İşadamı Ali Polat, insan sağlığı ile alâkalı
kitap setleri hazırlayıp insanlarımıza hizmet sunmaya devam ediyor. Daha önce bu sayfada yer alan KİTÂBİYAT
başlıklı 348. Bölümde, ‘Sağlıklı Yaşamak
İçin…’ isimli 36 kitaplık set hakkında bilgi verilmişti.
Bu defa, ‘Geleneksel ve Koruyucu Tıpta Sağlığın 8 Önemli Faktörü İçin 8 Kitap’
isimli set ile yeni bir hizmet gerçekleştirdi. Kitapların her biri 16,5 X 23,5
santim ölçülerinde Amerikan Bristol kapak içerisinde parlak kuşe kâğıda resimli
ve renkli olarak basılıdır. Şık bir kutu içerisindedir. Her kitabın 5.
sayfasında yayın maksadı şöyle açıklanıyor: ‘…bu eseri hazırlamaktaki amacımız, ulaşabildiğimiz insanların,
bedenlerini ve bedenlerinin ihtiyaçlarını, ruh ve zihin yapılarını tanımalarını
ve anlamalarını sağlayarak, sağlıklı kalmalarına yardımcı olmaktır. Konuların
kolay, anlaşılabilir bir dille yazılmasına ve güncel bilgileri içermesine özen
gösterdik.’
Birinci Kitap: HAVA / Hayat Nefes Nefese Havanın Önemi ve
Doğru Nefes Alma Yöntemleri. Temiz
ve derin hava solumak vücudumuzun çalışmasını düzenler. İnsan havasız sadece
birkaç dakika yaşayabilir. Düzenli olarak temiz hava almaktan vazgeçmeyin.
Bırakın ağaçlar, yeşil alanlar bedeninizi ve duygularınızı okşasın. (67 sayfa)
İkinci Kitap: SU /
Hayat Su İle Başlar, Susuzluk İle Son Bulur. Vücudumuzun
yaklaşık %70’i, beynimizinse %80’i sudur. Hücrelerimizi daha iyi beslemek için
temiz ve canlı su içmeliyiz. Deniz suyu ve insan vücudu yaklaşık 84 element
içerir. Bu benzerlik sizce neyi ifade ediyor? Bu bir tesadüf mü, yoksa
hesaplanmış bir durum mu? Bence sistemin taa kendisidir. (115 sayfa)
Üçüncü Kitap: UYKU / Uyuduk da Büyüdük, Uyuduk da
Yenilendik, Uyku ve Uykusuzluğun Önemi. Uykunun saati, süresi ve kalitesi
bizi gelen güne hazırlamış olur. Gece uykusunda tansiyon yükselir. Bu durum bazen
ölüme sebebiyet verebilir. Her şeye rağmen rüya konusunu pek fazla
önemsememekte fayda vardır. Bu hususta; ‘Düşe
düşüp aldanma, Düşe saplanıp kalma. Haktan başka ne vardır? Tabire muhtaç ola’
denmiştir. Özel günler hariç gece 11 ‘de uyumalıyız. Eğer 10 gün uykusuz
kalırsak beynimiz ve vücudumuz dengesini kaybeder. (63 Sayfa)
Dördüncü Kitap: HAREKET / Hayat Dengesi Hareket Kadar
Dinginlik ve Sessizlik de Gereklidir. İnsanların kemik ve adale yapısı
hareket etmek için şartlandırılmıştır. Eklem ve kaslarımızı gerektiği kadar
çalıştırmazsak, yaşlılığımızda ağır problemler bizi bırakmaz. (96 sayfa)
Beşinci Kitap: ARINMA
VE DETOKS / Vücudumuzu Zehirlerden ve Atıklardan Kurtaralım, Arındıralım. Arabamızı
çeşitli sebeplerle bakıma götürüyoruz. Şüphesiz bedenimiz bir arabadan daha
değerlidir. Senede en az 2 sefer genel arınmaya ihtiyacımız vardır. Aldığımız
gıdalardan ihtiyacımız olmayan zararlı kısımları vücudumuzdan atmazsak her
türlü hastalığa, özellikle de kansere davetiye çıkarmış oluruz. Hastalıkta ve
sağlıkta ortak nokta asit-alkali (PH) dengesidir. (100 sayfa)
Altıncı Kitap: GELENEKSEL VE KORUYUCU TIPTA DOĞANIN VE
KİŞİLERİN MİZAÇLARI 1 Bu kitap, okuyucuya klasik İran tıbbındaki temel
mizaç öğretilerini, günümüz tamamlayıcı ve önleyici tıp anlayışı dâhilinde
aktarmak maksadıyla hazırlanmıştır. Yazılı doğal yöntemleri, belli bir süre
denemek bedavadır ve kimyasal bir yan etkisi yoktur. (224 sayfa)
Yedinci Kitap: GELENEKSEL VE KORUYUCU TIPTA BESİNLERİN
MİZAÇLARI 2 Bu kitapta günlük olarak tüketebileceğimiz besinlerin
içerikleri ve etkileri hakkında edinilebilen bilgiler sunulmuştur. (376 sayfa)
Sekizinci Kitap: GELENEKSEL VE KORUYUCU TIPTA DUYGULARIMIZIN
MİZACI VE TEDÂVİSİ 3 Bizi biz yapan şey ruhumuz ve bedenimizdir. İkisinin
birleşmesi sonucu bir şekle bürünürüz. Bununla beraber bedenimiz çeşitli
organlardan oluşur ve her duygunun etkilediği bir organımız vardır. Sağlıklı ve
uzun bir ömür yaşamak istiyorsak bedenimizin ve ruhumuzun incinmemesi gerekir.
Ruh ve zihin zarar gördüğünde bedenimiz de zarar görmektedir. (184 sayfa)
ALİ POLAT:
Taksim
Caddesi Nu: 65 Kat: 2-3 Taksim, İstanbul. Telefon: 0.212-256 84 90,
Belgegeçer: 0.212-237 88 27 e-posta: ali.polat@hazar.gen.tr
ALİ POLAT: 1944 yılında Tebriz şehrinde doğdu. Küçük yaşlardan itibaren babasından dinî Diğer 3 grup hâlindeki 36 kitabın her birinden Ali Polat’ın kitap çalışmaları, genel Yazarın, bu çalışmaları, |
KUŞBAKIŞI
HANAN BEY
‘Hanan Bey’ bir köy romanı. Hanan Bey ise bir muhtar. Aynı zamanda bir
köy ağası… Fakat 1950’li 1960’lı yıllarda Makalların, Çakalların yazdığı tipte
ağalardan değil. Üstelik sâdece kendi köyünün değil, çevre köylerin de ağası.
Muhteşem bir konakta oturur. Konağın misafirleri konak sakinlerinin, gününe
göre 10 katı, gününe göre 100 katıdır. Kapısı açık, gönlü açık, eli açık,
kelimenin hakiki mâniasında bir ağa… Son derece duygulu, son derece yiğit bir
ağa. Çelik gibi sert, kadife kadar yumuşak…
Turizm ve Otelcilik Okulu mezunu Yılmaz Ali’nin 2018 yılında yayımlanan
‘Ben Soffie’ isimli eserinden sonra
2019 yılında okuyucuya sunduğu ikinci romanıdır. Roman; bir insanlık timsalidir, bir millî mücadele destanıdır.
13,5 X 21 santim ölçülerinde 222
sayfalık eserdeki olaylar, (o zamanki adı ile) Maraş’ın İngilizlerden sonra
Fransızlar tarafından işgal edildiği günlerde geçmektedir. Bilindiği gibi şehir,
30 Ekim 1918 tarihînde imzalanan Mondros Mütarekesi’nden sonra 21 Ocak 1920 tarihînde
işgal edilmiş, 22 gün devam eden çetin mücadelelerden sonra 12 Şubat 1920 tarihînde
resmî ordudan destek almaksızın, şehir halkının teşkil etiği milis kuvvetleri
tarafından işgalden kurtarılmıştır. Anadolu’da son işgal, ilk kurtuluştur.
İşgalden bu kadar kısa zamanda kurtulan başka bir şehir yoktur. İzmir 15 Mayıs 1919
– 9 Eylül 1922 tarihleri arasında yaklaşık 3 yıl, İstanbul ise 13 Kasım 1918’deki birinci, 16 Mart 1920’deki ikinci işgalden sonra 6
Ekim 1923 tarihinde kurtarılabilmişti.
Yazar, gördüğü eğitimin izlerini
ustalıkla eserine yansıtmış. Halep şehrini ve şehirdeki Emeği Camii gibi tarihi
eserleri büyük bir ustalıkla ve kelimelerle oluşturduğu tablo olarak okuyucuya
sunuyor.
Eserin bir başka hususiyeti de
aile ilişkilerindeki sevgi ve saygı mükemmel bir şekilde işlenmektedir. Anneye,
babaya, anneanne veya babaanneye, dedeye saygı ve bağlılık, büyüklerin
küçüklere karşı disiplinli sevgisi, Türklerin ehlileştirip binek vasıtası
olarak insanlığa armağan ettiği at ile alakalı sahneler, romanın didaktik
yönünü oluşturuyor. Bütün bunlar ders verir gibi değil, romanın tabii akışı
içerisinde bir bardak süte karıştırılmış bal gibi okuyucuya sunuluyor.
Romanın haşmetini bir de arka
kapak yazısından temaşa edelim:
İnsanlar gibi, milletlerin de uğruna bedel
ödediği tutkuları vardır. Biz hürriyetine düşkün bir millet olarak en büyük
bedelleri bu uğurda ödemişiz.
Bu hikâye bize insan yüreğinden daha güçlü
silâhın olmadığını göstermektedir. Aynı zamanda çoğunluğu ihtiyarlardan oluşan
bir avuç köylünün tam donanımlı bir orduya karşı verdiği amansız mücadelenin
destanıdır. Mevzubahis vatan toprağı olunca ağzında diş, başında saç kalmamış
ihtiyarların nasıl yirmilik birer delikanlıya dönüştüğüne şâhit olacaksınız.
Çocuk deyip geçmeyin; iş başa düştüğünde
bir çocuğun neler başarabildiğini göreceksiniz. Tıpkı Halep Yolu’ndaki
kahramanlarımız Selim ile Ökkeş gibi…
Bu bir avuç insanın Fransız ordusuna karşı
yüreklerinden başka ortaya koyacakları pek bir şeyleri yoktur. Üstelik içinde
bulundukları şartlar hiç de âdil değildi. Onlar sâdece düşmanla değil, aynı
zamanda açlıkla da mücadele etmek mecburiyetindeydiler. Fakat bütün
olumsuzluklara rağmen zafere olan inançları tamdı. Ve işte, tam da burada, bu
inanmışlığın verdiği güçle kazanılan zaferi bulacağınız Hanan Bey’i okurla
buluşturmak bizim için bir şerefli vazifedir. Amansız mücadele, henüz on üçünde
olan Ökkeş’in ilk kurşunuyla başlar. Fransız işgalini anlatan bu hikâye,
yaşanmış bir kahramanlık destanıdır.
Yılmaz Ali’nin ‘Hanan Bey’ isimli eseri, küresel kültür istilâsına maruz kalmış
olmamız sebebiyle ‘Vatanım rûy-i zemin,
Milletim nev’i beşer’ zihniyetinin hortladığı bir dönemde, özellikle
gençlerimizin okumaları gereken, her satırından faydalanabilecekleri, okuma
zevkini tadabilecekleri bir başucu kitabıdır.
Not: Romanın son 40 sayfasını okumaya, başka bir işle
asla meşgul olamayacağınızı düşünerek başlayınız.
ATEŞ
YAYINCILIK:
Merkez Mahallesi, Âbide-i Hürriyet Caddesi
Nu: 161, Kat: 3, Dâire: 2 Şişli İstanbul.
Telefon:
0.541-341 89 81 e-Posta: editor.ates@gmail.com
HÜSEYİN BAYKARA DÎVÂNI (İnceleme-Metin-Dizin-Tıpkıbasım):
1438-1506 yılları
arasında yaşayan Timurluların son hükümdarı, aynı zamanda Çağatay Türk
Edebiyatı’nın önemli temsilcilerinden Hüseyin Baykara’nın şair hükümdar olarak
on beşinci yüzyıl Orta Asya Türk dünyasının ilim ve sanat hayatında yapıcı ve
önemli bir rolü vardır. En büyük hizmeti Türk dilini ve kültürünü himaye
etmesidir. Zamanında, Çağatay Türk Edebiyatı altın devrini yaşamış ve Türkçeye
olan itibar artmıştır.
Baykara, daha ilk
gençlik yıllarından başlayarak ömrünün son yıllarına kadar, fırsat buldukça
Hüseynî mahlası ile yazdığı Türkçe lirik gazelleri, kendi emri ile küçük bir
divan hâlinde toplanmıştır.
Bu çalışmada,
Divan’ın Türkiye’deki sekiz nüshası karşılaştırılarak ortak bir metin
oluşturulmuştur. Oluşturulan eserin ses ve şekil bilgisi özellikleri Eski
Türkçe, Karahanlı Türkçesi ve Harezm Türkçesi ile karşılaştırılarak dil bilgisi
özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Tâlip Yıldırım’ın 16,5 X 24 santim ölçülerindeki eseri,
431 sayfadır.
HAT YAYINLARI: Selamiali Efendi Caddesi Nu: 3 Huzur Çarşısı Nu:15 Üsküdar, İstanbul
Telefon:
0.216-334 48 30 e-posta: info@hatyayinevi.com / hatkitap@gmail.com www.hatyayinevi.com
RUMELİ’DE
SON DEMLER VE ÖTESİ:
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından
Mareşal Fevzi Çakmak (1876-1950) tarafından kaleme alınıp dergi ve gazete
sayfalarında kalan kitaplaşmamış hâtıraları, Prof. Dr. Ali Birinci ve
Türk Tarih Kurumu personelinden Yusuf Turan Günaydın tarafından
derlenerek 13,5 X 21 santim ölçülerinde 1008 sayfa ve 2 cilt hâlinde, Ocak 2020’de
okuyucuya sunuldu.
Eserdeki hâdiseler, Osmanlı
Devleti’nin Rumeli’deki son dönemleri ile Cumhuriyetin ilk yıllarını kapsıyor.
Rumeli safahatı askerlik vazifesi dolayısıyla Rumeli’nin elimizden çıkış
sürecine şâhitlik etmiş bulunan Mareşal Çakmak’ın hatıratının ana bölümüdür. 1.
Cildi Mareşal’in çocukluk yıllarından başlıyor, ölümüne kadar devam ediyor.
Hâtıratın 2. cildinde ise Cumhuriyet Devrindeki hatıralarına ışık tutan,
Mareşal’in anlattıklarının âdil birer şâhidi durumundaki arşiv vesikaları yer
alıyor. 1923-1964 yılları arasına yayılan bu vesikalar Cumhurbaşkanlığı,
Emniyet Umum Müdürlüğü ve Türk Tarih Kurumu Arşivlerinden alınmıştır.
Cumhuriyet kurulduktan sonra ölümüne kadarki devri bilhassa İnönü iktidarı
devrinde maruz kaldığı muameleleri ve bu sebeple siyasî hayata atılmak mecburiyetinde
kalışını okuyanlar, Mareşal’in daha sağlığında -bizzat işaret ettiği-
‘unutturulma’ suikast ine maruz bırakıldığını da bütün açıklığıyla
göreceklerdir.
KOPERNİK
KİTAP:
Kandilli mahallesi, Hallaç Hüseyin Sokağı Nu: 16-18
Daire: 1 Üsküdar, İstanbul Telefon: 0.216-332 00 72 e-posta: info@kopernikkitap.com // www.kopernikkitap.com
KISA KISA… / KISA KISA…
1-ÇANAKKALE’YE
YÜRÜYÜŞ: Hüseyin
Nihal Atsız – Yayına Hazırlayan: Ozan Karabulak / Ötüken Neşriyat.
2-MİNYATÜRLERLE
NASREDDİN HOCA: Mahmut
Kaya / Damla Yayınevi.
3-SONSUZ AŞK: Ian McEcan – Ülkem
Çorapçı / Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.
4-VEFA
YOLCULUĞU: Feride Küçük / İnsancıl Yayınları.
5-KUTLU ZAFER
Kut’ül Amâre: Zafer
Bilgi / Mihrâbad Yayınları.