Çığlık Gibi Son Uyarılar

95

Ekonomimiz çok kuvvetli alarmlar veriyor. İyi birer
ekonomist olduklarına hiç kimsenin itiraz edemeyeceği isimlerden çığlık gibi
uyarılar
geliyor.

Türkiye’de ekonomik çöküntünün, yeni bir yönetim anlayışına dönüş
olmadan düzeltilmesi mümkün değil.
Bu yeni yönetimle hukukun
üstünlüğü tesis edildiği, demokratik ilke ve kuralların işlediği, akla ve
bilime dayalı çözüm yollarına başvurulduğu, kurumların işlevine kavuştuğu ve
kuralların herkes için işlediği bir düzen kurulmak zorunda.

Kurumların başına bilgili, liyakatli,
işini en iyi şekilde yapan, dürüst insanların getirilmesi lazım.

Ancak çok kısa vadede bekleyen ağır
sorunların çözümü için
de mevcut ekonomi yönetim anlayışının derhal değişmesi
şart.

****

Prof. Dr. Bilge Yılmaz’ın Uyarıları

Mesela Kur Korumalı Mevduat (KKM)
konusunda İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz endişelerini
şöyle ifade etti:

“KKM bir canavara dönüştü ve Türkiye
ekonomisini yutmasına çok az kaldı!

Erdoğan iktidarının kendi eliyle yarattığı
bu canavarın tek hedefi sahibinin, Erdoğan’ın, siyasi ömrünü uzatmak.

Bugün devlet KKM adı altında dolara %36
faiz ödüyor. Akıllara zarar bu faiz hepimizin cebinden çıkıp dar bir grubun
cebine giriyor.
Bu düpedüz servet transferidir!

Erdoğan’a oy vermek hem bunu onaylamak hem
ekonominin batmasına izin vermektir.”

Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş
Yılmaz
da aynı kanaatte: “KKM adlı saadet zincirinin sonuna doğru
yaklaşılıyor.
Bu saatli bombanın önce büyümesinin durdurulması,
sonra da kontrollü bir şekilde etkisiz hale getirilmesi gerekiyor. Bu yapıda
ısrar edilirse sonu hoş bitmeyecek.”

Sadece KKM değil ekonominin bütünü
sorunlu.
Çünkü ekonominin başında bulunan Erdoğan ve Nebati’nin
ekonomist olduğuna inanan saygın bir iktisatçıya rastlamadım.

Bu yüzden Prof. Dr. Bilge Yılmaz’ın çığlık
gibi uyarısı dikkat çekiyor:

“Erdoğan iktidarı ile gittiğimiz yolun
sonu uçurum ve o uçuruma düşersek yıllarca oradan çıkamayız.

Peki uçurum neye tekabül ediyor?

Kur şoku olur! Enflasyon %100’e ulaşır!
Tam sermaye kontrolü gelir! Ekonomi durur, işsizlik artar! Erdoğan kazanırsa
tüm bunları ve hatta daha fazlasını yaşayacağız.”

Bunlar siyasi birer ifade değil. Ekonomik
tespitler.

**************************

Kerim Rota Ve Serkan Özcan’ın Çığlıkları

Malum son günlerde Merkez Bankası bir
yandan rezervleri eritip bir yandan bankalara yeni ve çelişkili kararlar
bildiriyor. Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde BDDK Başkanlığı için ismi geçen Kerim
Rota
bunun “seçim sonrasındaki sermaye kontrolü için ön hazırlık
olduğu görüşünde.”

Sermaye kontrolü bir ülkeden sermaye girişini ve çıkışını
kontrol etmeye yönelik düzenlemelere deniyor. Gelişmiş ekonomilerde sermaye
kontrolü politikaları uygulanmıyor.
Çünkü verimliliği düşürdüğü ve ekonomik
gelişmenin önüne geçtiği biliniyor. Ekonomisi ağır krize giren ülkelerde sermaye
kontrolü kararı alınabiliyor.
Arjantin, Yunanistan ve G. Kıbrıs’ta belli
dönemlerde bu yöntem kullanıldı.

Kerim Rota FAİZler konusunda geldiğimiz
yeri
de özetlemiş:

“TCMB faizi %8,5 Buna karşılık, Limiti olanlar için ihtiyaç
kredisi faizi %40’ın üstünde. TL mevduat faizi %35 ve üstü.
Döviz dönüşümlü
KKM’ye önerilen döviz primi (faizi) %20 ve üstü.”

Ayrıca finansmana erişim de kısıtlandı.
“Döviz rezervleri öyle bir seviyeye düştü ki, 2.tur öncesi demeden krediye
ulaşıma yeni kısıtlamalar geldi; 50.000 TL’den daha yüksek kredi kartı toplam
limiti olan bireylerin nakit avans kullanımı tamamen durdu. Kobi kredilerinin
aylık %3 üzerinde büyümesi imkânsız hale getirildi. Döviz fazlası olan büyük
şirketler zaten aylardır krediye ulaşamıyorlardı.

Yaklaşan şey faizler değil bir cisim.”

Bir başka ifadeyle, “önümüzde görünen
ışık tünelin sonu değil, üzerimize gelmekte olan trenin farları”
demek
istiyor.

****

Gelecek Partisi’nin ekonomi kurmayı Serkan
Özcan da çok değerli bir ekonomi uzmanı.
Bir TV programında “yasal
kısıtlamalar sebebiyle bildiğim her şeyi anlatamıyorum.  Bir siyasetçi olarak değil, bütün ekonomi
kariyerimi ortaya koyarak söylüyorum, ülkeyi bir felaket bekliyor!” dedi.

Muhtemel felakete dair, “29
Mayıs’tan sonra tekrar Cumhur İttifakı varsa ekonomi yoktur. Ekmek yoktur. Çok
kısa zamanda şirketlerin battığını görürüz. Önemli ilaçlar bile alınamaz. Ya bu
ülkeyi liyakatli kadrolar ele alır ya da hep birlikte çökeriz”
gibi
örnekler verdi.

**************************

Uçurumdan Önce Son Çıkış

Türkiye’nin yetiştirdiği değerli
ekonomistlerin söylediği sözleri teknik veya siyasi bulabiliriz. Başımızı kuma
gömüp gelmekte olanı görmezden gelebiliriz. Ama onların özetle dedikleri şu
gerçekleri değiştirmez:

Ekonomik açıdan bir uçuruma doğru hızla
gidiyoruz ve uçurum çok yaklaştı. Acilen istikamet değiştirmek gerekiyor.
Ama RTE aynı politikaya devam etme
kararında olduğunu açıkladı.

28 Mayıs uçurumdan önceki son çıkış. Aynı yolda devam edersek, yani tekrar
Erdoğan seçilirse ekonomik felaketi yaşayacağız.

Şirketler batacak, işsizlik ve yoksulluk artacak, insanlar alıştığı oranda tüketemez
hale gelecek.

Şu anda derin yoksulluk içinde olan
kitleler açlıkla boğuşacak, krizden kısmen etkilenmiş olanlar yoksulluğu
iyice hissedecek. Ama çok küçük bir kesim krizden olumsuz etkilenmeyecek hatta
zenginleşecek.

Gençlerimizin umudu kalmayacak. Yurtdışına
beyin göçü hızlanacak. Şehirlerimiz depreme yine hazırlıksız yakalanacak.

Yani bu seçim R. Tayyip Erdoğan mı, K.
Kılıçdaroğlu mu Cumhurbaşkanı olsun seçimi değil.

“Hukuk ve adaletin olduğu, refah içinde bir
ülkede yaşamayı istiyor muyuz?”

sorusuna cevap vereceğimiz bir referandum bu.

Bizi bu krizden Prof. Bilge Yılmaz, Kerim Rota, Serkan
Özcan gibi Millet İttifakı’nın yıldız ekonomi kadrosu değil, “Ekonomist
Erdoğan” ile ekonomi tahsili bile olmayan “Nebati”
gibi kişilerden (aslında
tek kişiden) oluşan ekonomistler çıkarır diyenlere son bir sözüm var:

Kendi düşen ağlamaz. Ama kendinizle beraber ahını alacağınız
milyonlarca insanımıza bu kötülüğü yapmaya hakkınız yok! 

Önceki İçerik21 Mayıs 1864 Büyük Kafkas Sürgünü (Çerkes Soykırımı)
Sonraki İçerikDünya ve Sonrası
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.