Çin´den ve Doğu Türkistan´dan geliyorum

67

 

27 Ağustos ve 5 Eylül 2012 tarihleri arasında Çin’in başkenti Pekin ve Doğu Türkistan’ın tarih ve kültür şehirlerine yaptığımız10 günlük geziyi tamamlayarak önceki gece sabaha yakın 10 saatlik bir uçak yolculuğu ile Türkiye’ye döndüm. Çin’e bu benim ikinci kez gidişimdi. Çin’e yaptığımız ilk ziyaret 2006 yılının Nisan ayında gerçekleşmiş, 12 gün Çin’in doğusundaki Pekin’den yola çıkarak Şangay, Şian, Guanzo, Şenzen ve Hong Kong’u gezerek belgesel çekimleri yapmıştık.

Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’den yola çıkıp Turfan, Taklamakan Çölü içerisindeki Hotan, kültür merkezi Yarkent, Pamir ve Tanrı Dağları eteğindeki ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlılar’ın kurulduğu Kaşgar’ı adım adım gezerek Devri- Alem belgesel programı olarak tarihe not düşüp zamana noterlik yaptık.

Doğu Türkistan illeri ve Çin’in başkenti Pekin ile ilgili geniş çaplı bir yazı serisini önümüzdeki günlerde sizlerle ayrıntılı olarak paylaşacağız. Ancak bugün özetle Doğu Türkistan ve Çin gezimiz ile ilgili özet bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

Doğu Türkistan ve İpek Yolu kültür coğrafyamızın önemli bir parçası. En büyük hayalim İpek Yolu güzergahını baştan başa gezmek. Çin’den başlayan ve İstanbul’da sona eren İpek Yolu’nu gezip belgesel çekmeye bir ömür yetmez. Ama parça parça da olsa biz İpek Yolu’nu gezerek belgesel çekmeye çalışıyoruz. Bu kapsamda Pakistan, Afganistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Doğu Türkistan, Moğolistan ve Çin’de belgesel çekimleri yaptık.

Japonların 80’li yıllarda çektiği ve TRT’de siyah-beyaz olarak yayınlanan ünlü İpek Yolu belgeseli, gönüllerimize taht kurmuştu. Benimde belgeselci olmama İpek Yolu belgeseli yön göstermiş ve teşvik etmişti. Bu konuda daha önce bu köşede yer alan Geçmiş zaman olur ki yazımı www.gebzegazetesi.com sitesindeki  http://www.gebzegazetesi.com/Koseyazisi-743-Gecmis-zaman-olur-ki!.html adresinden okuyabilirsiniz.

Hayaldi gerçek oldu
Doğu Türkistan’a gitmek bizim için sadece hayaldi. Hayallerimiz nihayet gerçek oldu. Bir grup dostun organize ettiği özel Doğu Türkistan coğrafyası ve İpek Yolu turuna bizleri de davet ettiler. 27 Ağustos 2012 gece saat 01.00’de Çin Havayollarına ait uçakla İstanbul’dan Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’ye uçtuk. 27 ağustos günü öğle saatlerinde  Urumçi’ye indik. Ve Türkiye ile Çin arasındaki zaman farkı ortalama 6 saat. Türkiye’den Çin 6 saat ilerde. Türkiye ile Çin arasındaki uçuş  yaklaşık 10 saat. Hiç durmadan 10 saat  uçak yolculuğu yapmak hem sıkıcı hem de biraz ürkütücü ve korkutucu. Ama yolculuk, kültür ve medeniyet coğrafyamız, gönüller diyarımız Doğu Türkistan’a olunca vız geliyor. 10 gün süren Doğu Türkistan ve Çin gezimizin ana hatlarını sizlerle özetle paylaşmak istiyorum. 
Urumçi’den Turfan’a 
Çin Havayollarının CZ 680 sayılı İstanbul – Urumçi tarifeli direk seferi ile 27 ağustos 2012 günü 01: 45’de Urumçi’ye hareket ettik. Aynı gün 13: 00’te Urumçi’ye varışta karşılamayı takiben;  yerel rehberimiz tarafından karşılandık ve özel aracımızla 3 saat  sürecek TURFAN yolculuğuna başladık ve geceyi Turfan’da geçirdik. Urumçi ile Turfan arasında mesafe yaklaşık 180 kilometre. Tanrı Dağlarını seyrederek üzüm bağları arasından Turfan’a geldik. 
Turfan’dan Urumçi’ye gidiyoruz

28 Ağustos sabahı, sabah kahvaltıyı takiben, güne Turfan turumuzla devam ettik. Kariz yer altı su sisteminin belgesel görüntülerini çektik. Turfan’da emin minaresi olarak bildirilen Emin Camii’ni ziyaret ettik. Uygur Türklerinin ilk yerleşik hayata geçtiği, 2000 yıl önce kurdukları şehir kalıntılarında Türk tarihini yeniden yaşadık. Turfan’ın asma bahçelerinden doya doya üzüm yedik. Turfan’dan ayrılmadan önce Uygur  mutfağına özgü öğle yemeği azığımızı  aldık, ardından Urumçi’ye doğru yolculuğumuz başladı.  Varışı takiben,  panoramik  Urumçi şehir turunda, Urumçi Büyük Cami ve Şanhi Cami’lerini gezip, Tayyip Erdoğan’ın namaz kıldığı Urumçi Camii’nde biz de namaz kılarak Tanrı Dağları’nın buzlarıyla yapılan Uygur ayranından içip yorgunluk attık. Urumçi Kulesi’nden Uygur şehrini doya doya seyredip İpek Yolu kervanının Urumçi’de uğradığı tarihi Kapalı çarşı da Uygur Türkleriyle görüşüp sohbet ettik. Kültür tarihimizin muhteşem geçmişini doya doya gezip Doğu Türkistan tarihini  yaşayarak Urumçi Oteli’nde  konakladık. 
Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi

Urumçi, Çin´in kuzeydoğusunda yer alan, Doğu Türkistan adıyla da bilinen, Sincan Uygur Özerk Bölgesi´nin başkenti. 2,5 milyon nüfuslu bir şehir olup 10.989 km²´lik bir alan kaplıyor. Mançu İmparatorluğu 1884 yılında, Doğu Türkistan istilasını gerçekleştirdiğinde şehre Çince (Dihua) adını vermişlerdi. 1955 yılında, daha öncelerden Eyalet statüsündeki Doğu Türkistan´ın, Sincan Uygur Özerk Bölgesi olması ile birlikte, başkentin adı da tekrar Ürümçi olmuş. Çin´in batıya açılan en önemli güzergahlarından. Demiryolu taşımacılığında önemli bir geçittir.174,53 kişi/km² düşmekte.

Urumçi’den Hotan’a

29 Ağustos günü Urumçi’ye veda ettik.Sabah erken kalkarak, havalimanına geçtik. Doğu Türkistan’ın önemli kültür merkezi Urumçi’den Hotan’a hareket etmek için geldik. Uçağın penceresinden Taklamakan Çölü, karlı Tanrı Dağları’nı seyrederek çöl ortasındaki Hotan’a geldik.  Havalimanında karşılanmayı takiben, yerel rehberimizin eşliğinde, özel bir organizasyon ile, Taklamakan Çölü’ne  yolculuk başladı. Taklamakan Çölü’nde deve safarisi gerçekleştirerek İpek Yolu kültürünü doya doya yaşadık. Taklamakan Çölü’nde tıpkı atalarımız gibi  deve sırtında  gezerek tarihi İpek Yolu’nda yolculuk yaptık.

Taklamakan Çölü, Rub´ul Hali´den sonra dünyanın 2. büyük aynı zamanda Çin´deki en büyük kum çölüdür. Taklamakan Çölü Sincan eyaletinin aşağı yukarı üçte ikisini kaplar. Alanı ortalama 300.000 kilometrekaredir. Büyük bir  kısmı 100 metre kumla kaplıdır, hatta bazı beyanlarda 300 metreyi bulduğu söylenmektedir.

Taklamakan Çölü’ndeki deve turumuzu tamamladıktan sonra tekrar Hotan’a  dönüp, tanrı dağlarından gelen Yeşim Irmağı’nda Yeşim taşı arayan Uygurlarla sohbet edip biz de yeşim taşı aradık. Yeşim taşı Çinliler için de çok kıymetli. Çoluk çocuk herkes yeşim taşı arıyor. Hotan Şehri’nin muhteşem gece  manzarasını  doya doya seyrederek Hotan’da Uygur Türkleriyle birlikte üzüm asması altında oturup hem şiş kebap yedik, hem de Hotan’ın güzelliklerini ve İpek Yolu´nu konuştuk.