Ne diyordu Başbakan Erdoğan?
“Anayasa değişikliklerine “evet” deyin, 12 Eylül darbecilerinden hesap soralım! İleri demokrasiye geçelim!”
12 Eylül darbecilerinden hesap soruluyor mu? Sorulacak mı dersiniz?
Yalanınız batsın!
Hadi, diyelim ki; bunlar kocadılar! Hesap sorsan ne olur?
Elbette, 12 Eylül darbesi mağdurlarının hak mücadelesi verilebilir.
Darbenin asıl mağdurlarını umursayan mı var?
Peki, 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi‘nin hesabı neden sorulmaz? Bütün kahramanları hayatta! Bu darbenin mağduru olduğunu iddia edenler iktidarda! Hiç değilse “Meclis Soruşturması” da mı açamazlardı?
Neden açmıyorlar?
Ya, Büyükanıt’ın seçim öncesi “AKP’ye en büyük destek” sağlayan, oylarını hoplatan 27 Nisan 2007 e-Muhtırası?
Hesap sormak şöyle dursun, Büyükanıt’a milyon liralık zırhlı araç tahsis edildi!?
Büyükanıt’la Erdoğan arasındaki “Dolmabahçe Görüşmesi” de hala iki kişi arasındaki “Sır” olarak kalıyor!?
Er geç o sır bir gün dökülecektir!
Ya “İleri Demokrasi” masalı?
Türkiye, Referandumdan bu yana daha mı demokrat bir ülke oldu?
Gazeteciler bir bir tutuklanıyor.
Kimi özgür! Medyada “yargısız infaz” ediliyor.
Üniversite öğrencilerinin protesto eylemleri biber gazı ve tazyikli su ile tepeleniyor!
Antalya gibi bir yerde, iki genç insan bir köşede oturmuş, kimseye rahatsızlık vermeden bira içiyorlar diye önce alkol kontrolü sonra da para cezasına tabi tutuluyor!
Koca zulmüne karşı Emniyet’ten yardım isteyen ama kocalarına teslim edilen kadınlar bir bir öldürülüyor!
Doğu’nun, Güneydoğu’nun “çocuk gelinleri” ve bu çağdışı kültüre tepki gösteren genç kızları ya intihar ediyor ya da ailelerince infaz ediliyor!
Bu çağdışı geri kültürün egemenleriyle ekonomik ve siyasal işbirliği içinde olanların gıkı çıkmıyor!
Kimi “polis” kimlikli karanlık adamlar, günahsız insanlara “sahte suç kanıtları” düzenleyip geleceklerini karartıyor!
Torba Yasa ile emeği ile yaşamaya çalışanlar için “köle düzeni” oluşturuluyor!
Yabancı sermayeli AVM’ler Türkiye’yi sararken, bu ülkenin küçük esnafı yok oluyor!
Köylü perişan, memur ve emekli geçim sıkıntısında!
Artık meslek lisesi mezunları bile iş bulamıyor! Üniversite mezunları işsizlik ve çaresizlikle, bir umutla Bahçıvanlık kurslarına katılıyor!
İş kazalarında ard arda insanlarımızı yitiriyoruz!
Siyasal iktidara bakarsanız; ekonomi tıkırında! Demokrasi birinci sınıf!
Hatta, basın özgürlüğünde ABD bile nal topluyor!
“Kürt sorununu çözmek için Kürt kuma alalım” diyen Rize Belediye Başkanı hala o makamda keyifle oturuyor ama bu ilkel düşünceyi eleştiren “Vira Karadeniz” gazetesi imtiyaz sahibi Ahmet Topçu’ya 11 ay hapis cezası veriliyor!
Gazeteciler düşündüklerini yazmaktan, bilim adamları görüş açıklamaktan, vatandaş telefonla konuşmaktan korkuyor!
Bakan Binali Yıldırım; “Dinlenmek istemiyorsan konuşma” diyerek, “İleri Demokrasi” ile ne kastettiklerini açıklıyor!
Şimdi, “İleri Demokrasi” neymiş, anladınız mı?
NOT: Bu yazıyı, hanımdan gizli yazıyorum! “Yazma artık, seni de alırlar” diyor!.. Korkuyor!.. Galiba, ileri demokrasi bu!..