İslâmiyet Nasıl Bir Din?

42

     İslâmiyet, selm / barış ve esenlik içinde yaşamaktır.

     İslâmiyet, müsâlemet / emniyet ve güven veren bir sistemdir.

     İslâmiyet, dâhilde / yurt içinde niza / çekişme

     Ve husûmet / düşmanlık istemez.

     İslâm âleminin hayatı ittihad / birlik ve beraberliktedir.

     Eğer ittihad / birlik istersen;

     Birlik düstur ve prensibin şu olmalı:

     “Sadece o haktır.” yerine “O haktır.” demeli.

     “Sadece o güzeldir.” yerine “O en güzeldir.” demeli.

     Her Müslim kendi meslek ve mezhebi için:

     “İşte bu haktır, başkasına ilişmem.

     Başkaları güzelse, benimki en güzelidir.” demeli.

     Fakat:

     “Sadece budur hak, başkaları battal / bâtıl ve boştur!

     Yalnız benimkidir güzeli!

     Başkaları yanlıştır, hem çirkindir!” Dememeli.

     İnhisar / tekelcilik zihniyeti,

     Yalnız nefsini / kendini sevmekden ileri gelir.

     Sonra, bu bakış tarzı maraz / hastalık olur.

     Niza / çekişme ve kavgalar işte bundan çıkar.

     Bilmeli ki, dert ve dermanların çokluğu hak olur.

     Tabiatıyla, hak da sayıca artar.

     Tıpkı ihtiyaç, gıda ve besinlerin çeşitliliklerinin hak oldukları gibi,

     Hak da çeşitlenir.

     Aynı şekilde istidat / kabiliyet ve terbiyelerin çokluğu da hak olur.

     Böylece hak da sayıca çoğalır ve artar.

     Vâhid / tek bir madde, hem zehir, hem panzehir olabilir.

     İki mizaca göre, esasa ait olmayıp teferruat / ayrıntıya dair meselelerde;

     Hakikat sabit / değişmez değildir.

     İzafî / göreceli ve değişken, üstelik;

     Mürekkep / birden fazla şeylerden meydana gelebilir.

     İslâmı yaşamakla mükellef / yükümlü ve sorumlu mizaç / huy ve yaratılışlar;

     Ona bir hisse verip, ona göre tahakkuk, terekküb edip oluşurlar.

     Her mezhep sahibi görüşlerini, bağlayıcı bir anlayışla değil,

     Mutlak / sınırlandırılmamış bir şekilde ortaya koyar.

     Mezhebinin hudud ve tayinini, mizaçların temayülüne / meyillerine bırakır.

     Mezheb taassubu ise, onu tamime / herkese yayma isteğine sebep olur.

     Tamim / herkese yaymak isteyiş ise, nizaa / çekişme ve kavgaya yol açar.

     İslâmiyetten evvel, beşer / insan tabakaları arasında derin uçurumlar vardı.

     Hem hayret verici derecede birbirlerinden uzaklaşmış durumda idiler.

     Bu yüzden, bir zaman geldi ki, peygamberlerin çokluğuna, dinlerin çeşitliliğine

     Ve sayısız mezheplerin varlığına ihtiyaç duyuldu.

     İslâmiyet, insanların hissettiği bu ihtiyacı, yaptığı büyük inkılâbıyla gerçekleştirdi.

     Beşeri / insanlığı birbirine tekarüp ettirdi / yakınlaştırdı.

     Din bir oldu, tabiatıyla peygamber de oldu vahid / bir

     Fakat, seviye bir olmadığı için, bu sefer çeşitli mezhepler ortaya çıktı.

     Ancak vâhid / bir terbiye kâfi geldiği zaman,

     İttihat eder / birleşir, tek olur mezhepler.

Önceki İçerikCHP Genel Başkanı Sn. Özgür Özel’e açık mektup.
Sonraki İçerikYAMALI BOHÇA / Masallar
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.