Bir Fotoğrafın Anlattıkları

102

 

”Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık. Bize ne yapsın ölüm”

(Şehit Astsubay Abdullah Taha Koç)

 

Gazete manşetlerine yansıyan bir fotoğraf:

Ay Yıldızlı, Al Bayrağımızla sarmalanmış bir şehit.

Tıpkı soyadı gibi; koç yiğit.

Şehit Astsubay, Abdullah Taha Koç.

Tabutunun yanında aslan gibi iki inzibat,

Gözler kararlı, bedenleri dimdik.

Bu fotoğraf var ya bu fotoğraf;

Vatan sevgisini görmezden gelenlere;

Tokat gibi bir cevap…

Fotoğrafın tam orta yerinde bir kare;

Pençeleriyle kavradığı evladını,

Omzuna almış bir baba.

Bu ne muazzam bir duruş böyle;

Yer küre bile sarsılır bu görüntüyle.

Belli ki;

O sadece şehidinin değil,

Vatanın sevgisini de,

Kazımış yüreğine.

O fotoğraf;

80 milyonumuzu da,

Temsil ediyor o kareyle.

Acısını yüreğine,

Gururunu alnına yazmış bir baba;

Dimdik başını, açık bağrını,

O da siper etmiş yurduna.

45 gün kaldı geride.

Gidiyorlar hiç tereddütsüz;

Millet için, vatan uğruna,

Diye, diye…

Bu fotoğrafa iyi bakın:

O fotoğraf;

Bu milletin,

Vatan sevdasını

Bu toprakların;

Kutsallığını,

Ay Yıldızlı Al Bayrağımızın;

Şanını, şerefini anlatıyor.

O fotoğraf;

Çanakkale’dir,

Dumlupınar’dır,

Sakarya’dır,

Türkiye’dir.

O fotoğraf;

Asırlar boyunca tarihe yön verip,

Tarih yazan.

Tarihin hiçbir döneminde;

Tutsak olmayan.

Gerektiğinde;

Vatanı için can veren,

Ama hiçbir zaman,

Düşmanına diz çökmeyen;

Türk Milletinin adıdır.

”Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm.

Ölümsüzlüğü tattık. Bize ne yapsın ölüm.”

Demiş; Şehidim.

Haklısın Koçyiğit’im.

Bu topraklar;

Ezelden, ebede,

Ceddimizden emanettir milletimize.

Bil ki, bu yemin değişmez.

Tarih böyle yazmış,

Dünya böyle ezberlemiş:

Vatan için doğarız,

Vatan için yaşarız.

Gün o gün ise;

Elde kalan,

Son nefesimizse,

O da vatan uğruna seve seve.

 

 

Önceki İçerikKıbrıs Konusunda Türk ve Rum Tezleri (3)
Sonraki İçerikİzmit’in Çocukları Dr. Necati Amcasını Kaybetti
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.