düşmemiz kaçınılmazdır.