Doğu Türkistan ağlarken yine kan
Sel oldu gözlerden boşanıp akan
Aslında için için kaynamakta yıllardır Doğu Türkistan
Bardağı taşırdı son olaylar, oldu zalim Çin’e asistan
Hiç uyanmayacaktı dünya, taşmasaydı son zulüm bardağı
Doğu Türkistan; Orta Asya’nın dinmeyen tek volkanik dağı
En masumane gösteri, edildi bahane
Korkunç bir katliam yaptı Çin; oh ne şahane!
Doğu Türkistanlı; öz vatanda çok iken oldu azınlık
Çin ejderhası ediyor gündüzü, karanlık mı karanlık
Oysa, burnu kanasa bir Hıristiyan’ın, hem de kazaen
Ayağa kaldırırlar dünyayı, hiç araştırmadan hemen
En vahşi usuller deneniyor Türklere; mesela kısırlık
Dünya seyirci hala; bakıyor mazlum Türklere, alık alık
Çinli silahlandı; güya görünmesin resmi ordu, ortada
Elleri sopalı çeteler; Türklerin olduğu her noktada
Urumçi Han Tenkri Camii bile, yakılmak istendi
Uygur Türkleri, bütün güçleriyle ne yaman direndi
Çıktı Çin’li polis ile Uygur asıllı polis arasında atışma
Uygur asıllı polis bile dayanamadı, oldu arada çatışma
Pekin Merkezi Milletler Üniversitesi Öğrenci Yurtları
Uygur Türkü öğrencilerin ellerinde tutuklanma kartları
Nüfus kağıtlarını bile çok görüyorken zalim Çin
Nasıl “devletim” diyebilsin Uygur? Olanlar çok çirkin!
Hem Urumçi’den gitmek isteyene, vermiyor pasaport Çin!
Hem de bulunduğu yerde, varlığını sorguluyor niçin?
Bir hak ve adalet arayışı, daha terk edildi nisyana
Nice öksüz ve yetim çocuklara, ne baba kaldı ne ana!
Değiştirdi Çin, Doğu Türkistan’ın o güzel adını bile
Niye kullanıyor Türk Basını “Sinkiang” adını ne diye?
Boşaltılıyor Uygur Türklerinden Doğu Türkistan, baskı ile
Zorlanıyor göçe; Çin içlerinde olması için asimile!
Hem İslam hem Batı Dünyası, seyretmekle yetiniyor vahşeti!
Ey bir kaşık suda fırtına koparanlar, görün artık dehşeti.
Filistin konusu, tüm İslam dünyasının olmuşken mes’elesi;
Neden geçmez Doğu Türkistan’ın Alem-i İslam’da esamesi?
Kasıt aramıyoruz lakin; gelsin kendine Alem-i İslam
Yoksa, manasız olmaz mı birbirimize verdiğimiz selam?
Gerçekleşsin artık; kalp, ruh ve eylemde Birlik Manası
Değil mi İslam; hepimizin inançta ortak anası?
Aksak Uygur kadın; koca ve erkek kardeşler için yürüdü
Uygur kadını, yine o yüksek cengaverlik ruhu bürüdü
19 Temmuz’da, götürdü onu polisler meçhule
Bulunduğu yer; oldu erişilmez karanlık bir kule
“Hiç mi hiç korkmadım! Beni döver ya da öldürürler diye!”
“Biliyordum arkamda var, yerimi dolduracaklar nice…”
“Polise özgürlük ve barış istediğimizi söyledim,
Kocamı, dört erkek kardeşimi geri istiyorum, dedim.”
Sonrası malum; işlemişti çok büyük bir suç(!) Uygur kadın
Ne gam ey koca hatun! Anılacak artık ebedi adın
5 Temmuz olayları sonu; oldu sayısız hapis ve idam
Uygun gördüler Uygur Türklerine, olmayan hayatı haram
5 Temmuz’da patlak veren olaylar, durmuş gibi
Manzara; karanlık derin suların sanki dibi
Doğu’da Çin, Batı’da Rusya; Uygur Türk’ü iki dere bir arada
Velhasıl, yok rahat Türk’e, tarih boyunca, ne denizde ne karada
Velhasıl:
Kadın – Erkek demeden yak yık, vur öldür, sonra görün suret-i Hak’tan
Herkesi kör alemi sersem sanış gözleniyor! Çin denen ahmaktan
Kazakların Kazakistan’ı, Kırgızların Kırgızistanı var
Doğu Türkistanlım! Sahipsizliğin sürecek, daha ne kadar?
Urumçi’li Uygur Türk’ü; yok elinden tutacak kimsesi!
Nerede kaldı, görünmez oldu, O; kimsesizler kimsesi?
Yok mu Uygur Türkü’nün elinden tutacak bir yiğit?
Öncelik sana düşer Türkiyem, bu sesi sen işit!
Uygur üzerindeki baskı ve korku, halen ber-devam
Sanki diyor: Ekmeksiz yaparım, hürriyetsiz yapamam!
“Atom denemeleri mağduru”ysalar da, Doğu Türkistan halkı
Bulacaklar er-geç yanlarında, o yenilmez güç sahibi Hakk’ı
Urumçi’nin dar sokaklarında, yürürken bir Türk gazeteci
Uygur’un yüzü gülüyor, işte beni kurtaracak Cebeci
Var ihtiyacı Türkiye’ye Dünya’nın; dahil buna Çin!
Öyle ise nedir yaptıkları? Geçin efendim geçin…
Ta 1877’de yıkıldı, Atalık Gazi Devleti
Tanımıştı Osmanlı Devleti’ni metbu, fakat olmadı kıymeti
1888 : Tamamen bağladılar, zorba Çin yönetimine
7 Temmuz 1928 : Karşı çıktı esaret kemendine
1931’de ilk toplu ayaklanma oldu.
33’te Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu.
34 : Karışınca işin içine, bir de emperyalist Rusya
Kaçırır mı hiç fırsatı Çinli, işgalden geri kalmadı yaya?
Yıl 47: Doğu Türkistan, yeniden bir Türk Cumhuriyeti
Yıl 50 : Çin’in Urumçi’ye gerçekleşti, saldırı niyeti
Çekildi binlerce Türk, yalçın Himalayalara doğru
Yeniden toparlanış için, sanki Ergenekon’du bu
Atatürk; vermişti Afganistan’a, büyük hayati önem
Nahçıvan da almıştı nasibini, söylemeden edemem
Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ni ilk tanıyandı, Atatürk
Arar olduk bugün böyle devlet adamlarını, boynu bükük
Ne zaman ki, ziyaret etse Çin’i bir Türk Devlet Adamı
Çin gecikmez, kuruverir hemen Doğu Türkistan’a damı
Ucuz ve bozuk olarak, her şeyi yapıp ederken ihraç!
Kalıyor Çin yüzünden Türkiye’de, milyonlarca insan aç!
Türk Medeniyet Tarihi’nin Doğu Türkistan, olmuş iken beşiği
Gerçekleşti Türk Cihan hakimiyeti; ancak, aşınca o eşiği
Gök ve Al-Bayrak; dünyanın en güzel iki bayrağı
Fakat, yasak bugün Gök-Bayrak Türkiye’de bayağı
Çok zaman, Türkiye alırken dış politika’da hava
Çin hiç olmuyor Türkiye’nin yanında, hatta bir defa
Kendi vatanlarında Türkler; edilmiş iken birer parya
Niçin sessiz akar bilmem ki, istiklal sembolü Sakarya?
Otuz milyonluk Doğu Türkistan, bugün öksüz ve yetim
Tek ümitleri var dünyada, Türkiye Cumhuriyetim
Hem sahib-i vatan, hem çaresiz, işsiz, güçsüz ve de aç
Tek Türkiye, derde deva, koyacaksa ağzına ilaç
Kaldı Doğu Türkistan’ım, yine üzgün yine mahzun
Düşündürüyor insan olan insanı, uzun uzun
İş işten geçmedi, olmayalım sakın ha! Hiç çaresiz
Ey istikbalin genç evladı! Olacaksınız çare siz
Öyleyse:
Bulanlar Türkiye gibi mübarek bir vatanda, hürriyeti
Ederek eziyet Türk Milleti’ne, çok görmeyin saadeti
Çünkü gelirse bir zarar, şayet kutlu Türk devleti’ne
Sebep olanın pişmanlığı da, olmaz deva derdine
Bu kutlu, mübarek vatanın, bilinmiyor maalesef kıymeti
Rahatsız ediyor rahatlık! Bazı nankör, bozguncu zihniyeti
Çevre ülkeleri gezip de, bir görseler kimdeymiş gerçek hürriyet
Bilmek için ülke değerini, hissetmeli gurbet içinde gurbet
Velhasıl, Türkiye; mazlum milletlerin sığındığı, sıcak bir yuva
Değil Spartalıların; düşmanı aldattığı diyar-ı Truva
Türkiye de artık kendine gelip, almalı aklını başa
Yoksa, vuracak olur başını -Allah etmesin- taştan taşa
Türkiye’ye büyük bir iş düşüyor; kalsa da tek başına
“Doğrunun yardımcısı Hazret-i Allah” yazılmış taşına