Bu konuyu yazmama kurucusu olduğum Çocuk Kasabası Anaokulu’ndaki bir gözlemim sebep olmuştur. Şöyle ki bir öğle yemeğinde bir grup 3 yaşındaki çocuk, başlarındaki öğretmenleri ile merdivenlerden sağdan yukarı çıkar iken, diğer bir grup ise aşağı inmekte idi ve hiçbir karmaşa yoktu. Sağdan yürüme uygulaması karmaşayı ortadan kaldırmış, herkes kendi hattında gideceği yöne gidebiliyordu. Bu gözlem beni 1990’lı yılında, Mekke’de kıl payı kurtulduğumuz, 3 binden fazla kişinin öldüğü tünel faciasını hatırlattı. Hayatımdaki unutamadığım bir facia olan bu olayda, hac ibadetinin önemli bir parçası olan şeytan taşlama gidişindeki tüneli ve köprüyü kullanan insanlar, böyle bir bilgi ve eğitim almış olsalardı bu olay yaşanmayacaktı. Böcek dahil hiçbir canlıya zarar vermeme şartlarının emredildiği ihramlar içindeki Müslümanlar, yönetim eksikliğinin de eklenmesiyle, birbirlerinin ezerek ölümlerine ve yaralanmalarına sebep olmuşlardı.
Eğitim biz insanların hayatındaki her adımının, iyi veya kötü olmasında etkisi olan bir husustur. Toplumları meydana getiren bireylerin eğitimindeki eksiklik ya da yeterlilik veya ilerilik sağlık, huzur ve refah seviyesini bizzat etkilemektedir. Eğitim konusunu doğru uygulamalarla hayata geçirebilenler ileri giderken, bu hususu eksik bırakanlar veya yeterince doğru kurum ve kurallara bağlayamayanlar, günlük yaşam kalitesi daha düşük bireylerin oluşturduğu bir toplum olmaktan kurtulamamaktadırlar.
Çocukların iyi eğitim almaları nedir? İnsanların özellikle çocukların eğitiminde görerek öğrenmek önemli bir yer tutar. Anne-baba ve kardeşin davranış biçimlerine, okulda öğretmenlerin ve arkadaşların davranış biçimlerine, mahalledeki komşu ve arkadaşların tavırlarına günümüzde birde oldukça yoğun bir şekilde televizyon ve sosyal medyanın etkileri eklenmiştir. Çocuğun doğru ve güzel bir karakter kazanması için ciddi bir eğitici gayrete ihtiyaç vardır. Bilinçli ve birbirini tamamlayan bir ilgi, onların iyiyi yakalaması ve onu benimsemesini sağlayabilir.
Bu sebeple anne-babaların çocuklarının eğitim ve öğretimdeki sorumluluklarını birinci planda tutmaları gerekir. İlk rol model olduklarını unutmadan, örnek alındıkları bilinci ile çocukları ile ilgilenmelidirler. Çocuklarının istediklerini alma ve yapmanın yeterli olmadığını bilerek onlarla daha çok zaman geçirmelidirler. Sokakta-okulda-televizyonda-sosyal medyada onları etkileyen-ilgisini çeken hususlar hakkında onlarla ilgilenilmeli, bilgilendirmelerle ilgilerini çeken hususları doğru anlamaları sağlanmalı, yanlış davranışlara geçmeleri önlenmelidir. Çocuk Kasabası Ana Okulumuz da gözlemlediğim üzere 3-4-5 yaşlarındaki küçüklerimizin doğru ve iyi yetişmeleri için uygulanan eğitim metotları vardır. Bu metotlar belirli bir disiplin içinde uygulanarak çocukların günlerini daha mutlu geçirmeleri sağlanmaktadır. Böylece iyi, doğru davranış ve alışkanlık biçimleri daha kolay kazandırılmaktadır. Burada da eğitim kurumu ile ebebeynin karşılıklı işbirliği önemlidir. Çocuklarımızdaki gelişmeler izlenerek olumlu-olumsuz davranışlar ilgili eğitimci ile paylaşılarak değerlendirilmelidir. Gerektiğinde ilgili rehberlerden de istifade edilerek çocuklarımızın sağlıklı bir gelişme süreci yaşamasını sağlamalıyız. Bu ilgi onların hayat boyu sağlık, başarı ve mutluluklarını etkileyecek olan bir imkanı hazırlayacaktır.
Eğitimin iyi ve faydalı insan yetiştirmek olduğunu, bunun da doğru davranış biçimlerini kazanmış, aklını, bilgisini ve becerisini kendisi, içinde yaşadığı toplumu ve çevresi için, öncelikle zarar vermeden, sonra da olabildiğince faydalı olmak için kullanabilen bireyler yetiştirmek olduğunu, okul öncesi eğitimin de bu hususta önemli bir payı olduğu bilgisini paylaşmak istedim.