(Eşim Türkân’a)
Verince kadın bir yere el
Olur orası güzel mi güzel
Değmemişse bir yere kadın eli
Olur orası ancak yad’ın eli
Denmiştir bir zamanlar kadına hitaben
İstersen mutlu olmayı gerçekten sen
Tercih et sevdiğini değil, seven erkeği sen
Çünkü çok doğru, yerinde bir söz denilen
Ben de isterim, bu zamanda yorum yapmayı
İstiyorsa erkek, mesut ve bahtiyar olmayı
Sevdiğini değil, kendini seven kadını seçmeli
Zira sevenin, katlanır her şeye rağmen eli
Bu durumda gözü kalmaz geride
Ömrü oldukça olur hep ileride
En güzel nimet nedir diye, sorulursa eğer
Cevabı hazır tabii ki, kadındır birader
Üç şeyden biri için, seçen kadını
Yerinde seçiş, yükseltir daim adını
Ya güzelliği, ya dini veya malı
Et tercih azizim sen, dindar olanı
Her şeyi güzel kılar, bu haslet
Kalmaz içinde, ne keder ne kasvet
Çünkü dindarlık, huyu da güzel eyler
Güzel huydur üstün olan suretten, Beyler
Neye yarar? Varsa çatık kaş, güzelde
Neye yarar? Huysuzluk huyu, olan evde
Neye yarar Beyler? Olmayınca tatlı dili
Gelince eve, görmeyince tebessüm edeni
Olursun sanki baharda değil de güzde
Bulamazsın ışıldayan bir göz, yüzde
Bir yerin güzelliği, o yerde olandan gelir
Evin güzelliği de, evde oturandandır
Kadın, güneş gibi ışıtmalı evi
Böyle değilse kadın, ne demeli
Eşini, âlemden âleme seyr ettirmeli, her an
Yuvayı etmeli, geniş mi geniş, bir meydan
Kadın deyip de geçme, Cemal ismine mazhar
Eve başkası değil, ancak o, güzellik katar