Devlet Yönetimi ve Siyaset

105

Böyle bir başlık altında yazı yazmak çok zor. Devletin tarihini geleneğini örfünü bilmeyenler 5000 yıllık Türk tarihinde Türk Milleti nasıl yönetilmiş sistem olarak devletin yönetimi neleri korumuş nelere karşı durmuş bunları iyi bilmek gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak siyasi parti liderleri de partilerinin vazgeçilmez, ulaşılmaz şefleridir. Hiç kimse partinin hangi kademesinde olursa olsun liderine (“Bu böyle olsa olmaz mı?”) deme şansı yoktur.

İktidarda olan partilerinde milletvekilleri, bakanları ve hatta bürokratlarında başbakana yani siyasi parti liderine böyle bir söz söyleme şansı yoktur. Liderin sözünün üzerine söz söylemek çok büyük cesaret işidir. Onun için doğru bildiğini dahi söyleyemezsin. Aksi halde bakansan bakanlığın, milletvekili isen milletvekilliğin, üst düzey yönetici isen makamın elinden gider.

Bu söylediklerimizi geçmişten bir örnekle doğruluğunu ispatlamaya çalışalım.

Tarih 1986 aylardan Temmuz yer MALATYA Kayısı Bayramı kutlamasına Başbakan Özal ile bakanlar, iş adamları katılmaktadır.

Özal halka hitap etmek üzere otobüsün üzerine çıkar. Valiyi de zorlayarak yanına alır. Özal otobüsün üzerinde siyasi konuşma yaparken, boyu kısa olduğundan halk kendisini göremez. Halk Özal’ı görmeyince “çök çök” diye bağırmaya başlar. Etrafındakilerde çökecek ki onlarda Özal’ı iyi görsünler. Özal çevresine dönerek “çökün” der. Bakanlar, milletvekilleri, iş adamları herkes çöker ama vali NAİM CÖMERTOĞLU dimdik ayaktadır çökmez. Özal valiyi, vali bey sende çök diye uyarır vali Cömertoğlu şöyle cevap verir. “Devlet çökmez sayın başbakanım” der.

Devletin saygınlığına sahip çıkarak çökmeyen saygın vali Cömertoğlu bir kaç gün sonra merkeze alınır.

Naim Cömertoğlu hiçbir şartta çökmeyecek bir ailenin çocuğudur. Ağabeyi Saim Cömertoğlu da İstanbul Ağır Ceza Reisliği yapmış saygın bir hukukçudur. Adliye camiasında sevilen sayılan bir kişiliğe sahiptir. Emekli olduktan sonra kendisi hep saygıyla anılmıştır. Hiçbir güç hiçbir kuvvet onun kararlarına etkili olamamıştır. Türk Milletinin tarihini, geleneğini örfünü adetlerini bilen bir ailenin çocukları olarak kendilerine verilen görevleri hiç kimsenin emir ve talimatlarına göre değil kendi hür iradelerine göre yapan değerli kişilerdir.

Naim Cömertoğlu’nun Başbakana koyduğu tavır Türk geleneğinin kendisine kazandığı bir tavırdır. Tavır şahsı ile ilgili değil devletle ilgilidir. Çünkü ben çökmem demiyor, “Devlet çökmez” diyor. Bu sayın valinin tavrını kaç vali, bürokrat veya üst düzey yöneticisi Başbakana gösterebilir?.

Onun için diyoruz ki siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Naim Cömertoğlu gibi valilerde devletimizin vazgeçilmez yöneticileridir. Başbakanlar vazgeçse de millet vazgeçmez ve daima kendilerini hayırla anarlar.