İslam’da Ticaret Ahlakı (I)

59

Yüce dinimiz İslam, helal kazanç elde etme konusunda meşru olma prensibini esas almış, hileli alışverişle kazanç elde etmeyi yasaklamıştır.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir ﴾Nisâ, 4/29﴿ buyurarak mü’minleri haksız kazanç elde etmekten sakındırmış, karşılıklı rızaya dayalı, dürüst ticaret yoluyla meşru kazanç sağlamaya teşvik etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, “Kazancın en iyi ve temiz olanı hangisidir?” diye sorulması üzerine “Kişinin el emeği ve aldatma bulunmayan meşru ticaret ile elde edilen kazançtır” cevabını vermiştir. (Ahmed, IV, 141)

İslam’ın meşru kabul ettiği kazanç yollarından biri de alışveriş, yani ticarettir. Kur’an-ı Kerim’de, “Allah, alışverişi helal, ribâyı haram kıldı” (Bakara, 2/275) buyrularak ticaretin, alışverişin meşrû bir kazanç yolu olduğu ifade edilmiştir. Allah Resûlü (s.a.s.) de, peygamberlikle görevlendirilmeden önce ticaretle meşgul olmuş, her işin de olduğu gibi ticarette de doğruluğu, dürüstlüğü ve güvenirliği ile insanlığa en güzel örnek olmuştur.

Burada Hz. Peygamber’in çok önem verdiği alışverişteki güven üzerinde kısaca durmak gerekir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, alışverişin özü karşılıklı güvendir. Alışverişte güven ortadan kalktığı ve güvensizlik yaygınlaştığı zaman insanlarda her şeyi şüphe ve ihtiyatla karşılama duygusu gelişir. İnsanlar arasındaki manevî bağlar zayıflar. (…) Kendisini aldatan veya aldatmaya çalışan insana karşı kimsenin sevgi ve saygı duymayacağı ve hatta nefret edeceği kesindir. İnsanlar, sözüne ve işine güvenilmeyen kimselerle irtibat kurmaktan çekinirler. Şayet bu kişi ticaretle uğraşıyorsa alışveriş yapmaktan, müşteri ise mal vermekten, sanatkâr ise iş sipariş etmekten kaçınır. Dolayısıyla bu tür kişilerin mallarına ve çalışmalarına rağbet azalır, kazançları artmaz. İşte Peygamber’in “hainlik fakirlik getirir” sözündeki incelik burada yatmaktadır. Ama tersi olursa, yani herkes birbirine güvenirse kazanç, üretim ve tüketim artar. Bu da bolluğa ve zenginliğe vesile olur.

Ticaretle uğraşanların topluma yaptığı hizmetler inkar edilemez. Çünkü herkes malın üretildiği yere kadar gidip ihtiyacını karşılayamaz. Nitekim Hz. Peygamber ticaret erbabının kişiye ve topluma yaptığı hizmetler nedeniyle büyük manevî mükâfatlara erişeceğini müjdelemiştir. Her türlü aldatmayı, hileyi ve karşıdaki insana zarar vermeyi yasaklamıştır. (Prof. Dr. İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 272-274)

Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hadislerinde ticaret ile ilgili haram ve helal sınırları belirtilmiş, ticaret ahlâkı ile ilgili her Müslümanın uyması gereken genel ilkeler konulmuştur. İslam’ın uygun gördüğü bir ticaret hayatın oluşması ve alışveriş yoluyla helal kazanç elde etmek için dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıralayabiliriz:

1.Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak, yalan konuşmamak: Doğruluk ve dürüstlük İslam’ın temel prensiplerindendir. Ticarette de asıl olan doğruluktur. Mü’min, sözüne, işine güvenilen insandır; bundan dolayı doğruluktan asla ayrılmamalı, yalan konuşmamalı, işini sağlam ve güzel yapmalı, kalitesiz ve hatalı üretim yapmamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) “Allahu Teâlâ, bir iş yaptığınız zaman onu sağlam ve güzel yapmanızı sever” (Beyhakî, Şuabü’l-İman, 4/334) buyurmuştur.

Güzel ahlâkın en önemli özelliklerinden olan güvenilirlik, aynı zamanda peygamberlerin genel niteliklerindendir. Hz. Peygamber, gençliğinden itibaren güvenilir olarak tanınmıştır. İslam dininin başarıya ulaşmasında Hz. Peygamber’in güvenilir oluşunun payı büyüktür. Şayet davranışlarıyla güven vermeyen birisi olsaydı insanlar O’nun etrafında toplanmazdı. Hz. Peygamber, iman ile güvenilir olmak arasında sıkı bir bağ bulunduğunu bildirmiştir: “Mü’min, insanların kendisine güvendiği kimsedir. Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların sâlim olduğu kişidir…” (İbn Hanbel, III, 54) [Prof. Dr. İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 272-274]

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şerifinde ticaretine hile karıştırmayan, helal-haram sınırlarına riayet eden dürüst ve güvenilir ticaret erbabını şöyle müjdelemiştir: “Güvenilir ve dürüst ticaret yapan, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber olacaktır.” (Tirmizi, Buyu, 4)

(Haftaya devam edecek)