“Parti kurmak turşu kurmaya benzemez.”
Bu söz, bir siyasi parti kurmanın
zorluğunu anlatmak için kullanılan efsane sözlerdendir.
Gerçekten siyasi parti kurmak zordur. Hele de ülkede 18 yıllık bir tek parti iktidarı varsa,
bu iktidar rakiplerini korkutmak,
sindirmek; olmadı rezil etmek,
yine de olmazsa medyaya müdahale ile
halkın gözünden saklamak gibi her türlü antidemokratik ve etik dışı davranışları benimsemişse, rakip parti kurmak “deveyi hendekten atlatmaktan” da zordur.
Bu şartlarda kurulacak partinin kurucularının yetkin kişiler olması yetmez, ayrıca
çok cesur olmaları da gerekir.
Yetkin ve cesur kişiler her türlü zorluğu, sıkıntıyı göze
alarak yola çıktı. İyi Parti bu
süreci yaşayarak kuruldu.
Parti kurma sürecinin siyasi ve hukuki zorluklarının yanında, alternatif olma iddiasıyla ortaya çıkıyorsanız, mevcut yapı ile “temel
düşünce farkını” ve uygulayacağınız “yöntem farkını” ortaya
koymanız lazımdır.
Partinin fikri altyapısını (programını) oluşturmak, bir vizyon
ortaya koymak; hukuki işleyişini belirleyen kurallarını (tüzüğünü) düzenlemek ve teşkilatlanmada
doğru bir stratejiyi süratle
yürürlüğe koymak gerekiyordu.
Bunlardan birinde yapılacak önemli hatalar partinin daha
kurulmadan “partiler mezarlığına” göçmesine sebep olabilirdi.
Kurulacak partinin, birilerinin
“tapulu arazisine konacak bir gecekondu” olmak için değil, bir fetih
anlayışı ile, bu arazinin tamamının tapusunu milletten almak hedefiyle
yola çıkması gerekiyordu.
Bunlar istenen ölçüde olmasa
da, kısmen başarıldı. Çok az partiye nasip olacak şekilde kurulduğu ilk yılda
yapılan bir baskın seçimde İYİ Parti yüzde on oyla, TBMM’de 40 kişilik bir
grup kurabildi.
İşte bu süreçte yaşananların
bir kısmı kitap haline geldi.
******************************************
Hayrettin Nuhoğlu
Nisan ayı içinde, İYİ Parti’nin
en genç kurucularından olan, ilk Merkez Disiplin Kurulunda
birlikte görev yaptığımız Tuğrul Arık kardeşim beni aradı. Partinin
kuruluş aşamasını yazdığı kitabını adresime göndermek istediğini söyledi.
Gönderdiği 150 sayfalık “Bir
Parti Nasıl Kuruldu” isimli kitabını aynı gün 5-6 saat içinde okudum. Çünkü
bu çalışmaların içinde aktif görev alanlardan biri de bendim. O günlerde
yaşadığımız tatlı heyecanı kitabın her satırında yeniden yaşadım.
Meral Akşener liderliğinde
kurulacak olan partinin program ve tüzüğünün hazırlanması için İstanbul
ve Ankara’da iki merkezde çalışmalar yürütülmesi planlanmıştı. İstanbul
merkezin sorumlusu Hayrettin Nuhoğlu, Ankara’daki merkezin sorumlusu da Nuri
Okutan olarak belirlendi.
Partinin kimliğini oluşturacak program
ve tüzük çalışmalarında bu iki değerli insanın koordinasyonla
görevlendirilmesinin ne kadar isabetli olduğunu çalışmalar ilerledikçe
görecektik.
Hayrettin Nuhoğlu’nu, çok
sayıda ortak dostumuz olmasına rağmen, parti kuruluş sürecinde tanımak imkânını
buldum. Kendisi sadece bir mühendis, iktisatçı ve başarılı bir işadamı değil,
çekirdekten yetişme bir dava adamı idi.
Kadıköy Ülkü Ocakları
Başkanlığı (1975), “Ülkü-Tek” Yönetim Kurulu Üyesi (1976)
ve Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul İl Sekreteri (1977) ve Milliyetçi
Hareket Partisi MYK Üyeliği yapmıştı. Bu dönemlerde tanıştığı, milliyetçi
camianın kanaat önderlerinden Nihat Gürer (Meral Akşener’in ağabeyi) ile
yakın dosttu. Uzun yıllardır Türk Milliyetçilerinin İstanbul’daki kavşak
noktalarından biri olan Darüzziyafe’yi işletiyordu.
Yakından tanıdıkça gördüm ki, Hayrettin
Bey çoğu hukukçudan daha yüksek bir hukuk kavrayışına, iyi bir tarih
ve dil bilgisi ile bilincine sahip gerçek bir aydındı.
Hayrettin Nuhoğlu, Meral
Akşener’i bu siyasi yolculuğa teşvik eden ve bu yolculuğun başından beri O’nun
en güvendiği, kendisine “ağabey” dediği, en yakın yol arkadaşlarından biri
oldu.
Nuri Okutan ise uzun
yıllar “işte devlet adamı budur” dedirten uygulamalarıyla başarılı valilik
görevlerinde bulunmuş bir değerli aydındı.
******************************************
Parti Programı ve Tüzük Nasıl Hazırlandı?
1982 doğumlu iyi yetişmiş bir
genç olan Tuğrul Arık, Hayrettin Nuhoğlu’nun teklifiyle, İstanbul’daki
teknik işlerin sorumluluğunu üstlendi.
Program için TBMM’de temsil
edilen dört partinin (AKP, CHP, MHP ve HDP) ile Fransa’dan Emanuel Macron’un
Cumhuriyet Yürüyüşü Partisi, Almanya’dan Merkel’in Hıristiyan Demokrat
Birlik Partisi’nin, İngiltere’den Theresa May’in Muhafazakâr ve Birlikçi
Partisi’nin programları incelendi. İncelenen programlara eşit mesafede
bilimsel kriterlerle yaklaşılarak güncelliğini koruyan yönleri tespit edildi.
Bu çalışmalar içinde, benim de
içinde bulunduğum çok sayıda katkı sağlayabileceği düşünülen kişilerden yazılı
görüşler alındı. Gelen raporlar 16 başlık halinde tasnif edildi.
Kitaptaki ifadeye göre, mesela “Temel
İlkeler ve Siyasal Sistem” başlığı altında Fikret Eren (Kurt Karaca),
Ruhittin Sönmez, Sami Selçuk, Süleyman Pekin, Recep Sanal, Mesut Yılmaz ve
Savaş Ayberk’in raporları ön plana çıkmıştı.”
Diğer taraftan parti
tüzüğünün hazırlanması için çoğunluğu hukukçulardan oluşan bir gruptan
çalışma istenmişti. Ben de Genel Başkan Meral Akşener’in ricasıyla,
program için önerilerim yanında, 6 siyasi partinin tüzüğünü inceleyerek
hazırladığım bir taslak tüzük metnini görevli ekibe gönderdim.
Bursa’da yapılan 3 günlük çalıştayda
“program” için ayrı bir komisyon, “tüzük” için ayrı bir komisyon
oluşturulmuştu. Hayrettin Nuhoğlu başkanlığındaki 22 kişilik
Tüzük Komisyonu içinde olmaktan daima onur duymuşumdur. Çünkü ekipteki çok
nitelikli arkadaşlarla, Hayrettin Nuhoğlu’nun başkanlığında, “Türkiye’nin en
demokratik parti tüzüğünü” hazırlamak için verimli toplantılar yaptık.
İstanbul’da Hayrettin Nuhoğlu,
Tolga Akalın ve benim çalışmalarımızla son rötuşları yapıldıktan sonra Tüzük
taslağı Genel Başkan’a sunuldu.
Tüzük komisyonunun müzakere
sonuçlarını yazıp tasnif eden Veysel Güldoğan ve Program komisyonunun
teknik işlerini yürüten Tuğrul Arık’ın emekleri unutulmazdır. Bu iki
genç arkadaşımızla partinin ilk Merkez Disiplin Kurulunda birlikte görev
yaptık.
Hayrettin Nuhoğlu on Genel
Başkan Yardımcısı, bir Genel Sekreter ve bir Muhasipten oluşan ilk Başkanlık
Divanında Genel Muhasip olarak görev yaptı. Yeni kurulmuş, Hazine yardımı
almayan ve seçimlere girecek bir parti için çok kritik bir görevdi. Halen
TBMM’de İYİ Parti grubunda İstanbul milletvekili olarak görev yapıyor.
Tuğrul Arık kitabında
kendi çalışma alanında gözlemlerini yazarak önemli bir görev yapıyor. Dilerim
başkaları da başka yönlerini gelecek nesillere aktarmak üzere yazarlar.
Öncelikle teşkilatlarda görevli İyi
Partililer olmak üzere, herkesin bu olayları ve kahramanlarını iyi bilmesine
ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.