Çocuklukta Görülen Problemler – 1

132

Sevgili okurlar merhaba, yazın sıcak günlerinde en sık görülen problemleri ele almaya çalışacağım. İyi okumalar…

TIRNAK YEME PROBLEMİ

Tırnak yeme, dört yaş civarında başlayıp çoğunlukla on iki yaş civarında duraksayan bir davranıştır. Çocukların hemen hemen yarısında tırnak yeme görülebilir. Bu davranış ergenlik çağına kadar sürebilir.

TIRNAK YEME DAVRANIŞININ ÖNLENMESİ

En etkili tedavi yöntemi, beş yaşına kadar bu davranışın anne baba tarafından görmezlikten gelinmesidir. Çocuğu üzen durumu bulup ortadan kaldırmak gerekir.

Çocuğa doğrudan yapılan ikazlar, ceza, korkutma, zorlamalar, durumu düzeltmeyeceği gibi, bunun artmasına da neden olabilir. Tırnak yeme, çocuğun psikososyal  gelişimi ile duraklar.

Aile içinde, çocuğun duygusal dünyasının kaldırabileceğinden ağır bir diktatöryal bir otorite varsa, bu duygusal  içe kapanıklıklara neden olabilir. Kendini ifade etmekten korkan, ya da donuklaşan çocuk bu davranışa yönelebilir.

Aile içinde, çocuğa karşı ilgisizlik ve duyarsızlık varsa anne babayla çocuğun iletişim sorunu ortaya çıkıyor. Bu tür ortamlarda büyüyen çocuklar duygusal gerginliklerini aile içinde konuşmadıklarından bu tip davranışlara yönelebiliyorlar.

Çocukların duygusal dünyalarında endişe korkuya neden olabilecek her türlü bilgisayar oyunu, televizyon filmleri, şiddet içerikli olaylara şahit olmaları sakıncalıdır.

Çocuğun gerginliklerine karşı, spor etkinliklerine katılmasını teşvik etmek bunun için gerekli ortamları hazırlamak, oyun, resim faaliyetleri ile ilgilenmek gibi önlemler de bu sorunla baş etmede kullanılan yöntemler arasındadır. Tırnaklara bakım yapmak ve kıymık gibi çocuğu rahatsız eden fazlalıklardan kurtulmasını sağlamak ve dikkatini bu yöne kaymasını engelleyici tedbirlerdendir.

Tırnak yemeyi isterlerse kolaylıkla bırakabilecekleri anlatılmalıdır. Bu alışkanlığı bırakmak isteyen çocuk kendisinde yeterli güveni bulursa daha çok çaba harcamaktadır.

ALT ISLATMA PROBLEMİ (ENÜRESİS)

Alt ıslatma nedir?

Çocuklarda, en az 5 yaşından sonra, yineleyici şekilde, istemsiz ya da amaçlı olarak, gündüz ve gece yatağa ve de giysilere idrar kaçırılması olarak tanımlanabilir. Tedavide, davranışsal yaklaşım ve ilaç kullanımı olmak üzere iki yöntem kullanılır. Davranışsal yaklaşım;davranışçı terapi, aile danışmanlığı, psikoterapiyi kapsamaktadır.

Gidiş ve sonlanım nasıldır?

Enüresis, zaman içinde kendi kendini yavaşlatan bir bozukluktur. Kendiliğinden düzelme 7-12 yaştan sonra sık görülür. 7 yaştan sonra düzelme oranı %10-15 olarak bildirilmiştir (American Psychiatrc Association 1994). Nadiren 18 yaşına kadar devam eder. 18 yaşında görülme sıklığı %1’dir. Alt ıslatmanın 10 yaşından sonra davranış bozuklukları, anksiyete bozukluğu gelişimi açısından risk faktörü olarak görülmüştür. Bu nedenle erken dönemlerde tedavi edilmesi gereklidir.

Tuvalet terbiyesi ne anlam taşır?

Çocuğunuzun gelişimde önemli bir evresinde tuvalet terbiyesi alması ve bu süreçte dikkatli bir eğitimin verilmesi önemlidir. Eğer çocuğunuz, sabır gösterdiğinizde anlayışla davrandığınızda ve en önemlisi çocuğunuz fizyolojik yönden hazır olduğunda sizin tuvaletiniz tutmasını istemenizi gerçekleştirmeye çalışacaktır.

TRİKOTİLLOMANİ (SAÇ YOLMA)

Çocuklarda hatta ergenlerde görülür. Sıkı sık saçları koparmak, çekmek, yolmak, şeklinde görülür. Hem kız  hem de erkekler de görülebilir.

Yapılan araştırmalara göre, saç yolma bozukluğunun nedenleri arasında, anne çocuk arasındaki duygusal bağın tam anlamıyla ve güçlü kurulamamış olması vardır. Çocuğun annesiyle duygusal bağ kuramaması onu rahatsız eder hırçınlaştırır. Ayrıca zihinsel özürlü çocuklarda da bu bozukluk görülür. Saç yolma davranışı gösteren çocukların anneleri, çocuğun bu davranışından dolayı cezalandırmamalı küçük düşürmemelidir. Aksine ailece daha yakın bir ilgi ve şefkat gösterilmelidir.

GENÇLERDE GÖRÜLEN PROBLEMLER

GENÇLERDE UYARICI MADDE KULLANIMI

Bağımlılık nedir?

Ruhsal Bağımlılık; Belli bir ilaç ya da maddenin merkezi sinir sistemini etkilemesi sonucunda ruhsal  bedensel bazı belirtiler ortaya çıkmıştır; genç bu maddenin yarattığı etkiyi yeniden yaşamak amacıyla bu maddeyi almak için güçlü bir istek duyar.

Fizik Bağımlılık; Kullandığı maddenin kesilmesi veya azalmasıyla, yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmasıdır. Artık sinir sistemi hücrenin işlevini sürdürmesi için, bu ve benzeri maddeyi devamlı almak zorundadır; ayrıca bu maddenin yarattığı ruhsal ve bedensel etkiyi devam ettirmek için, aldığı miktarı sürekli arttırmaya çalışır.

Madde kullanımının etkileri nelerdir?

Madde önce beyin sistemini etkiler, algılama, bellek, dikkat, düşünce gibi işlevleri bozar; yaşadıklarını farklı bir biçimde algılamaya başladığından kontrolünü kaybeder. Bu nedenle kendine ve başkalarına zarar verebilir. Bu durumda önce ailesi sonra yakın arkadaşları ve iş arkadaşları da olumsuz etkilenir.

Madde beynin bilgiyi alma, ayırma, sentez yapma yeteneğini etkiler. Bütün bilgiler birbirine karışır; yeni bilgile önceki bilgileri durdurur.

Maddenin algılama üzerindeki etkisi haincedir. Örneğin kokain öyle bir algılama yaratır ki bu maddeyi aldığı sırada, genç her şeyi çok mükemmel yaptığına inanacak kadar kendine güvenir. Ancak gerçekte bozulmalar meydana gelmeye başlamıştır.

Madde, kullanılan maddenin özelliklerine göre alışkanlık veya bağımlılık yapar. Fizik bağımlılık oluşunca madde alınmadığı veya azaltıldığı zaman yoksunluk belirtisi ortaya çıkar, bu belirtilerin ortadan kalkması için madde miktarını devamlı çoğaltmaya çalışır.

Maddenin tutsağı olunca, madde olmadan günlük yaşamını sürdüremez. Madde kişi için bedensel ve ruhsal ihtiyaç durumuna girmiştir.

En iyi tedavi HİÇ  BAŞLAMAMAKTIR.

Uyuşturucu maddeler danışma hattı: (0212 660 00 26)

Ametem@Ametem.com