“İKRA” / “Oku” Diyor Kitabın Kalsın İstersen Dünyada Adın

276

          Okumak; insan olmak için, çıkmaktır sefere

          Vatanın; sahip olması için, gerçek bir ere

          Çünkü, “ikra” / “oku” diye başlıyor aziz dinim

          Başka söze ne hacet dostlar, artık benim

          Oku oku oku, hiç durmadan, daima oku

          Budur kendini bilmenin, başta gelen yolu

          Okumaktan geçer kardaş, aman daima oku

          Yoksa saplanır göğsüne, düşmanın zehirli oku

          Unutma sen Allah değilsin, ama Allahtansın

          O değilsin, fakat her şey gibi, O’ndansın

          Bunun gereğini yapman, yaratılış gerekçesi

          Okumaman olur, yokluğu istemenin dilekçesi

          Okumak, kitabının ilk muhteşem baş emri

          Yoksa, olursun bineceklerin altındaki semeri

          Okumak eder insanı, Kâinat Efendisi’nin yaveri

          O’nun uğrunda, şehit veya gazi olacak seçkin eri

          İster isen olmak, Allah’ın has ve saygın kulu

          Kâinatı okumaktır, bunun başta gelen okulu

          Bunun içindir ki, ana-babalar katlanıyor nelere

          Yeter ki okusun da, çıksın diye bilimsel sefere

          Okumaz isen, hem Dünya hem de öte Âlemde

          Elini tutacak birini bulamazsın, arasan da beyhûde

          Okumak İlahî tecellînin, ilham basamakları

          Okumak, manevî yükselişin açılan kapakları

          Okumak, insan olmuşken sıradan Biri

          Yapar insanı, mânevî sâhanın saygın Pîri

          Okumak; geçmişe, geleceğe bağlayan köprü

          Sonsuz bir şekilde, uzatmak demektir ömrü

          Tabii, asıl okumak; büyük kâinatın şahsında

          Özet kâinat denen, Kendini okumaktır aslında

          İnsanın sonsuz, meçhul mânevî tarafları ile

          Mânâ âlemlerine, okumakla kanat açmazsan nafile

          Şereflendirmek için, “Bile yazdım adın ile adımı!”                               

          Kul’a düşmez mi, Okumak için atmak ilk adımı?

Önceki İçerikÇanakkale Destanı
Sonraki İçerikFERT – TOPLUM – SİYÂSET – DEVLET İLİŞKİLERİ Felsefe Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. SÜLEYMAN HAYRİ BOLAY ile Konuştuk.
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.