Kabile Devleti Gibi

51

Merkez Bankası Başkanının
görevden alınması
ve arkasından ekonomiden sorumlu Damat Bakanın
istifası
sürecinde yaşananlar binlerce yıllık devlet tecrübesi ve
gelenekleri olan bir ülkeye yakışmadı.

16 ay önce, önceki
Başkan “söz dinlemediği için görevden alınmıştı.” Soyadı gibi
“Uysal” olan Merkez Bankası Başkanı atandıktan sonra kendisine ne denildiyse
yapmıştı. Ekonomiden anlayan herkesin ciddi faiz artırımı gerektiğini söylediği
zamanlarda dahi faizleri artırmadı, hatta düşürdü.

Çünkü “söz
dinlemezse”
gideceğini biliyordu ve Cumhurbaşkanının “faiz
enflasyonun sebebidir”
tezi gereğince eli kolu bağlanmıştı.

Hem enflasyonu
ve hem de faizi birlikte düşük tutma çabası boşa gitti. Hazine’nin 100
milyar doları kurlar artmasın diye harcandı ama yine de döviz ve altın
fiyatları karşısında TL’nin değeri serbest düşüşe geçti. Enflasyon
coştu.

Cumhurbaşkanı ve
AKP Genel Başkanı, Saray’dan çıkıp parti kongreleri için gittiği, yurtiçi
gezilerinde “açız” diyen, “evimize ekmek götüremiyoruz” diyen
vatandaşlarımızı gördü.

Cumhurbaşkanı, ekonominin
direksiyonundaki Maliye ve Hazine Bakanı damat Berat Albayrak’a sormadan,
T.C. Merkez Bankası Başkanını görevden aldı.  Bakanın hiç istemediği birini TCMB Başkanı
yaptı.

Bu görev için
düşünülen bazı saygın ekonomistler bağımsız çalışamayacakları düşüncesiyle
kendilerine yapılan TCMB Başkanlığı teklifini kabul etmemişler. Yeni atanan
TCMB Başkanı Naci Ağbal siyasi bir kimlik. Merkez Bankası
geleneğinden gelmeyen
mühendis kökenli eski bir bürokrat ve Maliye
Bakanlığı yapmış bir siyasetçi.

Damat Bakan, kayınpederi ile
görüşmek çabaları netice vermeyince, Instagram’dan istifasını duyurdu. Çünkü
bu türlü siyasi bildiriler için kullanılan Twitter hesabı kapatılmıştı. (Bakanın
Twitter hesabını kim kapattı, kimin talimatıyla kapatıldı, eski paylaşımlar
neden silindi henüz öğrenemedik.)

Bakan siyasi
mesajlar için alışık olunmayan bir mecrayı, Instagram’ı kullandı.

Instagram
Instagram olalı böyle bir paylaşım görmemişti.

Türk devletleri
tarihinde de böyle bir istifa süreci yaşanmamıştı.

******************************

Bakanın İstifa Sürecinde
Tuhaflıklar

*        
İstifa devlet geleneğimize hiç uymayan bir yöntemle
açıklandı. Normal olarak Cumhurbaşkanına verilen bir dilekçe ve/veya bir basın
toplantısı ile açıklanması gerekirdi.

*        
Instagram’dan mesajını yayımlayan Bakan kayıplara
karışmış ve kimse kendisine ulaşamıyordu. Bu satırların yazıldığı saatlerde halâ
hiçbir muhabirin müstafi Bakana ulaşamamış olması ilginçti.

*        
Ekonominin kaptanının istifası konusunda Cumhurbaşkanlığından
da 27 saat boyunca bir açıklama yapılmadı, bu süre içinde yerine Bakan
atanmadı.

*        
27 saat boyunca Türkiye’de bulunan 1780 TV kanalından
sadece 5 tanesi
bu haberi verebildi. Devletin Anadolu Ajansı
Cumhurbaşkanlığından talimat beklediği için haberi yazamadı. Seçimlerde oy
sayımının kritik süreçlerinde uzun süre bilgi vermeyi kestiği gibi davrandı. Bu
beş kanal ve sosyal medya dışındaki yayınları izleyenler 27 saat boyunca böyle
önemli bir gelişme olduğundan haberdar olamadılar.

*        
Türkiye’de bağımsız ve tarafsız medyanın bir elin
parmaklarını geçmediğini, “yaygın medya” ve “yandaş medya” denilen
kurumlarda gerçek gazetecilik yapılamadığını utanç verici bir şekilde tekrar
öğrendik.

*        
İstifa” açıklandığında herkes sosyal medya,
yurtdışı kanallar ve beş TV kanalındaki yayınlardan duymuş, doğruluğunu
soruşturuyordu. Resmî açıklamadaki “Bakanın görevden af talebinin kabul
edildiği”
ibaresi hemen TV kanallarında “istifa” kelimesinin yerine
monte edildi. Oysaki Instagram’ da yayımlanan istifa duyurusunda “görevden
af
talebi” yoktu.

*        
Hazine ve Maliye Bakanlığı’na atanması hem yeni bakan Lütfü
Elvan için
ve hem de kamuoyu için sürpriz oldu.

*        
Müstafi bakan halen kayıp olduğundan yeni bakan devir
teslim töreni yapılamadan görevine başladı.

Türkiye bu olayla, “Cumhurbaşkanlığı
Sistemi” denilen modelle savrulduğumuz “tek adam yönetiminin” hangi
aşamasında olduğunu öğrendi.

Önceki yazımda “öngörülemeyen
yönetim tarzı beka sorunudur”
demiştim. Öngörülemeyen ve güven vermeyen
bir yönetim tarzı
için ileride ders kitaplarına geçecek bir örnek yaşadık.

Bu tecrübe
gösterdi ki, yönetim tarzı değişmediği sürece, T.C. Merkez Bankası
Başkanının ve ekonomiden sorumlu bakanın kim olduğu önemli olmayacak,
akıbet
iç açıcı olmayacaktır.

******************************

Dil ve Üslup Sorunu

Damat Bakan Berat
Albayrak’ın istifa mesajının içeriği de dili ve üslubu
da sorunlu idi.

“Bakanlık görevime
sağlık sorunlarım nedeniyle devam edememe kararı aldım” diye dilbilgisi
kurallarına aykırı ifade ile başlayan bir metindi bu.

Sağlık sorunu olduğuna hiç
kimse inanmamış olmalı ki, üç dört gün geçti kimse “geçmiş olsun” demedi.
Bakanın ve Cumhurbaşkanının açıklamasındaki sağlık sorununun ne olduğu, halen
tedavi görüp görmediğine dair bir açıklama da yapılmadı. Genel kanaat bu
ifadenin bir “beyaz yalan” olduğu yönünde.

Üslubu “bu
metin bir devlet adamına ait olamaz”
dedirtti. Sırf bu yüzden “acaba hesabı
çalınmış olabilir mi?” kuşkusuna yol açtı.

Mesajda kendisini
göreve getiren Cumhurbaşkanına bir teşekkürü bile çok görmüştü.

Görevde kaldığı
sürede ciddi bir şekilde fakirleşen milletten de bir helallik
istememişti.

Bu kadar usul ve
adaba aykırı mesajın sonu “Allah sonumuzu hayreylesin” cümlesiyle
bitiyordu.

Devletin düştüğü
durumu gösteren en gerçekçi cümle buydu. Müstafi bakanla gerekçelerimiz farklı
olabilir ama ben de aynı dilek ve endişeyi paylaşıyorum.

Önceki İçerikTekraren: “Er Ya da Geç Atatürk’e Varacaksınız”
Sonraki İçerikKur’an – Nâme
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.