Daha Ne Olsun?

14

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’de düzenlenen grup toplantısı ardından bir gazetecinin “Emekli bayram ikramiyesi artacak mı?” sorusuna şu cevabı verdi: “3 bin liradan 4 bin liraya çıktı DAHA NE OLSUN!”

Ben de bir emekli olarak uyarıyorum: İhsan-ı şahaneye “şükretmek” yerine “halkı hükümete karşı kışkırtmak için nifak sokan şer güçlerine” aldırış etmeyin. Devletimiz bütçe imkânlarını kullanarak bizlere bu artışı lütfetti. Bu müjdenin (!) keyfini çıkarın.

Muhalifler “bütçe kaynaklarının yüzde 15’inin faiz ödemelerine gittiğini” söylüyor. Bu kadar faiz gideri olmasa çalışan ve emeklilerin geçim seviyesinin iyileştirilebileceğini iddia ediyorlar. Bir de düşünseler anlayacaklar, faize en çok karşı olan “Nas var size bize ne oluyor” anlayışını her fırsatta dile getiren büyüklerimiz olmasa bütçede yılda iki defa verilen bayram ikramiyelerine 1.000’er TL zam için kaynak bulunabilir miydi?

Yine muhalifler Cumhurbaşkanımızın yurtdışı seyahatlerinde birkaç uçak kullanmasını ve hatta zırhlı araçlarını taşımasını eleştiriyorlar. Ekonomi zorda iken çalışan ve emeklilerden tasarruf ve sabır istendiği halde Sarayda israfın azaltılmadığını söylüyorlar.

Bizim asil ve yüce gönüllü halkımızın, “itibardan tasarruf olmaz” ilkesinden habersiz muhalefete karşı, “Türkiye’nin itibarını arş-ı âlâya” taşıyanlara destek vereceğini bilmiyorlar. Halkımızın önemli bir kesimi “Biz aç kalırız yeter ki yüce devletimizin ve onu yönetenlerin itibarı eksilmesin” dediği halde, biz emeklilere 1.000 TL zam lütfedilmiş, DAHA NE OLSUN?

**********************************

Hukuk Endeksi Abdülhamit Dönemi Seviyesinde

TEPAV’dan Güven Sak’a göre, “Türkiye’de ‘Hukuk Endeksi’ Abdülhamit’in İstibdat Dönemi ile eşdeğer seviyede.”

Bazılarının “kızıl sultan” dediği padişahın, “istibdat dönemi” diye adlandırılan devri iktidarı yani baskı ve sansür uygulamalarıyla anılan dönem ile YENİ TÜRKİYE’nin eşdeğer bir hukuk seviyesinde olması size üzücü gelebilir.

Ama “çöküş sürecindeki Osmanlı devletinde mutlak hâkimiyet sağlayan son padişah” olan 2. Abdülhamit iktidar kanadında “Ulu Hakan Abdülhamit Han Hazretleri” diye saygıyla anılır.

Mademki “Ulu Hakan Hazretlerinin” dönemindeki hukuk seviyesine geldik, DAHA NE OLSUN?

“Ol Padişah Efendimiz” ki, ilk ve son Osmanlı Anayasasını (Kanun-u Esasi) yürürlüğe sokmuş, mutlak güçlerini meşruti monarşi ilkeleri ile sınırlamıştı. Fakat gerek gördüğünde de parlamentoyu feshedip Anayasayı da rafa kaldırabilmiş bir padişahtı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını değiştirip ülkeye “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemini” getirerek tarihe geçmiş son devlet başkanımız da “ecdadımız Ulu Hakan Abdülhamit Han” gibi yönetim sisteminde köklü değişimler yapmayı başardı. Hatta o kadar ki şimdilerde “yeni Anayasa” ile bir kere daha ülkemizin yönetim sisteminde köklü değişiklikler yapmaya hazırlanıyor.

Bu kadar benzerlikten sonra hukuk endeksimiz “Ulu Hakan” dönemi seviyesine geldiyse DAHA NE OLSUN?

****

Tarihi kaynaklar Sultan Abdülhamit’in en çok toprak kaybeden Osmanlı padişahlarından biri olduğunu yazıyor. (Bu dönemde 1.592.806 km² yani bugünkü Türkiye’nin yaklaşık iki katı kadar toprak kaybedildi.) Cumhurbaşkanının Tarih Danışmanı Murat Bardakçı da bu bilgiyi doğruladı.

Ama “Asrın liderimiz” “Sultan Abdülhamit 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı’yı yönetti” dediğine itibar etmek gerekir. Çünkü devlet büyüğümüz son sözü söylemiş. DAHA NE OLSUN?

**********************************

2. Abdülhamit’in Hukuka Saygısı

Hukuk tarihimizdeki örnek olaylardan biri, Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Zühtü Arslan tarafından, 25 Nisan 2023 tarihindeki bir törende, Cumhurbaşkanının huzurunda yaptığı konuşmada şöyle anlatılmıştır:

Meşrutiyet Dönemi’nde ünlü şair ve yazar Namık Kemal, adaletin sağlanmasının birinci şartının yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı olduğunu savunuyordu.

Ancak Namık Kemal, adaletin ve yargı bağımsızlığının aslında söylem değil bir eylem meselesi olduğunu tutuklu yargılandığı bir davada tecrübe etmiştir.

Sanık Namık Kemal’i yargılayan İstinaf Mahkemesi Başkanı Abdüllatif Suphi Paşa’dır. Namık Kemal bu hâkime birkaç yıl önce yazdığı bir yazıda “mezar soyguncusu” demiştir.

Başta Padişah 2. Abdülhamid Han olmak üzere etkili yerlerden Namık Kemal’e ceza verilmesi yönünde telkinler yapılmaktadır.

Bunların etkisiyle, başta Namık Kemal olmak üzere hemen herkes mahkûmiyet kararı beklemektedir. Ancak beklenenin tersine, Namık Kemal’i hürriyetine kavuşturan bir karar verilmiştir.

Karar sonrası akşam, kızı Mahkeme Başkanı Suphi Paşa’ya bu kararı verirken korkup korkmadığını sorar. Suphi Paşa’nın cevabı tüm zamanların hâkimlerine unutulmaz bir ders niteliğindedir:

“Yarın Hünkârın da benim de huzuruna çıkacağımız bir hâkim vardır ki, yalnız ondan korkarım!”

****

Siyasi yargılamaların en çok konuşulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı. Muhtemel Cumhurbaşkanı adaylarından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında peş peşe davalar açılmakta ve muhalefet partilerinden seçilmiş bazı il ve ilçe Belediye Başkanları hakkında gözaltı, tutuklama ve yerlerine kayyım atama kararları verilmekte. İktidarın hoşuna gitmeyen açıklamalar yapan gazeteciler, sanatçılar, TÜSİAD yöneticileri, hatta astrologlar gibi her kesimden insanlar yargı sopası ile susturulmaya çalışılıyor.

Türkiye’de ‘Hukuk Endeksi’ Abdülhamit Dönemi ile eşdeğer seviyede” ise; günümüzün siyasi davalarında da Abdülhamit dönemi İstinaf Mahkemesi Başkanı Suphi Paşa gibi yani hukuk ve adaletten başka önceliği olmayan hâkim ve savcılarımızın olabileceğini umut edebiliriz.

DAHA NE OLSUN?

Önceki İçerikTürkçülük (Milliyetçilik) Yapmak!
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.