Gülümseme

104

Teknoloji ilerledikçe insanlar işlerini daha kolay ve çabuk halletmekle birlikte, yoğunluğun getirdiği stresi de diyet olarak ödemektedirler. Günümüz insanında gülümseme az bulunur hale gelmiştir. Yolda yürürken insanların yüzlerinin yorgun olduğunu, gülümsemekten uzak, asık bir yüzle dolaştıklarını görürsünüz. Bu durum teknolojinin faturasından başka bir şey değildir. Çünkü gelişen teknoloji hayatı kolaylaştırırken, mutluluğu zorlaştırmaktadır.

Size bu zamanda çokça ihtiyacını duyduğumuz gülümseme ile alakalı  alıntı sunuyorum.

“Bir gülümseme İnsan’a bir şey kaybettirmez, fakat çok şey kazandırır. Vereni fakirleştirmeden alanı zengin eder. Gülümseme sadece bir an sürer. Fakat hatırası bazen ebediyen yaşar. Hiç kimse onsuz yaşayacak kadar zengin veya kudretli değildir.

Gülümseme evde saadet, Cemiyette itibar, iş de verim ve kolaylık sağlar. Dostluk ve samimiyetin parolasıdır. O, yorguna istirahat, üzgüne neşe, kırgına kuvvet, ümitsize hayat verir.

Böyle olmakla beraber, satın alınmaz. Rica ve minnetle elde edilmez. Ödünç alınmadığı gibi çalınamaz. Zira kendiliğinden verilmedikçe hiç kimsenin işine yaramaz.

Bazı kimseler size gülümseyemeyecek kadar yorgundur. Onlara siz gülümseyiniz. Gülümseyemeyenlerin güler yüz görmeye ihtiyaçları herkesten çoktur.

Hayat yolunda akıp giden cemiyet seline katılmak sureti ile refaha ve huzura kavuşabilirsiniz.

İyimserlik bu hayat akışının ta kendisidir. Onun için bu fikre ve onun kudretine inanmak lazımdır.

O devamlı, hudutsuz ve tükenmez bir kaynaktır. Size düşen vazife, onu her günkü hayatınızda kullanmaktır.” Thomas

Bu alıntıyı hepimizin gülen yüze  ihtiyacı olduğu için yazdım. Ekonomik sıkıntılar, artan ihtiyaçlar, modernliğin bedelleri insanları asık suratlı ve mutsuz hale getirmiştir.

Mutsuz insanlardan verim beklemekte mümkün değildir. Bu bakımdan gülümsemeyen bir toplum haline geldiğimizde toplumsal yaşam kurallarını da çiğnemekte bir beis görmemekteyiz.

Yukarıdaki kısa alıntı belki işimize yarar diye düşündüm.

Şimdi bütün dikkatler adaylarda.

Gazete ve Televizyonlarda mahalli idarelerin yönetimine talip adayların söylediklerini ve vaat ettiklerini okuyup, izliyoruz.

Bu vesile ile de  köşemde Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce söylediği, adaylara rehber olacak sözlerine yer vermek istiyorum.

“..Bir adam ki,memleketin ve milletin saadetini düşünmekten ziyade kendini düşünür, bu adamın kıymeti ikinci derecededir. Esas kıymeti kendine veren ve mensup olduğu millet ve memleketi ancak şahsiyetiyle kaim görenler milletlerinin saadetine hizmet etmiş sayılmazlar.”

Bu günkü siyaset ve devlet adamlarını birçoğunu yukarıdaki sözler tarif etmiyor mu?

Bu günkü yazım kısa oldu. Az olsun öz olsun istedim. Seçim ortamının gürültüsünden bunalan dimağları fazla yormak istemedim.

Sükun ve huzur dileği ile İnşallah haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.